Temelli: Çözüm İmralı'da, çıkış üçüncü yolda

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, muhalefetin Kürt halkının yanında yer almasıyla iktidardan kurtulmanın mümkün olduğunu söyledi. Temelli, "Çözüm Amerika ya da Rusya'da değil, İmralı'da" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, HDP Kars İl Örgütünün kongresine katıldı.

Temelli'nin açıklamalarının satır başları şöyle:

"Sabahtan akşama Kobanê diye diye 5 yıl boyunca HDP’yi suçlayarak geldiler. Tam 4 kez Kobanê olayları diye adlandırılan 6-8 Ekim’de yaşanan olaylar için araştırma önergesi verdik, AKP-MHP bu araştırma önergelerini reddetti. Ceylanpınar’da 2 polisin öldürülmesi ile ilgili olarak defalarca araştırma önergesi verdik, AKP-MHP reddetti. Buna benzer onlarca vaka sayabiliriz. Hepsi AKP-MHP oyları ile reddedildi. Oysa bütün bu olayların hepsinde AKP-MHP sürekli olarak HDP’yi suçladı. Biz de araştıralım dedik, suçlu ortaya çıksın. Neden reddettiler? Çünkü suçu örtmeye çalışıyorlar. Suçu örtbas etmeye çalışıyorlar.

Parlamento sadece bununla da sınırlı değil. 24 Haziran seçimlerinden bugüne kadar gidin Meclis tutanaklarına bakın, gidin çıkan yasalara kararlara bakın, halkın yararına bir tane karar bulamazsınız. Bütün kanunlar, bütün kararlar, bütün yasalar Saray’ın, müteahhitlerin ve silah tüccarlarının ihtiyaçlarını gidermeye yöneliktir. Bunun dışında halkın yararına bir tane kanun geçmemiştir. Emeklilikte Yaşa Takılanlar, KHK ile ihraç edilenler, öğretmenlere ilişkin herhangi bir düzenleme yoktur. Sağlık emekçilerine yönelik yasa yoktur, işsizliğe çözüm yoktur. Yani bugün yaşadığımız sorunların hiçbirine, en ufağından en büyüğüne kadar bu Meclis inisiyatif alıp toplum yararına bir tane yasa geçirmemiştir.

Ellerinden gelse dünya savaşı çıkarıp dünyayı felakete sürükleyecekler.

'TECRİT SONLANMADAN HİÇBİR ŞEY MÜMKÜN DEĞİL'

İktidarın siyaseti 3 şey üzerine kurulu: Tecrit, kayyum ve savaş.

Tecridi sonlandırmak lazım bunu sonlandırmadan Türkiye’de hukuk adına, hukuk devleti adına, anayasal devlet adına çok ihmal ettiğimiz bir türlü yolunu açamadığımız alanlarda alan açmak mümkün değil. Çünkü tecrit bir hukuksuzluk. Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit sadece ve sadece İmralı karasularında kalmadı. Bütün ülkeyi tecritleştirdi. Tam 5 yıl boyunca bunu söyledik. 5 Nisan 2015’te başlayan bu tecridin yarattığı mağduriyetler üst üste geldi. Hukuksuzluklar üst üste geldi. Adaletsizlikler büyüdü. Bu uyarıyı yapmamıza rağmen, bunun mücadelesini vermemize rağmen mutlak tecrit hala sürüyor, sürdüğü sürece de bu ülkede hukuk adına bir adım atmak mümkün değil.

Türkiye faşizm koşullarıyla yönetilmektedir. Türkiye'deki bütün hak gasplarının, bütün bu hukuksuzluğun arkasında bu yönetememe hali vardır. Bu krizlerin müsebbibi bu yönetememe halidir. Faşizm yönetememe halini ikame etmeye çalışan bir sistemdir. Ne yapıyorlar baskıyla şiddetle saldırılarla, her türlü haksız ve hukuksuzlukla rejimlerini devam ettirmeye çalışıyorlar.

31 Mart yenilgisinden ders almak yerine intikam peşinde koştular.

Binlerce HDP’linin tutsak edilmesinin yegane nedeni, bu rejimin yönetememe halidir.

KAYYUM GASBI

Herhangi bir yerde demokrasi ve insan hakları adına, belediyecilik adına olumlu bir gelişme varsa bilinki orada kayyumlar karşı çıkacaktır.

Seçilmişseniz ve kayyumlara karşı sessiz kalıyorsanız, bu utanç boynunuza asılı kalır. Kayyumlara sessiz kalmak hangi partiden olursanız olun, aslında kendinizi inkar etmektir, kendisini inkar edenlerden de halka bir yarar gelmez. O yüzden buradan hem Meclis'e, hem bütün Türkiye’ye bir kez daha sesleniyoruz, gelin bu kayyımlara son vermek için inisiyatif alalım.

