Kalkan: Kıskaca kendileri düştü

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, Kürt düşmanlığına dayalı savaşa tüm varlığını yatıran mevcut Türk egemen zihniyetinin artık çöküş aşamasında olduğunu vurgulayarak, "Kesinlikle bu faşist zihniyet ve siyaseti çökecektir" dedi.

Duran Kalkan, Dengê Welat radyosunda yayınlanan Dilistan programına konuk oldu ve gazeteci Ciwan Tunç’un sorularını yanıtladı.

5 bin yıllık sistemi ve son 200 yıllık savaş, işgal ve ilhak sürecini, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan öncülüğünde değiştirmeyi hedeflediklerine vurgu yapan Kalkan, PKK’nin yarattığı değişim ve dönüşümler neticesinde şimdiki durumun daha da kritikleştiğini, çünkü mevcut sistemin işlemez duruma geldiğini söyledi.

TAM BİR SOYKIRIM KISKACI

Kürdistan’a dayatılan sistemin doğru anlaşılması gerektiğine ve dünyanın başka yerindeki örneklerinden farklı olduğuna işaret eden Kalkan, Ermeni ve Asurilere uygulanan soykırımın ötesinde bir kıskacın olduğunu vurguladı.

Öcalan’ın “Kültürel soykırım kıskacındaki halk“ dediğini anımsatan Kalkan, “Kürtler kendi özgürlükleri için en ufak bir düşünce ve eylem ortaya koyduğunda, bu kıskaç, soykırım ve sömürgeciliğin ortakları, buna zemin oldukları bahanesiyle birbirlerini suçluyor. Oysa Kürdistan dağlarında 40 yıldır bir savaş yürütülüyor. Özgürlük direnişi, gerilla savaşı, varlık için tüm gücünü halkından alıyor. Bu mücadele Kürdistan’ın diğer bölgelerini de etkiledi. Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler’de ‘Amerika’nın desteği ve onayıyla gelişti’ diyor. Ne alakası var? İşte bu bir kıskaç. Öyle bir sistem yaratmışlar ki, Kürt kendisi için hiçbir şey yapamayacak, özgür olamayacak. Yani Kürt var olamaz, olmamalı. Tam bir soykırım ve kıskaç durumudur” şeklinde konuştu.

İTTİHAT TERAKKİ ZİHNİYETİ

Erdoğan’a, “Neron mu oldun, dünyayı mı yakacaksın?” diye soran Kalkan, “Fırat’ın doğusunu da temizleyeceğiz, terörün eline geçmiş” sözlerine dikkat çekti. Erdoğan’ın bu sözleriyle DAİŞ’ten kurtarılan bölgelere hayıflandığını, DAİŞ zamanında oraların daha iyi olduğunu söylerken, DAİŞ’li olduğunu ortaya koyduğunu kaydeden Kalkan, şöyle devam etti: “Tayyip Erdoğan, El Kaideci’dir, İhvan-i Müslimci’dir, dünya alem bilsin. ÖSO, El Nusra dedikleri, El Kaide’dir. Suriye’nin El Kaide’si, El Nusra’dır. DAİŞ ile hafif bir çelişkisi var. DAİŞ’e karşı tavır alıyorum derken, aslında oraya dayandı, sahtedir o da. Nasıl bir terör örgütü yaratıcısı ve destekçisi olduğu çok açık bir şekilde ortaya çıktı. Çok vahşi bir durum. Diyor ki, ‘yaşamayacaklar, güvenliksiz’ niye? 4-5 milyon insan yaşıyor orada. Kime güvensizlik yaratıyor, kime? Tayyip Erdoğan’a. Yani bu dünyada sadece Tayyip Erdoğan kalacak. Onun için Kürdistan da yanabilir, Türkiye ve bütün dünya da yanabilir. İşte bu Hitler’den de öte faşist bir mantık. O tekçilik bunu yaratıyor. Ne oldunuz? Bu dünyayı siz mi yarattınız? İttihat Terakki zihniyeti budur.”

YAKINDA TARİHE GÖMECEĞİZ

Kürt sorununun çözülmesi, Kürdistan’ın özgürleşmesi, Kürt halkının kendi özgür iradesiyle dünya halklarının içerisinde kardeşçe yaşamasının, bu faşist, soykırımcı, kendi varlığı için dünyayı yakan zihniyet ve siyasetin yenilmesi, ortadan kalkması anlamına geleceğini belirten Duran Kalkan, şunları ifade etti: “Sonuçta neyi getirecek? Demokrasiyi, özgürlüğü, kardeşliği, bütün Ortadoğu halkları için kardeşçe birlikte yaşamı ortaya çıkaracak, bu da özgür insanlığın ve dünyanın yaratılması olacak. Biz böyle bir mücadeleyi epey ilerletmiş durumdayız. Erdoğan’ın durumuna bakarsanız, Kürt halkı için hazırlanan kıskaca kendilerinin düştüğünü görürsünüz, maskesi düşürülmüş, zihniyeti teşhir edilmiş, sonunu getirmişiz, çok yakında tarihe gömeceğiz.”

