İşgalci Türk devletinin Efrin’de mezarlara karşı vahşeti: 4 şehitlik de yıkıldı-YENİLENDİ

Türk devleti, Efrîn’de ölülere de mezarlarında saldırdı; kentteki dört şehitliği de yaktı, yıktı.

Efrîn’de 20 Ocak 2018 tarihinden bu yana 646 sivili katleden, 7554 sivili kaçıran, tarihi mekânları yıkıp eserlerini Türkiye’ye kaçıran işgalci Türk devleti ve çeteleri, Efrîn’de sivil ve QSD savaşçılarına ait tüm şehitlikleri de yıktı.


Efrîn’de Rojava Devrimi öncesi kurulan Şehit Seydo Şehitliği işgal sürecinde bombardımanla yıkılırken, Şehit Refik Şehitliği 2019 sonu ve 2020 başlarında İdlib’den getirilen mülteciler eliyle yıkıldı. İşgal Harekâtı sürecinde kurulan Şehit Avesta Xabur Şehitliği işgalciler tarafından Nisan 2020'de iş makineleriyle dümdüz edilerek hayvan pazarına çevrildi.
Türk devleti tüm bunlara rağmen Efrîn şehir merkezinde Çağın Direnişi’nin sivil ve asker şehitlerine ait şehitliği 14-15 Temmuz günlerinde iş makineleriyle kazarak, cenazeleri çıkardı. Devletin resmi ajansı Anadolu Ajansı, ”YPG’nin infaz ettiği kişilerin toplu mezarı” diye yalan haberler yaptı. Türk devletinin bu yalanı kısa süre içerisinde YPG ve Efrîn Bölgesi Şehit Aile kurumunun arşiv görüntüleriyle boşa çıkarıldı.
Efrîn Şehit Aile Kurumu Yöneticisi Adnan Şêx Muhammed, Efrîn İnsan Hakları Örgütü Sözcüsü İbrahim Şêxo, Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Eşbaşkan Yardımcısı Hasan Koçer, Efrîn’de Türk devletinin şehitlikler üzerinden yürüttüğü kirli politikayı değerlendirdi.

SEYDO ŞEHİTLİĞİNİ BOMBALAYARAK YIKTILAR

İbrahim Şêxo, "Türk devleti Efrîn’de Kürt ve değerlerine ilişkin hiçbir şey bırakmak istemiyor” dedi.
Efrîn’in ilk şehitliği Şehit Seydo Şehitliği. Henüz Rojava Devrimi başlamadan önce 06-05-2011 tarihinde Cindires ilçesinin Kazıklı dağında Efrînliler tarafından kuruldu. Efrînliler bu şehitliğe Kuzey ve Güney Kürdistan’da şehit olan çocuklarını defnetti. Rojava Devrimi’nin başlaması sonrası rejim, ENKS ve Türkiye çetelerinin saldırıları sonucu şehit olan YPG-YPJ-Cephet El Ekrad savaşçıları ve siviller bu şehitliğe defnedildi.
Efrîn işgal Harekâtı sürecinde de Çağın Direnişi’nde şehit düşen QSD savaşçıları, savunma güçleri ve Türk devleti bombardımanında yaşamını yitiren siviller bir sürece kadar buraya defnedildi. İşgalci Türk devleti ve çeteleri işgal harekatı sürecinde 3,6, 9 Şubat tarihlerinde tank-top atışlarıyla bu şehitliği hedef alarak yıktı. İşgal sonrası ise bu şehitlik tümden yıkıldı.

REFİK ŞEHİTLİĞİ'NDE MEZARLAR YIKILDI

Şehit Refik Şehitliği Efrîn’in 2. şehitliğiydi.  Refik Şehitliği 2012 yılında Efrînliler tarafından Şera’nın Metina köyünde kuruldu. Buraya da Kuzey ve Güney Kürdistan’da şehit olan Efrînli gerillalar defnedildi. Şehit Seydo Şehitliği gibi Rojava Devrimi’nin başlaması sonrası rejim, ENKS ve Türkiye çetelerinin saldırıları sonucu şehit olan YPG-YPJ-Cephet El Ekrad savaşçıları ve siviller bu şehitliğe defnedildi. Şehitliğe yakın alanlarda yaşamını yitiren YPG-YPJ-QSD savaşçıları ve sivil şehitler de bu mezarlığa defnedildi. İşgalci saldırılar sürecinde birçok defa işgalciler bu şehitliğin etrafını da bombaladı. 2019 sonu, 2020 başlarında Rusya’nın İdlib’e saldırılarının yoğunlaşmasıyla Efrîn’e getirilen göçmenler bu şehitlik çevresine ve içine yerleştirildi. Şehitlikteki mezarlar çeteler ve yerleşimciler tarafından yıkıldı. Bu şehitlik içerisinde tören sahasına bir askeri nokta kuruldu.

