Türk devletinin Güney'deki üsleri ve amaçları

1991 yılında istihbaratıyla Güney Kürdistan'a yerleşen ve 1997'den beri de bölgede onlarca askeri üs bulunduran Türk devletinin saldırıları sonucu şimdiye kadar yüzlerce sivil yaşamını yitirdi.

Türk devletinin, Çarşamba günü Güney Kürdistan’ın Deralok bölgesine düzenlediği hava saldırısında 4 sivilin yaşamını yitirmesinin ardından Şeladizê halkı dün bölgedeki Türk askerlerinin üssünü bastı. Türk askeri üslerinin Güney Kürdistan'dan çıkmasını isteyen halk, Sirê Askeri Üssünü içindeki araçlarla birlikte ateşe verdi. Türk askeri üssündeki seyyar çadırları da ateşe veren halk, bazı tankları da yaktı. 2 Türk askeri halk tarafından esir alındı. Halk tarafından esir alınan askerler, peşmerge güçlerine teslim edildi.

Halkı korkutmak için alçak uçuş yapan Türk savaş uçakları Şeladizê, Deralok ve Zap alanını bombaladı. Türk devletinin Güney Kürdistan'a yönelik saldırılarını protesto eden halkın üzerine askerlerin ateş açması sonucu 2 kişi hayatını kaybetti. Yaşanan olayların ardından Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Güney Kürdistan Başbakanı Neçirvan Barzani ile görüştü. Barzani Duhok’ta yaşananlarla ilgili soruşturma başlattıklarını bildirdi.

1991 yılında istihbaratıyla Güney Kürdistan'a yerleşen ve 1997'den beri de bölgede onlarca askeri üs bulunduran Türk devleti sık sık sivil halka saldırılar düzenliyor. 25 yılı aşkındır bölgede bulan Türk devletinin saldırılarında şimdiye kadar yüzlerce sivil yaşamını yitirdi, onlarcası ise yaralandı. Türk devletinin KDP'nin işbirliğiyle inşa ettiği kamplara yönelik halkın öfkesi gün geçtikçe artıyor. ANF olarak Türk devletinin bölgedeki askeri ve istihbarat üslerini ve amaçlarını mercek altında aldık.

ÖNCE İSTİHBARAT KAMPLARI

Türk devleti, 1991 yılında Medya Savunma Alanları'na düzenlediği "sınır ötesi" operasyonun ardından Hewlêr-Duhok-Zaxo hattında kurduğu istihbarat kamplarını, zamanla askeri üslere çevirerek, binlerce asker ve zırhlı araç yerleştirdi. KDP'nin işbirliğiyle Güney Kürdistan'da Medya Savunma Alanları'nı ablukaya almak için sınır hattına paralel olarak yapılan kamplarla bölge üzerinde hakimiyet kurulmaya çalışıldı.

BÖLGEDEKİ TÜRK KAMPLARI

KDP'nin hakim olduğu ve Behdinan bölgesi olarak adlandırılan Duhok-Zaxo'nun yanı sıra Hewlêr hattında istihbarat kampları kuran Türk devleti, 1997 yılında "Balyoz" isimli "sınır ötesi" operasyonun ardında bu istihbarat merkezlerini, askeri kamplara dönüştürdü.

Mevcut durumda Türkiye'nin Bamernê, Şeladizê, Batufa, Kanimasi, Kiribî, Sinekê, Sirî, Kubkê, Kumri, Koxê Spî, Serê Zêr, Geliyê Zaxo ve Amediyê’de askeri üsleri bulunuyor. Ayrıca Hewlêr, Duhok, Zaxo ve Amediye’de MİT’in şubeleri var. 2014 yılından sonra da Başika, Soran ve Kalaçolan kampları kuruldu. Hewlêr yakınlarındaki Harir bölgesindeki eski havaalanı da kamp olarak kullanılmaya başlandı. Zûmar bölgesinde de bazı grupları eğitmek için bir kamp kurdu.

