KCK'den Almanya hükümetine ve Kürtlere çağrı

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Almanya’da yaşayan Kürtleri aşırı tepkisel hareketlerden kaçınarak yasalar çerçevesinde eylemlerini gerçekleştirmeye çağırdı. KCK, Alman hükümetinden de Erdoğan’ın ziyaretini iptal etmesini istedi.

Kürtlerin Avrupa’ya göçlerinin nasıl gerçekleştiğine dikkat çeken KCK, son zamanlarda özellikle Almanya’daki bazı protesto eylemleri sırasındaki aşırı tepkisel hareketlere dikkat çekti.

Kürtleri aşırı tepkisel hareketlerden kaçınmaya, Alman hükümetini de eylem hakkına saygı duymaya çağıran KCK, "AKP faşizminin Önderlik üzerinde uyguladığı ağır tecrit ve Kürt halkına yönelik saldırılarına karşı demokratik protesto ve yürüyüş haklarını kullanırken Almanya yasalarının dışına çıkmamalıdırlar" dedi. 

Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’ya davet edilmesini ise “Tüm Almanya halkını rencide eden ve inciten yaklaşım olmaktadır” şeklinde değerlendiren KCK, Alman hükümetinin AKP rejimine yardım etmesinin "açıkça demokrasi güçlerine ve Kürt halkına yöneliksaldırıları teşvik ettiğini" belirtti. 

KCK, Alman hükümetine şu çağrıda bulundu: “Germen özgürlük ruhu genlerini taşıyan Almanya halkının meşru hükümetine, AKP faşizminin demokrasi düşmanı ve soykırımcı şefinin bu ziyaretini iptal etmesi çağrısında bulunuyoruz” 

TOPRAKLARINDAN KOPARILAN KÜRTLER

KCK’nin açıklaması şöyle:

“Kürt halkı tarih boyu Ortadoğu’nun emekçi ve gurbetçi halkı olmuştur. Bu gurbetçilik bazen ekonomik nedenlerle olsa da çoğu zaman baskı ve zulüm sonucu gerçekleşmiştir. 20. yüzyılda bu gurbetçilik Kürdistan üzerinde egemenlik uygulayan inkârcı ve soykırımcı sömürgecilik tarafından zoraki göçertme haline getirilmiştir. Özellikle Türk devleti uyguladığı baskı ve zulüm politikasına Kürdistan'da ekonomik yaşamı öldürmeyi de ekleyip Kürtleri Türkiye'nin metropolleri ve dünyanın dört bir köşesine zorla göçerterek Kürdistan'ı insansızlaştırma politikası yürütmüştür. Bunu Kürdistan'da uyguladığı fiziki ve kültürel soykırım politikasını erkenden sonuçlandırmak için yapmaktadır. Bugün Bakurê Kürdistan'daki Kürt nüfusundan daha fazlası Türkiye metropolleri ve dünyanın birçok ülkesinde yaşamaktadır.

Kürtlerin bu zoraki göçertmeler sonucu yoğun yaşadığı bir yer de Avrupa’dır. Almanya’da bir buçuk milyondan fazla Kürt yaşamaktadır. Bunların bir kısmı 1960’tan sonra Almanya’ya işçi olarak giden gurbetçilerdir. Çoğunluğu ise Türk devletinin soykırım savaşı sonucu zorla topraklarından koparılanlardır. 1978 Maraş katliamıyla birlikte Fırat’ın batısında yaşayan tüm Kürtler zorla Avrupa’ya göçertilmiştir. Bizzat MİT tarafından örgütlenen ve kollanan insan kaçakçıları tarafından Avrupa yollarına düşürülmüşlerdir. Bugün Fırat’ın batısındaki Kürtlerin %90’ı Türkiye metropolleri ve Avrupa’ya zorla göçertilmiş, Türk nüfusu ise çoğaltılarak Fırat’ın batısında soykırım önemli oranda gerçekleştirilmiştir.

Fırat’ın batısında 1980 öncesi ve sonrası uygulanan zoraki göçertme 1990’lı yıllardan sonra Fırat’ın doğusunda yoğunlaştırılmıştır. Kürt köyleri yakılmış, yıkılmış, binlerce faili meçhul cinayet işlenmiş, yüz binlerce insan işkenceden geçirilmiş, on binlercesi zindanlara atılmıştır. Kürdistan yaşanamaz hale getirilmiştir. Tüm bu saldırıların amacı Kürdistan’ı insansızlaştırarak Kürt'ün direnişini kırmak ve soykırımı tamamlamak içindir. Bu kirli savaş sonucu milyonlarca Kürt Türkiye metropollerine göç ederken yüz binlercesi de Avrupa’nın yollarına düşmüştür. Topraklarından koparılanların çoğunluğu köyleri yakılıp yıkılmış, Kürdistan'da baskı, işkence ve zulme maruz kalmış ve çocukları ya şehit düşmüş ya da zindanlara atılmış Kürtlerdir.

