DAİŞ’lilerin yargılanması ağırdan alınıyor

Özerk Yönetim Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Abdulkerim Ömer, DAİŞ’lilerin yargılanması ve iadesi konusunda yeterli destek görmediklerini söyledi.

Kuzey-Doğu Suriye’den DAİŞ’in coğrafi hakimiyetine son verdiklerini ama varlığı ve zihniyetinin bitmediğini belirten Özerk Yönetim Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Ömer, Suriye’deki siyasi sorun çözülmeden bunun da nihayete ermeyeceğini kaydetti.

Kuzey-Doğu Suriye Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Abdulkerim Ömer, ANF’nin sorularını yanıtladı.

 

Baxoz’un özgürleştirilmesiyle DAİŞ’in coğrafik hakimiyeti sonlandırıldı, ancak Kuzey-Doğu Suriye’de saldırılar devam ediyor. DAİŞ’e dönük operasyonlar ne durumda ve DAİŞ terörünün bitmesi için ne gerekiyor?

Elde edilen zafer askeri açıdandı. DAİŞ’in coğrafik statüsünü bitirdik, ancak DAİŞ terörü halen bitmiş değil. DAİŞ, uyuyan hücreleriyle burada bulunuyor. QSD ile Uluslararası Koalisyon güçleri arasındaki ilişki sürüyor. Günlük olarak DAİŞ’e karşı koordineli operasyonlar yapılıyor. Bizim bölgemizde coğrafik olarak DAİŞ denetiminde bir yer bulunmuyor, uyuyan hücreler şeklinde varlar ama rejim bölgelerinde DAİŞ’in elinde coğrafik bölge var.

DAİŞ gibi yapıları, Suriye’deki siyasi sorun çözülürse bitirebiliriz. Irak’taki durum da öyledir. Suriye sorununun çözülmesi, istikrarın sağlanması, değişiklik olması lazım. Demokratik bir Suriye’nin olmalı. Böyle olursa terörün önü alınabilir. Suriye’de istikrar ve siyasi çözüm olmazsa terörü bitirmemiz zor.

Kuzey-Doğu Suriye’de önemli adımlar atıldı. Operasyonlar sürüyor, ancak DAİŞ’e yardımlar geliyor. Çoğu da Türkiye’den. Türk işgali altındaki bölgelerde bulunan çeteler de zihniyet bakımından DAİŞ’tir. Türk devlet çeteleri aracılığıyla DAİŞ’e yardım yapılıyor.

Til Koçer Sınır Kapısı’nın kapatılması, Sezar yasası vb. politikalar yüzünden DAİŞ’in yıllarca zulmü altında kalan bölgelerde yaşayanların durumu kötüleşiyor. DAİŞ, bunu kendini yeniden canlandırma fırsatı olarak görüyor. Bu bölgelere yardım yapılması gerekiyor ki DAİŞ zihniyetini buradan söküp atalım. Bunun için de zamana ihtiyaç var.

 

Tutuklu DAİŞ elemanları ile ailelerinin yargılanması için ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz?

Özerk Yönetim’e bağlı cezaevlerinde binlerce DAİŞ’li tutuluyor. Binlerce DAİŞ’li ailesi kamplarda kalıyor. Baxoz’un özgürleştirilmesinin ardından Özerk Yönetim olarak bu çete elemanlarının yargılanması çağrısında bulunduk. Yargılayacak mahkemenin Kuzey-Doğu Suriye topraklarında kurulmasını istedik. Uluslararası kamuoyundan lojistik ve kanuni konularda destek talebinde bulunduk. Bu konudaki çalışmalarımız ve görüşmelerimiz sürüyor. Bazı gelişmeler yaşandı, ancak yargılanmaya başlamamız için gereken düzeye ulaşmadı.

 

Bölgeye gelen bazı heyetler, çoğunluğu Hol Kampı’nda olan DAİŞ’li vatandaşlarını aldı. Şu ana kadar kaç DAİŞ’li ülkesine teslim edildi, hangi DAİŞ’liler teslim ediliyor, teslim edilirken yapılan anlaşmanın içeriği nedir?