İSTİHBARAT ÇALIŞMALARI

Türk devletinin Güney Kürdistan'da ağırlık verdiği çalışmaların başında istihbarat geliyor. Türk Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile KDP'nin istihbarat örgütü Parastin'ın yakın işbirliği içerisinde olduğu biliniyor.

Türk devletinin kuruluşunda 'emek' verdiği KDP'ye yakın bazı medya kuruluşları da algı operasyonu, sahada fizibilite çalışmaları ve bilgi toplama için kullanılıyor. Bu medya organları içerisinde direkt olarak MİT'e çalışanlar olduğu biliniyor.

Türk devleti, istihbarat merkezlerini daha çok KDP'nin hakim olduğu Hewlêr, Duhok ve Zaxo gibi kentlerde yoğunlaştırdı, ancak YNK bölgesini de ihmal etmedi. YNK hakimiyeti altındaki Süleymaniye, Halepçe, Germiyan hattında 'eleman' ve 'özel şirket' örtüleriyle gizli hareket eden bazı kurumlar var.

Kerkük gibi Türkmenlerin de yaşadığı bölgelerde de MİT patentli Irak Türkmen Cephesi (ITC) ve onun başında bulunan Erşad Salihi gibi parti ve isimler kullanılıyor. Türk devletinin Güney Kürdistan'daki diğer bir silahı ise son yıllarda artış gösteren Türk firmaları. Başta inşaat sektörü olmak üzere bin 350'den fazla Türk şirketi Güney Kürdistan'da faaliyet yürütüyor. Bu firmalardan bazılarının paravan olduğu ve direkt MİT'e çalıştığı ortada.

KAMPLARIN STRATEJİK KONUMLARI

Türk devleti ile Güney Kürdistan arasında bulunan Habur Sınır Kapısı'ndan başlayan kamplar, sınır hattına paralel olarak Soran bölgesine kadar uzanıyor. Soran bölgesinden de kuzeye doğru Türkiye-İran-Irak resmi sınırındaki Xinêrê, Xakurkê ve Kelaşîn bölgelerini hedef almak için Sidêka kampı bulunuyor. Ancak KDP denetimindeki Soran bölgesinin güney ucunda Sîdêka’nın yanı sıra Diyana ve Çoman kenti ve çevresinde askeri güç bulunduruyor. Bu güç ile Kandil’e baskı yapmayı hedefliyor. Kandil’in güneyinde bulunan YNK denetimindeki Raperin bölgesinde Ranya Sengeser ve Qaladizê’de ABD'lilerin Türk askerlerin başına çuval geçirmesinin ardından Türk istihbarat elemanı ve askeri kalmadı.

KAMPLAR VE HEDEFLEDİKLERİ YERLER

Habur Sınır Kapısı'ndan giriş yapıldıktan sonra doğuya doğru sırasıyla Batûfa, Bamernê, Amediyê, Dêralûk ve Şeladizê gibi Türk kampları var. Detaylandıralım:

* Batufa, Bamernê ve Amediyê kamplarının hedefi, hemen kuzeyindeki Heftanîn ve Metina bölgelerini kontrol altında tutmak ve olası saldırıda kullanmak. Bamernê'nin karşısında bulunan Kanîmasî sınır kampıyla da Heftanîn bölgesi kıskaca alınmak isteniyor.

* Heftenîn ve Metîna'nın hemen doğusunda yer alan Amediyê, Dêrelûk ve Şeladizê kamplarıyla da Zap ve Zagros alanlarının kontrol altına alınması hedefleniyor.

* Türk ordusu hüsranla döndüğü 2008'deki Zap operasyonunda Zap ile Zagros bölgesinin arasında kalan bağlantı bölgesi olan Çemçê'yi kontrol altına almayı hedeflemişti. Ancak burada bir helikopteri ve onlarca askerini kaybeden Türk ordusu geri çekilmek zorunda kalmıştı.

* Bu bölgelerin hemen karşısında inşa edilen sınır karakollarıyla da Heftanîn-Metîna-Zap-Zagros silsilesi kuzeyden ve güneyden bastırılmak isteniyor. Dêralûk kampıyla da Zap ve daha güneyde kalan Garê bağlantısı kesilmeye çalışılıyor.