AVRUPA’DA YAŞAYAN KÜRTLER YASAL DEMOKRATİK HAKLARINI KULLANDI

Kürtler1980’li yıllarda 12 Eylül faşizminin zulmünü, 1990’lı yıllarda da yürütülen kirli savaşı her fırsatta protesto etmişler, Türk devletinin soykırımcı sömürgeci politikalarına karşı da demokratik tepki ve mücadele haklarını kullanmışlardır. Türk devletinin çok ağır saldırıları karşısında zaman zamanbazı aşırı tepkisel hareketler görülse de bunlar hareketimiz tarafından uyarılarak bu tür tekil olayların önüne geçilmeye çalışılmıştır. Nitekim Almanya başta olmak üzere Avrupa’da yaşayan Kürt halkı ve dostları uzun yıllaryasalar çerçevesinde demokratik haklarını kullanmışlardır.

ÇÖKTÜRME PLANI

AKP iktidarı 2014 yılında Kürtlerin Şengal’de, Başurê Kürdistan’da, Kobanê başta olmak üzere Rojava’da DAİŞ ve El Nusra gibi çetelere karşı verdiği mücadele sonucu tüm Ortadoğu, Kürdistan ve Türkiye'de siyasi, askeri ve toplumsal güç haline geldiğini görmüştür. Bu açıdan 2014 yazında binlerce Kürt'ün öldürülmesi, yüz binlercesinin de zorla göç ettirilmesini hedefleyen bir Çöktürme Planı hazırlanmıştır. Bu plan çerçevesinde 30 Ekim’de gerçekleşen Milli Güvenlik Kurulu’nda Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı topyekûn savaş kararı alınmıştır. Önder Apo ve hareketimiz bu savaşı önlemek için makul öneriler temelinde büyük çaba harcamıştır. Ancak makul çözüm protokolü olan Dolmabahçe Mutabakatı reddedilmiş ve Önder APO üzerinde ağır tecrit uygulanmış, Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından zemin sunan 7 Haziran seçimleri reddedilmiştir. AKP iktidarı yürüttüğü politika gereği Lozan Anlaşması’nın imzalandığı gün olan 24 Temmuz’da Kürt halkına karşı topyekûn bir soykırım saldırısı başlatılmıştır. Bu saldırılar sonucu milletvekilleri, belediye eşbaşkanları ve birçok parti yöneticisi, binlerce siyasetçi tutuklanmış, belediyelere KAYYUM atanmış, Kürt şehirleri yakılıp yıkılmış, yüzlerce sivil katledilmiştir. Yine bu politik anlayış sonucu yüzlerce sivilin öldürüldüğü Afrin işgali gerçekleştirilmiştir. Hem şehirlerin yakılıp yıkılmasında hem de Afrin işgalinde Almanya yapımı tanklar kullanılmıştır. Faşist AKP iktidarının Kürt halkına yönelik yürüttüğü saldırılara paralel olarak Türkiye'de demokrasi güçlerine karşı baskıları da arttırmıştır.

HİÇBİR ZAMAN AVRUPA YASALARINI ZORLAYAN TUTUMLAR İÇİNDE OLMADIK

AKP faşist iktidarının bu saldırılarını Kürtler bulundukları her yerde olduğu gibi Avrupa ve Almanya’da da demokratik haklarını kullanarak protesto etmişlerdir. Bu protestolar sırasında gençlerin kimizaman Almanya yasalarını zorlayan bazı aşırı tepkisel hareketleri görülmüştür. Almanya hükümeti hem AKP iktidarının baskısı nedeniyle hem de bu tepkileri bahane ederek demokratik Kürt kurumlarına yönelik anti-demokratik saldırılar gerçekleştirmiş ve bazı Kürt siyasetçilerini tutuklamıştır.

AVRUPA’DAKİ GENÇLER AŞIRILIKLARDAN KAÇINMALI, YASALAR ÇERÇEVESİNDE HAREKET ETMELİ

Biz hiçbir zaman Kürt halkının doğal demokratik haklarını kullanırken Avrupa ülkelerinin yasalarını zorlayan tutumlar ve tepkiler içinde olmasından yana olmadık. Çünkü özellikle Almanya Türk devletinin istekleri doğrultusunda bunları gerekçe yaparak Kürt halkının demokratik kurumlarına yönelik baskılar içine girmektedir. Bu açıdan da Özgürlük Hareketimize sempati duyan ve Önderliğe bağlı olduğunu söyleyen gençlerin bu tür tepkisel eylemlerden kaçınmasını ve protestolarını Almanya yasaları çerçevesinde yapması çağrısında bulunuyoruz. Bu tür tepkisel eylemler yaparak demokratik Kürt kurumlarına saldırı yapılmasının gerekçesi haline gelmesinler. AKP faşizminin Önderlik üzerinde uyguladığı ağır tecrit ve Kürt halkına yönelik saldırılarına karşı demokratik protesto ve yürüyüş haklarını kullanırken Almanya yasalarının dışına çıkmamalıdırlar.

