MLKP Enternasyonal Büro: Sömürgeci işgale birlikte karşı koyalım

MLKP Enternasyonal Büro: Faşist diktatör Erdoğan’ın Güney Kürdistan’daki sömürgeci işgaline hep birlikte karşı koyalım.

Türk devletinin Güney Kürdistan’a yönelik düzenlediği işgal saldırılarına ilişkin yazılı bir açıklama yapan MLKP Enternasyonal Büro, “Enternasyonal özgürlük mücadelesinin sizlere çağrısı, Erdoğan diktatörlüğünün faşist sömürgeci işgaline karşı kahramanca direnen, yalnızca Kürdistan’ın özgürlüğü değil, aynı zamanda Ortadoğu’nun özgürlüğü için savaşan gerillaya omuz vermektir” dedi.

“Güney Kürdistan’da Metîna, Avaşîn ve Zap, 23-24 Nisan’dan beri, faşist sömürgeci Türk devletinin yeni işgal saldırısının hedefinde. Erdoğan’ın sömürgeci faşist şeflik rejimi, Kürdistan’daki ırkçı ve soykırımcı siyasetini gitgide şiddetlendiriyor. O, son sömürgeci işgal saldırısıyla, Güney Kürdistan’da partimizin komünist gerillalarının da üslenmiş olduğu Medya Savunma Alanları’nı bütünüyle işgal altına almayı, Kürt ulusal özgürlük mücadelesini boğmayı ve ulusal demokratik kazanımlarını kökten silip atmayı, anti sömürgeci direniş mevzilerindeki PKK’yi en kanlı biçimlerde yok etmeyi amaçladığını bir kez daha ortaya koyuyor. Bu zalim sömürgeci işgal, Barzanilerin yönetimindeki KDP’nin ulusal ihanetçi işbirliğinde, Irak hükümetinin suskunluk içindeki onayında, PKK liderlerinin başlarına ödül koyan ABD ve ikiyüzlü AB emperyalistlerinin açık veya örtük desteğinde başlıca dayanaklarını buluyor.

Kürt halkına karşı bu ırkçı ve inkarcı sömürgeci savaşı sürdüren Erdoğancı Türk faşist sermaye devleti, aslında, bölgenin tüm halklarına düşmandır. O, Ortadoğu’da bölgesel karşıdevrimin başlıca merkezlerinden biri, bütün Ortadoğu ve Kuzey Afrika halklarına yönelmiş bir faşist sömürgeci tehdittir” denilen açıklamada şunlar belirtildi: “Türk burjuva devletinin Suriye’de İdlib yöresindeki işgaline bakın! Orada, El Nusra devamcısı faşist politik İslamcı çetelerin, Suriye Milli Ordusu adlı talancı ve tecavüzcü güruhların bütün halk düşmanı suçlarına baştan sona arka çıkışını göreceksiniz.

Türk burjuva devletinin Libya’daki gayrimeşru siyasi ve askeri varlığına bakın! Orada, Arap halklarının iradesini hiçleştirme, Arap ülkelerini neo-osmanlıcı nüfuz sahaları haline getirme eksenindeki kirli ve kanlı hesabını göreceksiniz.

Türk burjuva devletinin Doğu Akdeniz’deki savaş kışkırtıcılığına bakın! Orada, bölgedeki doğal zenginlikleri yağmalama, bölgenin kapitalist pazar alanlarına hakimiyet için yeni savaşlar çıkarma, bölge halklarına silahla diz çöktürme aşağılık hedefini göreceksiniz.

Türk burjuva devletinin Rojava Kürdistan’daki işgal siciline bakın! Orada, Kürtlerin yanı sıra, Arapları, Süryanileri, Asurileri, Keldanileri, Ermenileri, Çerkesleri ve Türkmenleri de kendi hizmetkarlarına dönüştürme gayesini göreceksiniz.

Erdoğan’ın faşist şeflik rejiminin Güney Kürdistan işgaline, Ortadoğu’da halkların onuru ve özgürlüğü adına ne varsa ortadan kaldırmaya odaklanmış saldırganlığına karşı çıkmak, Ortadoğu’nun özgür geleceği uğruna temel ve güncel bir demokratik görevdir.

Faşist sömürgeci işgale karşı enternasyonal kitle hareketinde aktif yer almak, açıklamalarla, yürüyüşlerle ve yol kesmelerle açıktan politik tutum sergilemek, Türk burjuva devletinin elçilikleri önünde gösteriler düzenlemek, Türk sermayesinin temsilciliklerini işgal etmek bu görevi yerine getirmenin çeşitli biçimleridir.

Enternasyonal özgürlük mücadelesinin sizlere çağrısı, Erdoğan diktatörlüğünün faşist sömürgeci işgaline karşı kahramanca direnen, yalnızca Kürdistan’ın özgürlüğü değil, aynı zamanda Ortadoğu’nun özgürlüğü için savaşan gerillaya omuz vermektir.

Erdoğan’ın faşist şeflik rejiminin Güney Kürdistan işgaline karşı mücadele vermek, onun Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki bölgesel yayılmacılığına ve Arap halklarını köleleştirme saldırganlığına da barikat olmak demektir. Bu kadim bölgenin özgür geleceği için Kürt ve Arap halklarının devrimci-demokratik birliğini geliştirme görevinin kilit bir önem taşıdığı ortadadır.

Arap coğrafyasının dört bir tarafında Güney Kürdistan’a yönelik sömürgeci işgal saldırısını lanetleyen kitle eylemleri düzenlemek, başta Bağdat hükümeti olmak üzere Arap devletlerini bu işgal saldırısına karşı politik tavır almaya zorlamak, Türk burjuva devletinin Arap ülkelerindeki resmi veya gayri resmi varlığını devrimci şiddetin hedefi haline getirmek, Medya Savunma Alanları’na dayanışma heyetleri ve canlı kalkan gönüllüleri göndermek bu görevi sırtlamanın çeşitli biçimleridir.

Enternasyonal özgürlük mücadelesinin sizlere çağrısı, Irak’tan Suriye’ye, Filistin’den Lübnan’a, Ürdün’den Tunus’a, Mısır’dan Libya’ya değin Arap coğrafyasının her yanından, şimdi Erdoğan’ın neo-osmanlıcı faşist şeflik rejimine karşı Medya Savunma Alanları’nın özgürlük mevzilerinde çarpışan gerillaya soluk olmaktır.

Faşist diktatör Erdoğan’ın Güney Kürdistan’daki sömürgeci işgaline hep birlikte karşı koyalım. İşçilere ve emekçilere, kadınlara ve gençliğe, mazlum halklarımıza sadece sömürüyü ve zulmü, savaşları ve katliamları reva gören emperyalizme, kolonyalizme, faşizme ve despotizme karşı mücadeleyi böylece hep birlikte büyütelim. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın demokratik ve özgür geleceği uğruna halklarımızın enternasyonal birliğini ve dayanışmasını böylece hep birlikte pratikleştirelim.”