Dicle ve Irak Sazlıkları Yaşatma Kampanyası Uluslararası Koordinatörü Toon Bijnens, Ilısu Barajı ile Hasankeyf’i suların altında bırakılmasının yanı sıra UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’nde bulunun Irak Sazlıklarını da yok edeceğini dile getirdi.

Tarihi 12 bin yıllık antik kent Hasankeyf’in Ilısu Barajı tehlikesi karşı karşıya kaldığına işaret eden Dicle ve Irak Sazlıkları Yaşatma Kampanyası Uluslararası Koordinatörü Toon Bijnens, UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’ne alınan Irak sazlıkları gibi Hasankeyf’in de alınması gerektiğini dile getirdi.

Bijnens, Dicle ve Irak Sazlıkları Yaşatma Kampanyasından Hasankeyf sempozyumundan geldiğini belirterek, “Ilısu Barajı sadece bu bölgeyi değil, Irak’ı da etkiliyor. Ilısu Barajı’na karşı Irak’ta da bu kampanyayı yürütüyoruz. Ilısu Barajı özellikle Ortadoğu’nun en büyük sazlık alanı olan Irak’ın güneyinde bulunan sazlıkları etkileyecektir. Burada bulunmamın sebebi de Batman ve Hasankeyf halkı ile dayanışmak ve baraja karşı çıkmaktır” dedi.

Hasankeyf’in de Irak Sazlıkları gibi UNESCO Dünya Kültür Miras Listesine alınması gerektiğini kaydeden Toom Bijnens şunları dile getirdi: “Batman’da düzenlenen Hasankeyf sempozyum sonuçlarını çalışma arkadaşlarıma aktararak buna göre bir yol izleyeceğiz. Biz buradaki baraja karşı mücadele edenlerle hareket etmeyi düşünüyoruz. Kürdistan’daki tartışma seviyesini daha yakından görebilmem iyi oldu. Hasankeyf’in de Irak sazlıkları gibi UNESCO Dünya Miras Listesine girmesi gerekiyor. Bu talebimizi ve başka taleplerimizi daha sıkı oluşturabiliriz. Buraya gelişim ile birlikte önümüzdeki aylarda çalışmalarımızı ortaklaşabiliriz. Zaten burada sadece Ilısu Barajı’na karşı mücadele verilmiyor. Aynı zamanda Irak’ta da Ilısu Barajına karşı büyük bir mücadele veriliyor.”

Ilısu Barajı’nın yarattığı tahribatın büyüklüğüne işaret eden Toom Bijnens, sosyal adaletsizliklere neden olacağını kaydederek, “Eğer Ilısu Barajı yapılırsa Irak’a giden su seviyesinde büyük bir düşüş yaşanacak. Tahminlerimize göre % 25 gibi suda bir düşüş olacak. Bu nedenle Irak’ta sulamaya dayalı tarımcılık yok olacak. Ayrıca içme suyunda da büyük bir düşüş yaşanacaktır. Ekonomik olarak da nehir suyunun kesilmesi büyük ekonomik kayba da neden olacaktır. Sazlık bölgesinde örneğin balıkçılık yaygındır. Yoksa orada balık türü de kalmayacaktır. Ilısu Barajı çok büyük bir risk olduğunu her açıdan görebiliyoruz. Suyun çatışmanın değil de işbirliğinin ve barışın aracı olması gerekiyor. Ülkeler arası karşılıklı mutabakat gerekiyor. Suyun paylaşımı konusunda sosyal adaletsizliklere, çatışmalara neden olmaması gerekiyor” diye konuştu.