ARTIK KANUN YOK, HER ŞEY SAVAŞ İÇİN

Bazı çevrelerin ‘zamanı geçti’ dediğini ama Kürdistan’da gerilla savaşının kendini kanıtladığını kaydeden Kalkan, şöyle konuştu: “Elbette gerillanın da kendini yenilemesi gerekir. Tutuculuk ve darlık, ölüm demektir. Sürekli yenilenme, değişim, dönüşüm, teknik, taktik ve tarz zenginliği gerillanın esasıdır. Şimdi tüm ülkeyi bu gerilla kaplamış, her yere yayılmış, kahramanca mücadele ediyor. Erdoğan, Türkiye’nin tüm imkânlarını savaşa yatırmış. Hazineye boşuna damadını getirmedi. Artık kanun falan yok, her şey savaş içindir. Tüm maliye savaşa gidiyor, insanları savaşa sürmek için parayı kullanıyor. Türkiye’nin geleceği bu savaşa veriliyor ve gerilla karşısında başarılı olamıyor.”

ÇÖKÜŞ AŞAMASINDALAR

“Dikkat edin; darbe üstüne darbe yiyor. Artık çöküş aşamasındadır. Daha fazla direniş, daha doğru savaş, kesinlikle bu faşist zihniyet ve siyaseti çökertecektir. Kadınlı erkekli gerillanın kahramanlığı dünyaya örnek olacak, yeni özgür irade duruşunu temsil ediyor. İnsanlığın umudu olmaya devam ediyorlar. Bunun arkasındaki güç de Önder Apo’nun özgür yaşam tutkusu, ideolojisidir. Önder Apo, ’İnsan kalmaya çalışıyorum’ dedi. Bu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Kemal Pir de ’Özgür yaşamı uğruna ölecek kadar seviyoruz’ dedi. Gerillanın direnişinin arkasında da bu bilinç, özgür irade ve yaşam tutkusu var, başka türlü bu kadar coşku, moral ve inançla bu mücadele yürütülemezdi.“

TÜRKİYE ZİNDANA ÇEVRİLMİŞ

Türk cezaevlerinde direnen devrimci tutsakların durumunu da değerlendiren Duran Kalkan, Erdoğan’ın Bahçeli’nin koltuk değnekliğinde Türkiye’yi bir cezaevi haline getirdiğini söyledi. “Zindanlardaki yoldaşlar da bilsin” diye seslenen Kalkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Antep’ten itibaren sınır hattına duvar örülmüş, zindanlardakine benzer dikenli teller dikilmiş. Irak ve Türkiye sınırına duvar yapılamıyor ama duvar gibi malzemeler konulmuş, şimdi Türkiye ve İran sınırına da duvar örülüyor. Türkiye, zindan duvar ve telleriyle çevrilmiş durumda. Erdoğan, Türkiye’yi böylesi bir zindan haline getirerek faşist soykırımcı diktatörlüğünü, egemenliğini sürdürmeye çabalıyor. Çökme korkusuyla da saldırganlığını arttırıyor. Erdoğan, kendisini Türkiye’nin muhtarı olarak tanımlıyor, ancak doğrusu Türkiye’nin gardiyanıdır.”

GÜNÜN 24 SAATİ DİRENİŞ

Mücadele edilmeden hiçbir şey elde edilemeyeceğini kaydeden Kalkan, dışarıda da zindanda da günün 24 saatinin direniş halinde olunması gerektiğini vurguladı. Kalkan, devrimci tutsakların da gerektiği kadar direnmeleri, yaratıcı olmaları ve günlük yaşamın tümünü direniş haline getirmelerini salık verdi. Kalkan, şöyle izah etti: “Her şeyden önce doğru anlamak bir direniştir. Doğru anlamak, doğru durmak, özgürce, örgütlü durmak, yoldaşlarına, baskı altına alınmak istenen, ezilen insanlara güç ve destek vermek bir direniştir. Kendi iradesiyle yaşamak, kendini eğitmek bir direniştir. Dıştaki mücadeleye çeşitli biçimlerde destek sunmak; yazmak, çizmek, bilgi göndermek, ailelerle doğru temelde ilişkilenmek, onları eğitmek bir direniştir.

Özgür yaşam için mücadelede iyi-kötü, küçük-büyük eylem yoktur. Daha geniş düşünmek, daha bütünlüklü bakmak önemlidir. Nerede ne yapmak gerekiyorsa yapılmalı. Bu bir çift sözse, bir davranışsa, tutum almaksa, açlık grevine girmekse, artık hangisi oluyorsa onu göstermek en doğrusudur. Başarı getirir. Buna devrimci tarz, mücadele ve eylem deniliyor.”

ÖCALAN’IN SÖZÜ ESASTIR

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, son olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın gerilla için söylediği, “Sevgili gerilla yüreğini ve beynini sağlam tut” sözünün tüm devrimciler için geçerli ve esas olduğunun altını çizdi.