Schirdewan’a, Rosa Luxemburg Merkezi Genel Müdür Yardımcısı ve Uluslararası Departman Başkanı Philip Degenhardt, DEM Parti’nin Avrupa kurumları temsilcisi Fayik Yağızay, Schirdewan’ın asistanı Nora Friese-Wendenburg ve Yağızay’ın asistanı Sarah Glynn eşlik etti.

Heyetin gün içindeki ilk teması, Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Eşbaşkanı Huseyin Osman ve yardımcıları Hamdan Abid ile Gabriel Şamun ile gerçekleştirildi. 

Toplantıda, Şam’daki geçici cumhurbaşkanı Ahmed el Şara ile yürütülen müzakereler, savaş suçlularının kilit pozisyonlara atanması, yeni bir geçici anayasa ihtiyacı, Türkiye’nin saldırıları ve bölgedeki emelleri, Avrupa’nın Türkiye ile ilişkileri, adem-i merkeziyetçilik ilkesi, Türkiye’deki barış sürecinin etkileri ve Suriye’deki çok uluslu yapının haklarının korunması gibi başlıklar ele alındı.

Schirdewan, Avrupa Parlamentosu’nda yakın zamanda kabul edilen ve Sol Grup’un Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’ne daha güçlü destek çağrısı yapan değişikliğe atıfta bulunarak, yerinde gözlem yapmanın ve Sol Grup’un katkılarını değerlendirmenin önemini vurguladı.

Heyet daha sonra Zenubiya Kadın Derneği temsilcileriyle bir araya geldi. Reqa ve Dêrazor’dan gelen kadınlar, DAİŞ’in üç yıl süren hâkimiyetinden sonra ataerkil bir toplumda kadınları güçlendirmek için verdikleri mücadeleyi anlattı. 

Kadın temsilciler, farklı etnik gruplardan kadınların birlikte çalışmasının önemine değindi. Görüşmede ayrıca Önder Apo’nun felsefesinin bu çalışmalardaki belirleyici rolü, kadın evlerinin önemi ve yerel arabuluculuk mekanizmaları da gündeme geldi.

Heyetin bir sonraki durağı, Efrîn’den gelen yerinden edilmiş kişilerin temsilcileriyle yapılan toplantı oldu. Reqa’da geçici olarak barınan ailelerin, önce Efrîn’den Şehba’ya, ardından aralık ayında Reqa ve diğer bölgelere kaçmak zorunda kaldığı belirtildi. 

Heyet, Türk devleti destekli çetelerin saldırıları sırasında yaşanan kaos, insanların hayati belgelerini bile geride bırakmak zorunda kalması, hırsızlık ve şiddet olayları, yaşanan can kayıpları ve Efrîn’e dönmeye çalışanların uğradığı saldırılar hakkında bilgi aldı. Evlerini işgal edenlere ödeme yapmak zorunda bırakılan yurttaşların durumu, uluslararası garanti ihtiyacını bir kez daha gündeme getirdi. Özellikle ABD’nin yardımını durdurmasının ardından uluslararası destek eksikliği ve insani yardım ihtiyacının aciliyeti vurgulandı.

Ailelerle yapılan ziyaretin ardından konuşan Schirdewan, tanıklık ettikleri koşulların duygusal açıdan çok yoğun olduğunu belirtti. Avrupa Birliği’nin Efrîn’i kontrol eden çete liderlerini yaptırım listesine almasının, doğrudan etkili olmasa da bu kişilerin uluslararası meşruiyetlerini kaybetmelerine katkı sağladığını ifade etti.

Ziyaretin son durağı ise devrim ve direnişin kalesi Kobanê oldu. Heyet, şehitlik ile savaşın izlerini taşıyan bölgelere ziyaret gerçekleştirdikten sonra, Kobanê Kantonu Eşbaşkanı Ferhan Haci İsa ve yardımcılarıyla bir araya geldi. Toplantıda, Kürt halkının yüz yıllık direnişi ve uluslararası devrim perspektifi üzerinden mevcut durum değerlendirildi. Türkiye’nin tekrarlanan saldırılarına ve uluslararası güçlerin çıkar odaklı yaklaşımlarına rağmen, tartışma Önder Apo’nun yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının başarıya ulaşacağı yönündeki umutla sona erdi. 

Heyetin gün içerisinde Hesekê ve Qamişlo’da bir dizi temaslarda bulunması bekleniliyor.