Dünya Mülteciler Günü: 2011’den bu yana Suriyeliler neler yaşadı?

15 Mart 2011’de başlayan Suriye kriziyle topraklarını terk etmek zorunda kalan milyonlarca Suriyeli sığınmacı YPG-YPJ savaşçılarının tarihi zaferleriyle birlikte topraklarına geri dönmeye devam ediyor.

20 Haziran 2021 Dünya Mülteciler günü. Dünya Göç Raporlarına göre ‘En çok mülteci veren ülke’ olan Suriye’deki mülteciler krizden bu yana nelerle karşılaştı? Suriye kriziyle başlayan göç, Suriyeliler nerelere dağıldı? Suriye'de nüfus değişimi, Göç eden Suriyeli sığınmacılar nelerle karşılaştı.

Suriye’de 10 yılı aşkın süredir devam eden savaş ve kriz ortamı milyonlarca Suriye’nin başka ülkelere göç etmesine neden oldu. Rojava Devrimini topraklarına dönmek için bir ışık olarak gören göçmenlerin büyük kısmı bölgeye geri döndü ve Demokratik Özerk Yönetimi’nde yerini aldı. Özerk Yönetim bölgeleri sadece Rojavalı göçmenlere değil Suriye’nin farklı bölgeleri ile hatta çevre ülkelerdeki mültecilere de kucak açtı.

MÜLTECİLER NERELERE DAĞILDI?

15 Mart 2011 sadece Suriye krizinin başlangıç tarihi değildi. Aynı zamanda Suriyeliler için de uzun ve zorlu göç yolculuğunun da başlangıcıydı. Savaş ve kaos ortamından canlarını kurtarmak uğruna yollara düşen Suriyeliler 10 yılı aşkın süre geçmesine rağmen halen zorluklar yaşamaya devam ediyor.

Mart 2021 verilerine göre Suriye dışındaki ülkelerde 9 milyon Suriyelinin yaşadığı belirtiliyor. Savaştan ve krizden kaçan milyonlarca Suriyeli mülteci, Lübnan, Irak, Ürdün, Mısır, Türkiye, Ermenistan, Sudan, Yunanistan, Bulgaristan, Almanya, İsveç, Avusturya, Hollanda, Danimarka, İsviçre, Fransa, Norveç ve İspanya gibi ülkelere gitti.

SURİYE'DE NÜFUS DEĞİŞİMİ

Resmi verilerce Suriye’nin yıllara göre nüfusu:

* 2011 yılında: 21,081,814

* 2012 yılında: 20,438,861           

* 2013 yılında: 19,578,466           

* 2014 yılında: 18,710,711           

* 2015 yılında: 17,997,411           

* 2016 yılında: 17,465,567

* 2017 yılında: 17,095,669

* 2018 yılında: 16,945,062

* 2019 yılında: 17,070,132

* 2020 yılında: 17,500,657

* 2021 yılında: 18,275,704

SURİYELİLER HER TÜRLÜ SALDIRILARLA KARŞI KARŞIYA

Savaştan kaçarak göç yollarına düşen Suriyeli mülteciler birçok zorlukla karşı karşıya kaldı. Göç yollarında da binlerce Suriyeli yaşamını yitirdi. Denizlerde boğularak cansız bedeni kıyalara vurulanlardan, faşist saldırılar sonucu öldürülenler, fuhuş yapmaya mecbur bırakılanlar, ucuz işçi olarak çalıştırılanlar, organ mafyalarının eline düşenler gibi birçok bilinmeyen hikayeleri var Suriyeli mültecilerin.

Tabi tüm bu vahşi uygulamaların aksine Suriye’de demokrasi ve eşitlik vadeden, her türlü mültecilere kucak açan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi gibi güçler de var.

ALAN KURDÎ: SURİYELİ MÜLTECİLERİN SEMBOLÜ

Suriyeli göçmenlerin yollarda yaşadığı zorlukların sembolü Kobanêli bir Kürt ailesi. 2 Eylül 2015 tarihinde Muğla'nın Bodrum ilçesinden Yunanistan'ın Kos adasına şişme botla geçmeye çalışan bir anne ve iki çocuğu boğularak yaşamını yitirmişti. Yaşamını yitiren çocuklardan 3 yaşındaki Alan Kurdî’nin cansız bedeni kıyıya vurmuştu. Alan Kurdî’nin göç hikayesi dünyadaki Suriyeli mültecilerin sembolü oldu.

TÜRKİYE'YE SIĞINANLARIN YAŞADIKLARI

3 milyondan fazla Suriyeli mülteci Türkiye’de yaşamaktadır. Türkiye kendini basın üzerinde kamuoyuna ‘Suriyelilere kucak açıyoruz’ gibi gösterse de gerçek bunun tam tersi. Türk devleti mültecileri her türlü kirli işi için kullanıyor. Sadece bunlarla da sınırlı değil ‘Suriyeli mültecileri daha fazla nasıl kullanabilirim’ fikirleriyle hareket eden Türk devleti her seferinde yeni arayışlar içerisinde kumpas planları geliştiriyor.