ALMAN HÜKÜMETİ DE EYLEM HAKKINA SAYGILI OLMALI

Kuşkusuz Almanya hükümetinin de tüm Almanya halkının olduğu gibi Kürt halkının da demokratik çerçevede eylem yapma hakkına saygılı olması gerekmektedir. Son zamanlarda Türk devletinin isteği doğrultusunda DAİŞ’e karşı savaş vermiş YPG ve YPJ’nin sembollerinin yasaklanması Almanya yasalarının çiğnenmesi olduğu gibi Alman demokratik kamuoyunun da kabul etmediği bir uygulama olmaktadır. Biz gençlerin Almanya’daki eylemlerini yasalar çerçevesinde yapmasını isterken Türk devletinin uluslararası yasalar ve kendi anayasasını çiğneyerek Önder APO için uyguladığı ağır tecride yönelik gençlerin geliştirdiği demokratik protestoya Alman polisinin mantık dışı bir gerekçeyle saldırması, AKP faşizminin uygulamalarını onaylamak anlamına gelmektedir. Kürt halkını rencide eden bu tutumları demokratik zihniyeti olan hiçbir kimsenin kabul etmesi mümkün değildir.

SOYKIRIM PLANLARINA ALMANYA’NIN VERDİĞİ DESTEK

Ancak şu da bir gerçektir; Türk devleti Kürtler üzerinde soykırımcı politika yürütürken Almanya hükümeti 150 yıldan fazladır ilişki içinde oldukları Türk devletinin soykırım politikalarına ekonomik ve siyasi çıkar gereği destek verenlerin başında gelmektedir. Almanya hükümetinin yakın zamandaki politikaları, Türkiye ile ilişkileri ve verdikleri siyasi destek bunun açık kanıtıdır. 7 Haziran seçimleri sonrası ve 24 Haziran seçimleri sırasındaki tutumu açıkça AKP faşizmine destek verme yönünde olmuştur. Hitlerin Reichstag yangını sonrası demokrasi güçlerine, sosyalistlere ve Yahudilere yönelişi gibi AKP iktidarı da 15 Temmuz darbe girişimini gerekçe yaparak gerçekleştirdiği 20 Temmuz OHAL darbesiyle demokrasi güçlerine ve Kürt halkına görülmedik yönelimler yapmıştır. 12 Eylül askeri darbe döneminde bile görülmeyen binlerce demokrat ve aydının Almanya’ya iltica başvurusu bu gerçekliğin kanıtı olmaktadır. Meşru olmayan referandum ve 24 Haziran seçimleriyle Türkiye'de tek adam diktatörlüğü kurulmuşken Alman hükümetinin AKP iktidarıyla iyi ilişkiler kuracağım ve ekonomik krizden çıkması için yardım edeceğim, demesi açıkça demokrasi güçlerine ve Kürt halkına yönelik saldırıları teşvik etmektir. Almanya hükümeti bu tutumuyla AKP iktidarının suçlarına ortak olmaktadır.

ERDOĞAN’IN ALMANYA’YA DAVET EDİLMESİ ALMAN HALKINI İNCİTEN BİR YAKLAŞIM

Söylem ve politikalarıyla Türkiye ve Ortadoğu'da DAİŞ ve El Nusra türevli kişiliklerin ve örgütlerin ortaya çıkmasını sağlayan Tayyip Erdoğan’ın Almanya’ya davet edilmesi, Kürt halkına ve demokrasi güçlerine yönelik saldırıya destek verme olduğu gibi aynı zamanda tüm Almanya halkını rencide eden ve inciten yaklaşım olmaktadır. Almanya bu yaklaşımıyla Tayyip Erdoğan’ın Kürt düşmanı soykırımcı politikasına onay ve destek vermiş olmaktadır. Bunu Kürt halkı kabul etmeyecektir. Avrupa’daki Kürt halkı da Almanya ve tüm Avrupa ülkelerinin demokrasi güçleriyle birlikte Almanya halkını inciten ve töhmet altında bırakan bu ziyarete karşı demokratik protesto hakkını kullanacaktır.

ERDOĞAN’IN ZİYARET İPTAL EDİLMELİ

Biz güçlü bir demokratik geleneğe sahip olan, Germen özgürlük ruhu genlerini taşıyan Almanya halkının meşru hükümetine, AKP faşizminin demokrasi düşmanı ve soykırımcı şefinin bu ziyaretini iptal etmesi çağrısında bulunuyoruz.AKP iktidarının Almanya’daki Kürt demokratik kurumları üzerinde baskı kurulması taleplerini reddederek Avrupa halklarının ve Almanya’nın demokratik değerlerinin var olduğunu ortaya koymaya çağırıyoruz."