Özerk Yönetim olarak bu konuda izlediğimiz bir siyasi yol haritamız bulunuyor. DAİŞ çetesi elemanları ve suç işleyen kadınları devletlerine teslim etmiyoruz. Hiçbir suç işlemeyen sivil çocukları teslim ediyoruz, çünkü o çocukların yeri oradaki radikal atmosfer değil. Onların bu kamplardaki varlığı ve geleceği DAİŞ’e yeni elbise tasarlamak anlamına geliyor. Terör ve işgal üzerine tasarlanmış bu elbise. Bunun için sivil çocukları ülkelerine teslim ediyoruz.

Özerk Yönetim kanunlarına göre zaten çocuklarını annelerinden uzaklaştıramıyoruz. Sağlık sorunları olan ve tedavi imkanları Kuzey-Doğu Suriye’de bulunmayan çocukları da annelerinin onayıyla ülkelerine teslim ediyoruz. Bu bölgelerde suç işlediğine dair ispat bulunmayan kadınları ve çocuklarını da ülkelerine teslim ediyoruz. Teslim etme olayı bu doğrultuda yaşanıyor. Son olarak Özbekistan’a vatandaşlarını teslim ettik. Başka ülkeler de buraya gelip suçu bulunmayan sivil çocukları ve kadınları aldı. Teslim edilenlerin sayısı çok az. Büyük sayı halen yanımızda. Bizim için büyük bir yüktür. Kendisiyle büyük tehlike de oluşturuyor.

Özbekistan, Suudi Arabistan ve bazı Avrupa ülkeleri kısmi miktarda vatandaşlarını götürdü. Uluslararası kamuoyu görevini yerine getirmiyor.

Anlaşmanın içeriği ise ülkeleri olmazsa zaten teslim etmiyoruz. Dışişleri Bakanlığı ile aramızda protokol imzalanıyor. Uluslararası kanunlar ve insan hakları normlarına göre bu çocuk ve kadınları ülkelerine teslim ediyoruz. Teslim edilmeyi kabul etmeyenleri teslim etmiyoruz. Bu doğrultuda protokolün imzalanmasıyla teslim ediyoruz.

Vatandaşlarını almak için size başvuran başka ülkeler de var mı?

Bazı DAİŞ’lileri teslim etmek için birçok ülke ile diyalog halindeyiz. Ülke sayısı çok fazla değil. Yanımızda bulunan DAİŞ çeteleri ve aileleri ise 50’den fazla ülkenin vatandaşı. Özellikle Avrupa ülkeleri olmak üzere bazı ülkeler bizle diyalog içinde. Küçük bir sayı olan suç işlemeyen vatandaşları; çocuk ve kadınlar için tartışıyoruz. Ülkeleri istediğinde veriyoruz.

DAİŞ bizim bölgelerde, ancak uluslararası bir sorundur. Koalisyon vb. güçler DAİŞ’e karşı savaşta nasıl yardım ettiyse bu durum da onun bir devamıdır. O yüzden DAİŞ çetesi elemanlarının yargılanması için yardımın yapılması gerekiyor. Hol Kampı başta olmak üzere kamplardaki duruma müdahalenin olması lazım. Kampın üzerine çalışmalar yapılmazsa o çocuk ve kadınları birbirinden uzaklaştırmazsak, bazı okullar açıp çocuk ve kadınları yeniden eğitmezsek büyük bir kaosla karşı karşıya geleceğiz. Birlikte bu sorunu çözmeliyiz.

Bölgeye ziyarette bulunan heyetler, DAİŞ’lilerin yargılanması için ne düşünüyor?

