Dağlar, Kürtler için bir mabet gibi sürekli yüzlerini çevirdikleri, her dara düştüklerinde sığındıkları kutsal mekânlardır. Ona olan sevdaları, bağlılıkları ve yoldaşlıkları gün geçtikçe artmış. Özellikle PKK ile birlikte bu yoldaşlık, daha da büyümüş. Kutsal dağlar, her zaman direnişçi çocuklarına kucak açıp korumasını bilmiştir. Bilgeliğini, yüzyıllara dayanan yoldaşlık sevgisini sunmuş, direnip savaşmayı öğretmiş. Bazı yoldaşları vardır ki hiçbir zaman unutamaz, ardıllarına hatırlatmaya devam eder. Bu yoldaşlardan biri de Dağıstan’dır. Adı gibi dağlıdır; yüreği, zihni, bakışları bile öyle.

Dağıstan Bişar (Beşir Kızıltaş), dağlar ve zozanlarla çevrili, mertliğin ve yiğitliğin diyarı Muş’un Kop (Bulanık) ilçesinde dünyaya gelir. Parti saflarına katılmadan önce diğer dağlı çocukların masalları ile büyür. Onların kahramanlık ve direnişlerinden etkilenir. Onlar gibi olmak ister. Direnmek, bilgeliğin ve gerçeklerin peşinden gitmek için kendisini hazırlar ve 1999’da gerilla saflarına katılır.

ARTIK BİR GABAR GERİLLASIDIR

İlk pratik alanı Gabar Dağı’dır. Artık Dağıstan yoldaş, direniş kalesi Gabar’da Egîdlerin izinden yürüyecek, emek ve çabayla yaşayıp yaratarak bilgeliğe doğru yol alacaktır. O bir Gabar gerillasıdır. Emekçiliği, zor koşullara direnmesini ve hakikat savaşçılığını Gabar pratiğinde öğrenmiş ve bunları kendisine esas almıştır. Gabar pratiğinde gerillanın deyimiyle pişmiştir. Nice pusu, çatışma ve eylemi görmüş, her birinden alnının akıyla çıkmasını bilmiştir. O Gabar gerillasıdır. Bütün zorluk ve imkânsızlıklara rağmen her zaman yaratıcı olmayı bilmiştir. En zor koşullarda yoldaşlarına yoldaşlık etmenin hakkını vermiştir.  

YOLDAŞLIK DA KUTSALDI, DAĞLAR GİBİ

Dağıstan, sürekli yoldaşlarını koruyup geliştirme arayışındadır. Her fırsatta ‘PKK’yi anlamanın en iyi yollarından biri de yoldaşlık ilişkilerini anlamaktır’ der. Yani onun için yoldaşlık, hakikate ulaşmanın yollarından biridir. Hiç görmemesine rağmen Önderliğe doğru yoldaşlık etmenin PKK’nin anahtarı olduğunu söyler ve bunun çabasını verir. Onun olduğu yerde yoldaşlık ilişkilerinde herhangi bir sorun yaşanmaz, çünkü bu konudaki tavrı çok net ve keskindir. Uzun yıllar önce yeni savaşçıları eğitirken yoldaşlıktaki fedakarlığını bir kere daha net bir biçimde ortaya koyar. Yeni savaşçıları araziye çıkarırken gittikleri yerde mayın olabileceğinden şüphelenip arkadaşları güvenli bir bölgede bırakıp araziyi kontrole çıkar ve o sırada patlayan bir mayın ayak topuğunun kopmasına neden olur. Yanındaki yoldaşlarına zarar gelmemesi için kendini her türlü tehlikeye atmaya hazır olduğunu pratiğiyle bir kere daha göstermiş olur. Gazi olmasına rağmen hiçbir işten geri kalmayıp büyük bir iradeyle mücadelesine kaldığı yerden  devam eder.

PES ETMEYEN BİR ÇÖZÜM KİŞİLİĞİYDİ

Dağıstan’ın kişiliği tam bir çözüm kişiliğidir. Hiçbir sorun karşısında daralıp pes etmez. Yöntem zenginliğiyle her sorunun üstesinden gelir. Devrimcilik sorunlara cevap olabilmekle başlar, düsturuna bağlıdır. Kaldığı eyalette arkadaşları nerede zorlanırsa Dağıstan’ı hemen oraya yönlendirirler. Dağıstan, çok kısa sürede orayı herkesin gelmek istediği bir yer haline getirir. Gittiği hiçbir yerde arkadaşları onun gitmesini istemezler, çünkü ankadaşlarına bağlıdır ve bunun kutsallığını hissettirir. Olduğu eyaletin her yerinde izleri vardır. Her yerde emek vermiş, ter dökmüştür. Parti ölçülerinin özümsenmesinde ortaya koyduğu çabalar sonuç vermiş, buralarda büyük gelişimler yaşanmıştır.

EĞİTMEK ONDA TUTKUYDU

Dağıstan, bilinçlenme ve eğitim çalışmalarına büyük önem verir. Yıllardır aldığı eğitimi, arkadaşlarına aktarıp eğitmek onda bir tutkudur. Bütün taburları dolaşarak Savunmalar üzerine eğitimler verip yoldaşlarının Öcalan’ı daha iyi kavramasını sağlar. Sürekli daha fazla anlamaya çalışır. Kendisi geliştikçe etrafındaki yoldaşları ve partisi gelişir. Arkadaşlarıyla teker teker ilgilenip kişisel eğitimleri ve gelişimleri için sürekli onları gözlemler. Verdiği emek ve çabalarla yanındaki yüzlerce arkadaşını savaşa öncülük edecek komutanlar haline getirir. O kadro ve komutan yetiştirir. Deneyimlerini ve yaşadıklarını arkadaşlarıyla paylaşmakta cömerttir. Onun yanında bir süre kalan bir arkadaşı, rahatça sorunları çözebilecek düzeye gelir. Bilgeliğini arkadaşlarına aktarmada da mahirdir.

SADECE DAĞLI DEĞİL, DAĞ GİBİYDİ

Tam bir dağ sevdalısıdır. Gazi olup zorlanmasına rağmen dağlardan ve zor koşullarından çekinmemiş, tam tersine kendisini dağlarda bulmuş ve hissetmiştir. Çünkü o da dağ gibidir. Bilge, asi ve direngendir. Dağların bin yıllardır elde ettiği bilgelik Dağıstan’da somutlaşmıştır. Dağlarla yoldaştır. Dağlar ona, o dağlara sevdalıdır. Yüksek bir uçuruma çıkıp dağlarla konuşur, dinler dağlardan bin yılların direniş öyküsünü. Dinler ve yine dinler, sonra anlatmaya başlar binlerce kahramanın öyküsünü. Anlata anlata bitiremez dağ sevdalısı yiğitleri. 

Dağıstan, Şubat 2017’de Türk devletinin bir saldırısı sonucu şehitler kervanına katılır. O yine dağlardadır. Çok sevdiği Kürdistan toprakları olmuştur. Yine her akşam yüksek bir uçurumda dağları seyre dalar ve söyler yurdunun yiğit evlatlarının özgürlük türküsünü…