* Metina sınır hattı boyunca Deştan (Üzümlü), Karataş, Tepê Sor, Mehmetçik Tepesi, Kanimasi ve buna bağlı 3 tepe; Aşûtê (Çığlı), Zavite, Köprülü, Serbesta, Aroşe ile Elemine (Andaç) gibi karakollar ve bağlı tepeler bulunuyor.

* Zap hattı boyunca ise 49. Sınır, Çelê alayı, Girê, Şikêr, Sivritepe, Serê Sêvê (Işıklar), Êriş (Çayırlı) topçu taburu, Bilican, Xantepe, Ertuş karakolu ile Kale, Koordine, Elîşêr tepesi gibi çok sayıda tepe bulunuyor.

* Dêralûk'tan Güney Kürdistan toprakları içerisinde güneydoğuya doğru gidildiğinde ise sırasıyla Barzan, Mêrgesor ve Soran bölgelerindeki kamplara varılıyor.

* Soran bölgesinden kuzeye doğru gidildiğinde Deşta Hêl üzerinden Sideka'ya varılır. Buradaki kampların hedefinde Xinêrê, Xakurkê ve Kelaşîn bölgeleri var. Xinêrê - Xakurkê - Kelaşin hattı, artık Türkiye, İran ve Irak resmi sınırlarının kesiştiği bölgedir.

* Soran bölgesinden güneye doğru inildiğinde ise İran sınırına yakın yol boyunca sırasıyla Diyana, Çoman, Ranya, Sengeser ve Qeladizê bölgelerine varılır. Sengeser, Ranya ve Qeladizê bölgelerinden de asil hedef Kandil'dir.

* Xinêrê ve Xakûrkê bölgelerinin kuzeyindeki Cilo bölgesinde (Hakkari) Oremar ve Şitazin karakolları; Avaşîn sınırında Bêsosin, Herkî tarafında Girê Nereze, Bezele (Aktütün) ve Rûbarok karakolları; Xakûrkê'de ise Xapiskê, Haruna, Konserve tepesi gibi karakol ve üslerle bu bölgeler de menzilde tutuluyor.

'SINIR ÖTESİ' FİYASKOLAR

Türk devleti, 1983'ten itibaren PKK'yi hedef alan "sınır ötesi" operasyonlar yaptı, hepsine şaşaalı isimler verdi ve hiçbirinden de umduğunu bulamadı. Hatırlatalım;

* Türk devleti ilk "sınır ötesi" denemesini 1983 yılında dönemin darbe lideri Kenan Evren ile Bağdat arasında imzalanan "Sınır Güvenliği ve İşbirliği Anlaşması"nın ardından yaptı. 25 Mayıs 1983’te başlayan operasyona 7 bin asker katıldı.

* PKK'nin Kuzey Kürdistan'da silahlı eylemleri başlatmasının ardından Ekim 1984'te yapılan ikinci operasyonda da sonuç alınamadı.

* 3. operasyon, 12 Ağustos 1986'da yapıldı ve PKK'nin yanı sıra KDP kampları da hedef alındı. Aralarında sivillerin de olduğu çok sayıda Pêşmerge şehit düştü.

* "Süpürge" adı verilerek 1991 yılında yapılan "sınır ötesi" operasyon, adıyla kaldı.

* Aynı yılın Ekim ayında KDP ile Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (YNK) desteğiyle iki operasyon daha yapıldı. İşte bu operasyonlar sonrası Güney Kürdistan'da Türk devletinin istihbarat kampları kuruldu.

* Türk ordusunun gerilla karşısında ağır darbeler almasının ardından dönemin Türk Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Öcalan'a "Savaşın yoğunluğunu düşürün" mesajı gönderirken Türk ordusu başka hesaplar yapıyordu. Mayıs 1992'de "Sızma" isimli bir operasyonla 8. kez şansını denedi. 6 Mayıs'ta başlatılan operasyonda sonuç alınamadı.