Sadece heyetler bölgeye gelmiyor. Korona durumundan önce biz de Avrupa’ya bir ziyaret gerçekleştirdik. Teknik vb. yöntemlerle Avrupa’daki tüm ülkelerle görüştük. Toplantılar yaptık ve diyaloglarımız halen sürüyor. Özerk Yönetim’in statüsü tanınmadığı için kanuni konularda sorunlar var. DAİŞ’in hangi kanunlara göre yargılanması konusunda sorunlar var. Bazı siyasi sorunlar da var. Tartışıyoruz. Bazı devletler DAİŞ elemanlarının burada yargılanmasını onayladı. Diğer devletler de kendi aralarında tartışıyor. Genel olarak şu ana kadar bir karar alınmamış.

İleriki süreçte DAİŞ’lilerin yargılanmasına dönük bir gelişmenin yaşanması bekleniyor mu?

Gelişmenin yaşanması gerekir. Bu şekilde devam edilemez. O kadar büyük suç işleyen binlerce DAİŞ’linin bizim yanımızda kalması olmaz. Bir sonuca varmayı umuyoruz.

Türk devletinin, Özerk Yönetim alanlarında bulunan DAİŞ’lileri kaçırtarak denetimi altındaki bölgelere yerleştirdiği birçok kez belgelerle basına yansıdı. Bu, ne anlama geliyor?

Türk devleti, Kuzey-Doğu Suriye’ye işgal saldırısı başlattığında DAİŞ elemanlarını kaçırtmaya çalıştı. Kobanê’deki cezaevinde bulunan ve büyük suç işleyen kadınları kaçırdılar. Eyn Îsa kampında da bin civarında DAİŞ’li kadın ve çocuğu kaçırdı. Hol Kampı’ndaki kadın ve çocukları kaçırmak için oluşturulan organize kaçakçı şebekesi de Türkiye’nin içinden Suriye’deki işgal bölgelerine kadar uzanıyor. DAİŞ’lileri kaçırmak için yüz binlerce dolar harcıyorlar.

Türk devleti sadece onları işgal altındaki bölgelere yerleştirmiyor. Diğer bölgeler için de kullanıyor. Libya, Azerbaycan gibi ülkelere gönderiyor. Herkes biliyor ki dünyanın dört bir yanından DAİŞ’e katılmaya gelenler Türkiye aracılığıyla Suriye’ye geçti. Türk istihbaratının yardımıyla buraya geçtiler. Hatta Avrupa’da terör saldırısı gerçekleştirenlere de Türkiye yardımda bulundu. Türk devleti bu durumu kullanıyor ve DAİŞ’e destek veriyor. DAİŞ, Cerablus-Ezaz gibi yerlerde sınır hattındayken sınır kapıları onlara açıktı. İkili ticaret ilişkileri yapılıyordu. Petrol ticareti yapılıyordu. Yaralı DAİŞ’liler Türkiye hastanelerinde tedavi ediliyordu. DAİŞ’e en çok destek veren ve sırtını tutan Türk devletiydi.

Kaçırılmalar konusunda tedbirleriniz ve çalışmalarınız nedir, cezaevleri ve kamplarla ilgili projeleriniz var mı?

Kaçırılmalar konusunda çalışmalarımız sürüyor. Hol Kampı üzerinde bir projeye başlayacağız. Kaçırılmalar burada yaşanıyor. Hol Kampı çevresinde yeni bir kamp oluşturup o kadınları birbirinden uzaklaştırmaya çalışıyoruz. Öyle olursa Hol Kampı’nda kaçırılmaların kontrolünü sağlayabiliriz. Hol Kampı bir şehir büyüklüğündedir. Sayıları çok fazladır, o yüzden kontrol edilemiyor. Kaçırılmaları durdurmak için projelerimiz sürüyor.

Roj Kampı kontrol altındadır. DAİŞ’li kadınlarda zihniyet değişimi için çalışmalar yapılıyor. Birçok kadının da zihniyeti değiştirilmiş. Bilgi yanımda yok, ancak QSD ile Uluslararası Koalisyon arasında tutuklu DAİŞ’liler için yeni cezaevi inşa etme projesi olduğunu düşünüyorum. DAİŞ’li tutukluların bulunduğu cezaevlerinde yaşanan olaylar ilişkin onları kaldığı yerler zaten cezaevi değildir okuldur. Onun için de çalışmalar yapılıyor.