NATO Türkiye eliyle Kürtlere karşı kimyasal silah kullanıyor

Dr. Serbilind Dersim, NATO’nun önde gelen ülkelerinin Rusya’yı Ukrayna’ya karşı kimyasal silah kullanmakla suçlarken, Türkiye’nin Kürtlere karşı kimyasal silah kullanmasına göz yummalarının tam bir ikiyüzlülük olduğunu söyledi.

Gerilla saflarında yıllarca doktorluk yapan Serbilind Dersim, kısa bir zaman diliminde 200’ün üzerinde kayıp veren Türk devletinin sonuç alamayınca yine ahlak dışı savaş yöntemlerine başvurarak kimyasal silahlara yöneldiğini söyledi. PKK'nin yenilmez bir hareket olduğunu belirten Dersim, "Kürt özgürlük gerillası Türk askerine göz açtırmamakta, her gün darbe üstüne darbe vurmaktadır" dedi.

Türk devletinin Medya Savunma Alanları'na yönelik başlattığı işgal saldırıları devam ediyor. Özellikle Zap, Avaşîn ve Metîna alanlarına saldıran Türk devleti, gerillanın direnişine takıldı. Havadan ve karadan her türlü tekniği ve kimyasal silahı kullanan Türk devleti, buna rağmen büyük kayıplar veriyor.

Gerilla saflarında yıllarca doktorluk yapan Serbilind Dersim, Türk devletinin işgal saldırılarını ve kimyasal silah kullanımını ANF'ye değerlendirdi.

AKP-MHP hükümetinin varlığını Kürt soykırımı üzerinden şekillendirdiğini hatırlatan Serbilind Dersim,  şunları belirtti: "Bilindiği gibi geçtiğimiz sene 23 Nisan tarihinde faşist soykırımcı Türk devleti Medya Savunma Alanlarına işgal operasyonu başlattı. Her türlü tekniğini kullanarak yürüttüğü operasyonda sonuç alamayınca esasta arkadaşlarımızın yoğun direnişi ve mücadelesiyle karşılaştığında tıkanma noktasına geldi. Sonuç alınamaz noktaya geldiğinde de ahlak dışı yöntemlere başvurmaya başladı.  Bunun neticesinde de tüm dünyada yasak olan kimyasal silahlara başvurdu. Tabii bununla da netice alabileceğini umuyordu ama arkadaşlarımızın savaş tünellerinde aldığı önlemlerle Türk devletinin bu kimyasal silahlarla olan saldırıları da boşa çıkarıldı. Bu noktada şunu söylemek gerekir; ilk kullandığı andan itibaren belli sonuçlar almıştır, alınamadı denilemez. Ama daha sonraki süreçlerde arkadaşlarımız bu saldırılara karşı aldıkları önlemlerle, kimyasal silahlara karşı tedbirleri arttırmış ve neticede saldırıları sonuçsuz bırakmıştır. Bu nedenle Türk devleti geri çekilmek zorunda kalmıştır."

TÜRK DEVLETİ YILLARDIR KİMYASAL SİLAH KULLANIYOR

Türk devletinin bir yıl aradan sonra tekrar Medya Savunma Alanları'na saldırdığını vurgulayan Serbilind Dersim, şu bilgileri verdi: "Türk devleti her türlü yoğun tekniği kullanarak, onlarca savaş uçaklarıyla, obüslerle, helikopterlerle sürekli bombardıman yaparak, İHA’larını 24 saat havada tutarak hareketimize yönelik yine bir saldırı girişimi başlattı. Ama yeniden yapılanan gerillaların yeni tarz ve taktiklerle verdiği cevap karşısında şok olmuşlardır. Kısa bir zaman diliminde 200’ün üzerinde kayıp verdiler. Neticede bu yolla sonuç alamayacağını anlayan Türk devleti, yine ahlak dışı savaş yöntemleri kullanarak kimyasal silahlara yönelmiştir.

Helikopterlerden, uçaklardan kimyasal silahlarla arkadaşlarımızın bulunduğu alanları bombalıyorlar. Arkadaşlarımız geçen sene edindikleri tecrübeyle ve aldıkları tedbirlerle bunu da boşa çıkarmayı başarmışlardır. Türk devleti bu kimyasal saldırılarla da sonuç alamayacaktır. Bu da gösteriyor ki bu savaş onların son savaşı olacaktır. Ve artık çökme noktasına gelen AKP-MHP hükümeti son kartlarını oynamaktadır. Zafer yine çok zor şartlarda fedai ruh ile savaşan Kürdistan gerillasının olacaktır. 2. Dünya savaşından önce Cenevre sözleşmesi imzalanmış ve kimyasal silah kullanımı ile ilgili bazı sınırlandırmalar getirilmiştir. Daha sonra 1993 yılında kimyasal silah konvansiyonu ile kimyasal silahların kullanımı yasaklanmıştır. Bununla ilgili olarak kimyasal silahların üretilmesi, stoklanması kullanılması ve var olanların da imha edilmesine yönelik uluslararası sözleşme imzalanmıştır. Ve bu sözleşmenin sorumluluğu üzerinden de bir örgüt kurulmuştur. Bu yapılanma kimyasal silahların kullanılmasına karşı kurulan bir örgüttür. Bütün bunlar yasal çerçeve oluşturmasına rağmen hegemonik güçler tarafından kimyasal silah kullanımı sürekli olarak devam etmiştir.