* Türk ordusu, 12 Ekim 1992'de 15 bin asker, karadan tank, top ve obüs; havadan da helikopter ve savaş uçaklarının desteğiyle yeni bir operasyon başlattı. Ancak gerilla karşısında sadece 20 gün durabildi.

* Akıbetleri, seleflerinden farklı olmayan iki operasyon daha yapıldı; 10 Haziran 1993 ve 28 Ocak 1994'te.

* Türk ordusu, 6 Şubat 1994’te Mezrê ve Kariyêderî bölgelerini hedef aldı ama bu girişimi de hüsranla sonuçlandı.

* Nisan 1994'te aynı bölgede aynı akıbete uğrayan bir operasyon daha yaptı.

* Türk ordusu 1995'te büyük hazırlıkların ardından iddialı bir saldırıya girişti. Kıbrıs İşgal Harekatı'ndan sonra yaptığı en büyük "sınır ötesi" operasyonunu "Çelik" adıyla 20 Mart 1995'te yaptı. 13 generalin komuta ettiği ve 35 bin askerin katıldığı operasyonun hedefinde Heftanîn vardı. KDP destekli bu operasyon da ancak 45 gün sürdürülebildi.

* Bir yıl sonra iki kez daha yöneldi. 6 Mart'taki ilk operasyonun hedefi Sineht, Heftanîn ve Kelareş hattı oldu. "Atmaca Tokat" adı verilen operasyonda siviller hedef alındı. Aynı yılın Aralık ayının son günlerinde Türk ordusu, yine KDP'nin desteğiyle yine Güney Kürdistan'da operasyona başladı.

* Türk ordusu, yıllar geçtikçe asker sayısını ve teknik donanımını arttırdı. 1997'nin ilk operasyonuna ise "Balyoz" adı verildi. 14 Mayıs 1997’de başlayan operasyona bu kez 50 bin asker katıldı. Türk ordusuna ait iki helikopterin düşürülmesi ve komuta kademesinin imha olmasından sonra operasyon fiili olarak sonlandırıldı.

* “Balyoz”dan umduğunu bulamayan Türk devleti, Eylül ayında bu kez 100 tank ve 10 bin askerle yeni bir "sınır ötesi" başlattı. KDP destekli bu operasyonun adı "Çekiç"ti ve "Balyoz"un kaderini paylaştı. Ancak bu operasyondan sonra daha önce 1992 yılında Zaxo başta olmak üzere birçok istihbarat merkezleri kuran Türk devleti, bu merkezleri tank, top ve ağır silahlarla donatarak askeri karargahlara çevirdi. Özellikle Batufa, Kanimasi, Bamerne ve Şeladize’ye çok sayıda asker konuşlandırıldı.

* Umudunu yitirmeyen Türk ordusu, bir kez daha PKK'yi yenmeyi murat etti. 1998 yılının bahar aylarında bu kez 40 bin askerle "Murat" isimli operasyonla Güney Kürdistan'a girdi ama muradına eremedi.

* 1999 yılına gelindiğinde Türk ordusu, 24. kez "sınır ötesi" operasyondaydı. Adı da öncekilerini aratmayacak kadar iddialıydı. “Sandviç” ismi verilen operasyon da akamet uğradı.

* KDP ile birlikte 4 Mayıs 2000'de Heftanîn’e yönelen Türk ordusu, 4 gün sonra çekilmek zorunda kaldı.

* Türk ordusu 25. "sınır ötesi" denemesini de 2007 yılının Aralık ayında hava desteğiyle yapmak istedi. Daha çok hava saldırılarılarıya yapılan operasyondan da sonuç alınamadı.

* Yaşar Büyükanıt'ın büyük bir gösteriyle 21 Şubat 2008'de başlattığı "Güneş Harekatı" isimli operasyonla Zap bölgesi hedef alındı. Ancak büyük bir direnişle karşılaştı. Onlarca asker kaybeden ve bir helikopteri düşürülen Türk ordusu, 29 Şubat günü zar zor çekilebildi.