İŞGALCİ SALDIRILAR

Suriye yani güney sınırımızda bir 'terör koridoru' var dediler. Oysa kendileri diyorlar ki 4 yıldır güneyden Suriye sınırından herhangi bir taciz olmadı. Peki 4 yıl önce o tacizi kimler yapıyordu? O güney sınırından gelen saldırıların müsebbibi kimdi? Dilleri varmıyor ama ben söyleyeyim, IŞİD’di. Sınır elek haline dönmüştü, sınırdan gidip gelen IŞİD’lilerin sayısı belli değildi. Bu Suruç Katliamı nasıl oldu, Diyarbakır Katliamı nasıl oldu? Ankara 10 Ekim Gar Katliamı nasıl oldu? Türkiye’de IŞİD’liler ağırlanıyor tedavi görüyor. Türkiye’de IŞİD’liler gelip gidiyor, tedavi oluyorlar, kol kola fotoğraf çektiriyorlar sonra IŞİD’i durduran, dünyayı  bu felaketten kurtaran Suriye’nin Kuzey Doğusu Kobanê yani Rojava suçlanıyor.

Oysa Efrîn'de olduğu gibi Rojava’da da bir demokrasi vahası vardı. Suriye’nin her yerinde kıyamet koparken, bu bölgede bütün halklar bir araya gelerek Kürtler, Türkmen, Araplar, Süryaniler, Ermeniler hepsi bir araya gelerek bir demokrasi vahası yarattılar. Hem de bu kıyametin ortasında, bu savaşın ortasında. Bütün emperyalist güçlerin yüklendiği vekalet savaşlarının gerçekleştiği yerde çok önemli bir vaha yarattılar.

Suriye sınırımızda bir ‘terör koridoru’ yok, Kürt düşmanlığından beslenen bir iktidar var.

'GERÇEK ÇÖZÜM İMRALI'DA'

Bir Washington’a, bir Moskova’ya gidiyorlar, bir oraya bir buraya gidiyorlar. Siz gerçekten bir çözüm arıyorsanız gideceğiniz yer İmralı’dır. Çünkü size söylemişti. Bütün mesajlarında söylemişti, dolayısıyla o mesajları sağlıklı değerlendirebilseydiniz bu felaketler yaşanmayacaktı.

'TÜKENMİŞ BİR İKTİDAR VAR'

Sizi hakikate davet ediyoruz. 2013 - 2015 yılları arasında  o masa kurulduğunda Dolmabahçe Mutabakatı’na kadar bunları konuşmadınız mı? Konuştunuz. İşte o konuştuklarınızı bir daha gözden geçirin. Ama bunun mümkün olmadığını artık siz de biliyorsunuz. Siz tükendiniz. Siyaset yapamaz haldesiniz. Tükenmiş bir iktidarla karşı karşıyayız. O yüzden de yapacağımız şey bir an önce bu iktidardan kurtulmaktır. Bu iktidarla hiç kimsenin kat edeceği yol kalmamıştır. O yüzden Meclis'i göreve davet ediyoruz. Diyoruz ki Türkiye’de demokratik çözüm adına Meclis inisiyatif almalıdır. Bunu yapabilecek güç vardır. Türkiye’de bütün kamuoyunu STK’leri, sendikaları bütün siyasi yapıları göreve davet ediyoruz. Gelin, inisiyatif alın. Gelin Türkiye’de dünyada ve Orta Doğu’da Kürt meselesinin çözümü konusunda inisiyatif alın. Gelin, kayyumlara karşı çıkın, gelin, Kürt halkının yanında, bu onurlu halkın mücadelesinde yerinizi alın. Gelin, hep birlikte onurlu bir barışı inşa edelim. Kürt halkı onlarca yıldır sürdürdüğü mücadelesiyle yol açıcı oldu. Yalnız bırakılmamalıdır. Türkiye demokrasisi için Kürt halkının vermiş olduğu bu mücadelede bu halk yalnız bırakılmamalıdır. Bu halk bu düşmanlıkla karşı karşıya bırakılmamalıdır, toplumu, halkları savunmak gerekir, Kürt halkını da savunmak gerekir. İşte bu yüzden de bugün hem Suriye’de siyasi çözüm hem Türkiye’de demokratik çözüm adına bu iktidara rağmen görev almalı, sorumluluk taşımalıyız.

'ÇIKIŞ ÜÇÜNCÜ YOLDA'

Halkların Demokratik Partisi olarak bu amaçla bütün Türkiye’yi dolaştık, dolaşmaya devam edeceğiz. Herkesi bu müzakereye davet ediyoruz. Faşizme karşı nasıl mücadele ediyorsak, şimdi bu iktidardan sonrası için de hep birlikte demokrasi ittifakı için de müzakere etmeliyiz. Bir çıkış var bunun adı Üçüncü Yoldur. Bu yolda sebat etmek, kararlı bir yürüyüşü ortaya koyma zamanıdır. İnanıyorum ki bunu hep beraber başaracağız. İşte kongrelerimizle birlikte bu yeni dönemi örgütlerken büyük bir demokrasi mücadelesini de savaş karşıtı onurlu bir barış mücadelesini de örgütleyeceğiz."