Reçbiraxa planı ve KDP gerçeği

KDP, Türk devleti ile birlikte kara propaganda ve yalan vaatlere dayalı planıyla bölge halkını gerillaya karşı koruculaştırmak istiyor.

Uzun bir süredir KDP’ye bağlı özel güçler, Amediyê’nin Şêladizê nahiyesinde ciddi bir hareketlilik içerisinde. KDP’ye yakın kaynaklardan sızdırılan ve aynı zamanda KDP ile MİT arasında ciddi bir trafiğe dönüşen Reçbiraxa planının perde arkasında neler olduğu merak ediliyordu. Nihayetinde KDP ve MİT arasında yapılan Reçbiraxa planın detaylarına ulaşabildik.

KDP’nin bölgedeki aşiretlerin ileri gelenleri ile görüştüğü ve Reçbiraxa bölgesine konumlandıkları takdirde, Banısta ve Nêrwe hattından Gever’e (Yüksekova) yeni bir sınır kapısı açılacağını belirterek, ciddi ekonomik vaatlerde bulunduğu öğrenildi. Buna karşılık ise bölgedeki aşiretlerden Reçbiraxa’ya konumlanmaları için gerillaya karşı KDP’nin ve MİT’in yanında yer almaları için garanti istenmiş. Çünkü burada kilit nokta Reçbiraxa alanıdır. Bu çerçevede KDP ve MİT aracılığı ile her iki taraftan, yani Güney’de Şêladizê’deki aşiretler ile Kuzey’deki aşiretlerin ileri gelenleri arasında ciddi görüşmelerin yapıldığı ortaya çıktı.

Behdinan sınırı boyunca üç sınır kapısı var. Şırnak/Silopi’den Duhok/Zaxo’ya açılan İbrahim Halil (Habur), Çelê’den (Çukurca) Kanîmasê’ye Serzêr ve Gerdiya’dan (Derecik) Mêrgesor’a Zêtê sınır kapıları var.

* Serzêr sınır kapısı, Kanîmasî’deki Türk üssü kurulduktan sonra Türk üslerine askeri takviye ve lojistik destek için kullanılmaktan öteye gitmedi.

* Zêtê sınır kapısı, 2018’de Lêlikan’da kurulan Türk askeri üssüne lojistik ve askeri takviye işlevi görme dışına çıkmadı.

* İbrahim Halil sınır kapısının durumunu zaten herkesin malumu, bahsetmeye gerek bile yok.

KAPI MÜMKÜN MÜ, FAYDALI MI?

Şimdi bahsedilen bu sınır kapısı projesi nasıl bir işlevi veya bölge halkına nasıl bir faydası olacak? Bunlardan farklı olacak mı?

Öncelikle buradaki plan açık ve net bir şekilde görüldüğü gibi var olan işgali kalıcılaştırma ve resmi kılıf uydurma dışında bir amacının olmadığı çok açıktır. Şêladizê’den Gever’e kadar yüzlerce kilometrelik dağlık sarp bölgeye yol yapmak bile kendi başına milyonlarca dolara mal olacak bir durumdur.

Öte yandan KDP’nin bu güzergahın güvenliğini sağlamak adına bölge halkından oluşan bir güç oluşturma çabaları daha önce gündeme gelmişti. Bırakalım ekonomik getirisi veya faydası tam bir koloni kurma çabası var burada. Özetle planın tarifini şöyle yapabiliriz; toprağınız işgal edilecek, yol yapımı için sizden vergi alınacak, güvenliği için elinize silah verip gerillaya karşı savaşmanız istenecek ve tüm doğanız talan edilecek. Günün sonunda buradan bir faydanız mı olacak? Şimdi bunun fayda veya zarar olduğunu takdirinize bırakıyorum.

TURİZM YALANIYLA KARA PROPAGANDA

Başka bir önemli nokta ise Balında vadisi ve Çemço hattı boyunca turizme açılacağı vaadi. Türk devleti, 2016’da Şêladizê’den itibaren başlayan Balinda vadisinden Reçbiraxa oradan Kunişka, Kinyaniş, Mervanos ve Nêrwe köylerine kadarki bölgede sivillere yönelik yoğun hava saldırıları gerçekleştirerek onlarca sivil insanı katletti. Belirtilen bölgelerde hali hazırda herhangi bir sivil yerleşim yeri yok. Yurttaşlar bal, üzüm, ceviz ve hayvancılık için yaz aylarında Türk ordusunun hava saldırılarına rağmen bu bölgelere giderdi. KDP, 2019’da Şêladizê’den sonra Balinda vadisine girişleri bile yasakladı, yani KDP’nin vadi girişindeki asayiş noktasını geçtikten sonra hiçbir can güvenliğiniz yoktu. Bu durum bölge halkında ciddi bir rahatsızlık yarattığı gibi bu sefer KDP bu durumu fırsata çevirmek için türlü oyunların peşine düştü. Buraların turizme açılacağı, ancak gerillanın varlığı olduğu surece bu proje gerçekleşemez algısıyla bölge halkını gerillaya karşı örgütleyerek Türkiye’deki koruculuk sistemini burada hayata geçirmenin peşinde.

KORUCULUK SİSTEMİNE FORMÜL

Şêladizê’de Temmuz 2020’deki hükümet karşıtı gösteriler sonrasında bölgede aşiretlerin ileri gelenleri ile toplantı yapan KDP’nin Amediyê sorumlusu Ömer Oreyi, ‘bölgedeki gençler işsizdir hayalleri büyük parasız olunca işsizliğin sebebi olarak hükümeti görürler, biz bir formül üzerinde uzlaştık bu gençleri pêşmerge güçlerine ek bir tugay ekleyerek bu sorunu çözebiliriz’ demişti. İşin tuhaf yanı Ömer Oreyi bu açıklamayı yapmadan önce bölgedeki insanların zaten çoğunluğu pêşmerge ve iki yıla yakındı maaşlarını alamadıkları için gösteriler yapmıştı. Sonradan anlaşıldı ki koruculuk sistemini Güney tarafında KDP eliyle hayata geçirilecek ve maaşları Türk devleti tarafından ödenecekti.

Şimdi yapılan da aynı oyunun başka bir versiyonudur. Türk devleti, Kürtlere karşı cömert davranmaz Efrîn örneği göz önündedir. Buralar işgal edildiği gün tüm doğasıyla talan edilecek. Buna karşı herkesin hesabını iyi yapması gerek. Umarım Şêladizê’deki aşiretlerin ileri gelenleri bu durumu iyi anlayacak ve böyle bir planın parçası olmayacak.