 AVESTA XABUR ŞEHİTLİĞİ YIKILARAK HAYVAN PAZARI YAPILDI!

Efrîn işgal harekâtında Türk devletinin bombardımanlarının yoğunlaşması sonucunda Efrînliler şehitlerini Şehit Seydo ve Şehit Refik şehitliğine götürmekte zorlanmaya başladı. Bu nedenle 29 Ocak 2018’de Efrîn şehir merkezine daha yakın olan Marate yolu yakınlarında bir şehitlik kuruldu. Bu şehitliğe 27 Ocak 2018’de işgalcilere karşı fedai eylemi gerçekleştiren Şehit Avesta Xabur’un ismi verildi. Türk devleti, işgal harekâtı sürerken 12 Mart 2018’de Şehit Avesta Xabur Şehitliği’nin etrafını savaş uçaklarıyla bombaladı.  İşgalci Türk devleti Nisan 2020’de Şehit Avesta Xabur Şehitliğini iş makineleriyle dümdüz ederek üzerine hayvan pazarı kurdurdu.

 ‘TOPLU MEZAR DEDİKLERİ SON GÜNLERDE KURDUĞUMUZ ŞEHİTLİKTİR

Türk devletinin toplu mezar olarak lanse etmek istediği şehitlik ise 13 Mart'tan itibaren işgal saldırılarının katliama dönüşmesiyle şehitlerin artması sonucu Avrin hastanesi yakınlarında kuruldu. Efrîn bölgesi Şehit Aile Kurumu yöneticilerinden Adnan Şêx Muhammed, bu şehitliğin nasıl oluşturulduğunu şöyle anlattı: “Türk ordusu ve çeteleri Efrîn şehir merkezi sınırına dayanınca saldırıları da arttı. Son model silah ve silah tekniğini, askerlerini ve çetelerini hepsini üzerimize kullandı, daha fazla katliam yaptı. Şehitlerimiz çok arttı. Şehitlerimizi o savaş ve saldırılar içinde ellerimizle kaldırıp defnettik."
Saldırıların yoğunlaşmasından dolayı şehitliği bilinçli olarak şehir merkezindeki Avrin Hastanesi’ne yakın yaptıklarını belirten Adnan Şêx Muhammed, “14-15 Mart 2018’de Avrin Hastanesi arkasında şehitliğimizi yaptık.  Çünkü diğer şehitliklere yol uzaktı ve Türk devletinin bombardımanı çok fazlaydı. Hastane yakınını vurmazlar diye düşündük.  Biz burada 2 merasim yaptık. Bir merasim askeriydi, biri de siviller içindi. Birlikte yaptık. 15 Mart günü 43 şehidimizi kimliksiz gömdük. İçlerinde Türk devletinin saldırıları nedeniyle şehit olan sivillerde vardı.  En son bir çocuğu da buraya defnettik. Bizim burada defnettiğimiz şehitlerimizin sayısı 73’tür. 72 kişi büyüklerdir, 1’i de çocuktur.”

‘ARŞİV GÖRÜNTÜLERİMİZ YALANLARINI BOŞA ÇIKARDI’

Adnan Şêx Muhammed, Anadolu Ajansı ve Türkiye’nin Efrîn’de kurduğu sözde yerel meclisin QSD’yi karalamak için bir senaryoya başvurduğunu söyleyerek, şunları belirtti:
“Neden böyle bir senaryoya başvurdular... Çünkü dünyayı tehdit eden terörü bitiren ve sempati kazanan savaşçılarımızdı. QSD Çağın Direnişi’nde işgale karşı direndi. Şimdi Türk devleti QSD, YPG ve YPJ’yi dünya kamuoyuna suçlu göstermek için böyle bir yalan söyledi.

Ama Türk devletinin yalanları sonuç almadı. Erdoğan’ın yalanlarını boşa çıkarak bir arşivimiz var. Bunların hepsinin görüntülerini kaydettik. Türklerin yayımladıkları görüntülerde katledilmiş sivillerin toplu mezarı olarak sundukları yerin görüntüleri arşivlerimizde mevcut. Bizim şehitlerimiz için tören yapıp onları defnettiğimiz yerdir. Zaten görüntülerden de bellidir. Etrafındaki binalar da aynıdır, yer de aynıdır. Yine bu şehitlikte defnettiğimiz şehitlerimizin birçoğunun ailesi şu anda Şehba’da yaşıyor ve hepsi çıkıp konuşacak."