Türk devleti de bugün bize karşı kimyasal silah kullanıyor; ancak bu, onların savaşı kazanacağı anlamına gelmez. Kürtlere karşı kimyasal silah kullanımı geçen sene de ilk değildi, bu sene de ilk değil. Özellikle 1920'de Şêx Mahmut Berzenci’ye karşı İngilizler tarafından kimyasal silah kullanılmıştır. 1937-38 Dersim katliamında da Türk devleti çok yoğun bir şekilde kimyasal silah kullanmıştır. 1988'de Halepçe'de Saddam iktidarı tarafından Kürtlere karşı kimyasal silah kullanılmıştır. Bunun dışında hareketimize karşı 1990’lı yıllardan bugüne kadar çok yoğun bir şekilde kimyasal silah kullanımı var."

KİMYASALLAR CS KODUYLA MÜHİMMATA DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ

1993 yılında kimyasal silahlar sözleşmesinin imzaya açıldığını ve 1997'de yürürlüğe girdiğini hatırlatan Serbilind Dersim, "Kimyasal silah konvansiyonelden, daha doğrusu; kimyasal etkisiyle yaşam süreçlerini insan veya hayvanlarda ölüme veya halsizliğe yol açacak şekilde etkileyen herhangi bir madde olarak tanımlanmıştır. Sadece öldürme yanıyla değil, geçici felç olabilir, geçici kör olabilir, geçici sağır olabilir. Geçici baygınlık yaratacak şekilde kullanılan maddeler de aynı şekilde kimyasal silah sınıfına alınmıştır. Biber gazı bir kimyasal silahtır ve özellikle askeri alanda kullanımı yasaklanmış bir maddedir. CS koduyla mühimmat haline getirilmiş, havan mermisi haline getirilmiş bir mühimmat da Türk ordusunun elinde var. Bu dediğimiz gibi tamamen uluslararası sözleşmelere aykırı bir durumdur.

Türk devleti bu biber gazlarını getirip savaş tünellerimizde, kapalı alanlarda yoğun bir şekilde kullanıyor. Bu da uzun vadeli sağlık sorunlarına, hatta öldürücü sonuçlara da yol açan etkiler ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla buna biber gazıdır deyip geçmemek lazım. Mesela şehirlerde, kış aylarında yüzlerce insan soba gazı zehirlenmesinden yaşamını kaybetmektedir. Burada insanların yaşamını kaybetmesine neden olan şey nedir? Karbonmonoksit gazıdır. Karbonmonoksit gazı kimyasal silah mıdır, değil. Normalde sobadan sızan bir gaz olarak tanımlarsınız. Araba egzozundan ya da jeneratör egzozundan sızan bir gaz olarak da tanımlayabilirsiniz. Ama siz o gazı alıp, kapsülleyip, insanları öldürmek amacıyla bir silah haline getirirseniz bu kimyasal silah olur. Neticede biber gazı da böyle bir şey. Türk devleti özellikle büyük havan topları, mühimmat olarak arkadaşlara karşı kullandığında bu kimyasal silah sınıfına giriyor.

Ayrıca geçtiğimiz yıl arkadaşlara karşı kullanılan Grinkros adlı bir madde de var. Bu da zaten bütün dünya literatüründe de kimyasal silah sınıfında olan bir gazdır. Helikopterlerle savaş alanlarına tanklarla kimyasal maddeler getirilip, arkadaşlarımıza karşı kullanıldı. Bunların hepsi görüntüleriyle ve delilleriyle elimizde mevcut. Uluslararası kamuoyunu bu noktada Türkiye’ye karşı hareket etmeye çağırıyoruz. Bugün Amerika, Fransa, İngiltere, kısacası NATO’nun önde gelen ülkeleri Rusya’yı Ukrayna’ya karşı kimyasal silah kullanmakla suçlarken -ki biz bunu da tasvip etmiyoruz-, Kürtlere karşı, özellikle hareketimize karşı kimyasal silah kullanılmasına göz yummaları, tam bir ikiyüzlülüktür. NATO, Türkiye yoluyla Kürt hareketine karşı kimyasal silah kullanmaktadır" diye konuştu.

‘ULUSLARARASI KURULUŞLARA ÇAĞRIMIZI YİNELİYORUZ’

Geçtiğimiz sene bazı kuruluşların kimyasal silahları tespit etmek amacıyla Güney Kürdistan'a geldiğini fakat AKP-MHP faşist hükümetiyle işbirliği içinde olan KDP yönetiminin buna izin vermediğine dikkat çeken Serbilind Dersim, şöyle devam etti: "KDP bu kuruluşların, sivil toplum örgütlerin ve kimyasal silah kullanımını tespit etmek için bu alana gelen insanların önünü kesti. Gözaltına bile aldı. Hatta Güney Kürdistan'a gelişlerini bile engellediler. Bugün bu uluslararası kuruluşlara, aynı çağrıyı yine yineliyoruz, özellikle kimyasal silahlara karşı konvansiyonele dahil olan ülkelere, sivil toplum kuruluşlarına, sivil toplum örgütlerine, doktorlara, kısacası bu işlerle uğraşan bütün örgütlere Güney Kürdistan’a gelip, gerilla alanlarında Türk devletinin kullandığı kimyasalları tespit etmelerini ve buna yönelik Türk devletine karşı uluslararası alanlarda adım atılmasının sağlanmasını talep ediyoruz.

Faşist AKP-MHP hükümeti artık tıkanma noktasındadır. Özellikle 2023 seçimlerinden önce hareketimize karşı çok yoğun saldırıları başlatarak sonuç almaya çalışmaktadır. Bu yolla da, önümüzdeki yıl olacak seçimleri kazanıp, varlığını sürdürmeye çalışmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki bütün tekniğine, yüzlerce uçağına, obüslerine, helikopterlerine, SİHA’sına, İHA’sına rağmen Kürt özgürlük gerillası bu dağlarda Türk askerine göz açtırmamaktadır. Her gün darbe üstüne darbe vurmaktadır. Herkes bilmelidir ki PKK yenilmez bir harekettir."