'ŞEHİTLİKLERİ DEMOGRAFİ DEĞİŞTİRME TEMELİNDE YIKTILAR'

Türk devletinin Efrîn İşgal Harekâtı’nın başladığı Ocak 2018’den bu yana ağacından insanına, taşına kadar Efrîn’in her şeyini hedef aldığını dile getiren Efrîn İnsan Hakları Örgütü Sözcüsü İbrahim Şêxo,  şöyle konuştu:
“Şehitlikleri de hedef aldı. Ölüleri neden hedef aldı? Bu şehitliklerde yaşamını yitirmiş YPG, YPJ ve savunma güçlerinin cenazeleri vardı. Bunlar hepsi Efrîn’in, Efrînlilerin çocuklarıdır. Saldırılarıyla insanından taşına, ağacına, tarihine, ölüsüne kadar Efrîn’in ve Kürtlerin hepsine kin ve nefretini ortaya koyuyordu.
Yine şehitliklere yaptığı bu saldırıların Efrîn demografisini değiştirme noktasında da bilinçli hedef yapıldığını düşünüyorum. Bölgede Kürtlere ait hiçbir şeyin, hiçbir değerin kalmamasını istiyorlar. Efrîn doğasını da değiştirmek istiyorlar. Ağaçları kesiyorlar, insanları kaçırıyorlar, kadınlara tecavüz ediyorlar. Efrîn’de Kürtlere ait hiçbir şey ve değer kalsın istemiyorlar. Şehit Avesta Şehitliğini hayvan pazarına çevirmeleri de bunun bir örneğidir. Kürtlere ve Efrînlilere 'sizin hiçbir değeriniz yoktur, olamaz’ mesajını veriyorlar.

‘YALANLARI ELLERİNDE PATLAYINCA SÖYLEM DEĞİŞTİRDİLER’

Böyle bir senaryoyla hem şehitliği yok edip hem de QSD ve Özerk Yönetimi sivil katliamı yapmış gibi göstermek istedi. Çünkü Efrîn’de Türk devletinin uyguladığı vahşeti belgeledik ve dünyaya duyurduk. O da şimdi hem gündem değiştirmek hem de QSD ve Özerk Yönetimi hedef yapmak için böyle bir senaryoya başvurdu.
İşgalcilerin bu propagandaları ardından bizler, Efrîn Şehit Aile kurumu ve YPG açıklamalar yaparak bu şehitliğin görüntülerini ve fotolarını paylaştık. Böylece tüm dünya kamuoyu gördü ki bu bir oyundur. Ama bu defa da kendilerini kurtarmak için söylem değiştirdiler.
Türk devleti güdümündeki muhalefete ait Ahrar Türkiye adındaki bir yayın da Türk devleti tarafından kurulan sözde Efrîn yerel meclisi adına, ‘Biz kazdığımızda mezar taşı yoktu. O nedenle QSD’nin ölülerine ait olduğunu bilmiyorduk. Ama sonra anladık ki QSD ölülerinin mezarıdır’ denildi. Aslında yalanları açığa çıktığı için şimdi yaptıklarına gerekçe uyduruyorlar."

'EFRÎN’DE KÜRT SOYKIRIMI UYGULANIYOR’

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Eşbaşkan yardımcısı Hasan Koçer, "Bugün Efrîn’de yaşananlar insanlık suçudur. Efrîn’in hedef alınmasının nedeni Kürt soykırımını gerçekleştirmekti. Bugün de Efrîn’de Kürtlere dönük bir soykırım gerçekleştiriliyor ve şehrin demografisi değiştiriliyor. Efrîn bir Kürt şehridir. Kürtleri şehirden çıkarıp yerlerine Arapları yerleştiriyorlar. Bununla Kürtlerle Arapları savaştırmak istiyorlar. Yani bugün Efrîn’de geliştirilenler oldukça planlıdır" dedi.
Koçer, şöyle devam etti:
"Türk devletinin Efrîn’de yaptığı etnik temizlik ve demografi değiştirmedir. Şehitliklerimizi yıkması, hayvan pazarına çevirmesi, mezarlarını açıp şehitlerimizi çıkarması bu demografi değiştirme ve etnik temizlik planının bir parçasıdır. Efrîn’de Kürde, doğasına, tarihine, değerlerine ilişkin herhangi bir şey bırakmamaya yeminliler. İşgalciler Efrîn’de yaptıkları her şeyi sistematik biçimde bir program dahilinde gerçekleştiriyorlar. Bu şehrin doğası ve tarihi yok ediliyor. Tarihi yapıların tümü yıkıldı, eserleri çalınıp Türkiye’ye kaçırıldı. Efrîn’i ağaçlarını yaktılar, kestiler. İnsanlarımızı kaçırıp katlediyorlar. Tüm bunları açık açık yapıyorlar.

‘ULUSLARARASI GÜÇLER EFRÎN’DEKİ SOYKIRIMA ORTAKTIR’

Uluslararası kanunlara baktığımızda da Türk devletinin Efrîn'deki uygulamalarının insanlık suçları olarak tanımlanan uygulamalar olduğunu görüyoruz. Cenevre’deki Uluslararası Ceza Mahkemesinin maddelerine göre de, Türk devletinin bugün Efrîn’de uyguladığı soykırım, demografik değişim insanlık suçudur. Ama uluslararası sessizliğe baktığımızda bu dünyada kanunun olmadığını anlıyoruz.
Uluslararası güçler ve devletlerin, çıkarlarının olduğu güçlerin her türlü kanunsuzluğuna, katliamına göz yumduklarını görüyoruz. Kim güçlüyse, kimin uluslararası güçlerle çıkar ilişkileri varsa nefret ettiklerine, ötekileştirdiğine her şeyi yapabiliyor. Sınırı ve hududu yok. Öyle uluslararası kanunlardan söz edebileceğimiz bir dünya değil. Türk devletinin Efrîn’de yaptıklarını vicdan kabul etmez. Ölülerin mezarlarını açmak nedir? Dünyanın en faşist güçleri bile insanların mezarlarını ve şehitliklerini açmamıştır. Türk devletinin Efrîn’de yaptıkları faşizmi de aştı. Kürtlere karşı o kadar kinliler ki Kürtlerin ölülerine bile tahammülleri yok. İnsan ölülere yapılanlara bakarak yaşayanların başına getirilenleri tahmin edebilir. Herkesin maskeleri düşmüştür. ABD, Rusya, Avrupa vb. devletler Türkiye’yle çıkar ilişkilerine Kürtleri kurban ediyorlar. Bu insanlık için kara bir lekedir."

‘ABDÜLHEKİM BEŞAR MİT İSTEMİYLE İŞGALİ MEŞRULAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR’

Hasan Koçer, ENKS yöneticilerinden SMDK Başkan Yardımcısı Abdülhekim Beşar’ın da Efrîn’de işgali meşrulaştıran söylemlerine dikkat çekerek, “İnsan bir Kürdün, bir Kürt partisinin yönetici olan ve her zaman Kürt milletinden ve devletinden söz eden bir kişinin işgali meşrulaştırmaya çalışan bu sözlerine hiçbir anlam vermiyor. Bu tam bir rezilliktir. ‘Efrîn’de bir şey yok, bunlar abartmadır’ demek ne demek? Biz buna nasıl bir mana verelim? Kürt halkı bu gerçeği görmeli ve bilmelidir. Bunlar ne Kürttür, ne de Kürtlerin temsilcileridir. Sadece MİT’e hizmet ediyor. Açıktır ki Türk istihbaratı MİT’le çalışıyor. Bunların Kürtlere verebileceği tek şey zarardır, işgaldir” dedi.

 ‘ŞEHİTLERİMİZE YAPILAN ONUR KIRICIDIR, KABUL ETMEYECEĞİZ’

İşgalci Türk devleti ve çetelerinin Efrîn’de şehitlikleri yıkıp ölüleri mezarlarından çıkarmasının Kürt halkına en büyük hakaret olduğunu dile getiren Hasan Koçer, şunları da kaydetti:
“Şehitlerimizin aileleri, Kürtlerin hepsi Efrîn’deki işgal uygulamalarına, şehitliklerinin yıkılması ve mezarlarının açılmasına karşı tavır sahibi olmalıdır. Şehitliklerimiz en kutsal, en manevi yerlerimizdir. Gidip Efrîn’in savunması için canını vermiş şehitlerimizin mezarlarını açıyorlar ve onları mezarlarından çıkarıyorlar. Bu Kürtlere büyük bir hakarettir, onur kırıcıdır. Uluslararası güçler de bu suçların ve hakaretin ortaklarıdır. O açıdan kimseden bir şey beklemeden ancak biz direnmeliyiz ki biz direneceğiz. Bu saldırıları, mezarlarımızın açılarak şehitlerimizin çıkarılmasını kabul etmiyoruz. Buna göz yumamayız, intikâmımızı alacağız.
Tüm Kürt halkına çağrı yapıyoruz: Bugün Efrîn’de işgalcilerin yaptığı Kürt soykırımı ve katliamıdır, etnik temizlik ve demografi değişimidir. Herkes bu duruma karşı tepkisini yükseltmelidir."