IRKÇI SALDIRILAR

Türkiye'de yaşayan Suriyeli sığınmacılara dönük bazı uygulamalar;

Türkiye'de yaşayan Suriyeli mülteciler yüzlerce kez ırkçı saldırılara maruz kaldı. Yine Suriyelilere ait işyerleri ve evler ateşe verildi. Saldırılar sonucu onlarca Suriyeli katledildi. Suriyeli mültecileri katleden saldırganlara ilişkin ya davalar açılmadı ya da davalar sürekli ertelenerek ceza alınmaları engellendi.

19 Eylül 2017’de Mersin plajlarında su satan 5 yaşındaki Suriyeli Muhammet Derviş, 43 kez bıçaklanarak katledildi.

KADINLAR FUHUŞA SÜRÜKLENİYOR

Türk devleti Suriyeli mültecileri fuhuş yapmaya sürüklüyor. Devlet kurumlarından yardım talep eden mültecilere, 'Ya gidin ülkenizde ölün, ya da siz de fuhuş yapın' deniliyor. Suriye'de imam nikahı yapılan kadınlar sonra Türkiye şehirlerindeki evlere yerleştiriliyor bir süre sonra fuhuş yapmaya zorlanıyor. Evlilik vaadiyle kandırılan, savaştan uzakta güvenli bir ortamda yeni bir yaşam hayali kuran genç kadınlar kendilerini birden fuhuş bataklığında buluyor. İtiraz etmeleri durumunda şiddet uygulandığı, baskı ve tehdit altında çalıştırıldıkları söyleniyor.

UCUZ İŞ GÜCÜ: EN ÇOK SÜRE VE EN AZ PARAYLA ÇALIŞTIRILIYORLAR

Suriyeli sığınmacılar ucuz işgücü olarak görülüyor. Günde 12-14 saat gibi uzun süreli işlerde çalıştırılan Suriyeliler, 8 saat çalışanların bile yarısı ücret karşılığında çalıştırılıyor. Suriyeli çocuklar kayıt dışı çalıştırıldığı defalarca kez basına yansıdı ancak hiçbir şey yapılmadı.

DİSK'e bağlı Genel-İş Sendikası tarafından 2017 yılında yayımlanan “Türkiye’de Çocuk İşçi Olmak” raporunda, “Suriyeli çocuklar ile çocuk emeği sömürüsü derinleşti. Bu çocukların yarıya yakını da eğitim olanaklarından yararlanamadığı için kayıt dışı sektörlerde çalıştırılıyor. Türkiye'de çalışan çocuk sayısı 2 milyona yaklaştı” belirtiliyor.

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ŞANTAJ ARACI

Türk devleti Suriyeli mültecileri Avrupa ülkelerine karşı en büyük şantaj aracı olarak kullanıyor. Türk hükümet yetkilileri sürekli olarak ‘Kapıları açarız’ tehditlerinde bulunuyor. Almanya hükümeti ve Başbakanı Angela Merkel, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yapılan yardımları askıya alma önerilerine her seferinde karşı çıkarak, Türkiye'ye siyasi ve ekonomik desteğini sonuna kadar sürdürmüştür.

İŞGALDEKİ PİYON: SURİYELİ PARALI ASKERLER

Osmanlı imparatorluğunun işgal siyasetinin sürdüren Türk devleti Suriyeli mültecileri bu doğrultuda kullanmak için birçok çete grubu kurdu. Bu çete gruplarını Karabağ, Azerbaycan, Başur, Rojava, Libya, Lübnan ve birçok bölgeye dönük işgal saldırısında piyon olarak öne sürdü.

TC’NİN ‘GÜVENLİ BÖLGESİ’ YENİ GÖÇ DALGASINA NEDEN OLDU

Türk devleti Suriyeli sığınmacılar için ‘Güvenli Bölge’ bölge adıyla Suriye’deki işgal planlarında da bahane olarak kullandı. Türk devleti tarafından Suriye'ye başlatılan işgal saldırıları nedeniyle de yüzbinlerce Suriyeli evlerini terk etmek zorunda kalıp göç yollarına düştü.

‘Güvenli bölge’ bahanesiyle Türk işgalinin ortaklarından biri de Alman hükümeti. Angela Merkel, 2 Mart 2020 günü, Berlin’de düzenlenen 11. Uyum Zirvesi’nin ardından yaptığı açıklamada, “Şu anda Suriye-Türkiye sınırında bulunan yüz binlerce Suriyeli için güvenli bölgeye ihtiyacımız var” ifadelerini kullanmıştı.

Türk devletinin Suriye bölgelerini işgal etmesiyle boş durmayan havuz medyası da işgal altındaki bölgelere ‘Suriyeliler yerleştiriyor’ yalanlarını servis etmeye başladı. Ancak bölge halkları defalarca kez işgal altındaki bölgelere başkalarının yerleştirildiğini belirtti.

Türk devleti işgal altındaki bölgelerde demografik değişim planlarını da devreye soktu. Örneğin Kuzey-Doğu Suriye’de Kürt nüfusunun ağırlıkta olduğu Efrîn-Serêkaniyê kentlerine Suriye’nin başka yerlerinden ve Kafkasya’dan çete aileleri yerleştirildi.

GERİ DÖNÜŞ YAPAN SIĞINMACILAR

Savaş ve kaos nedeniyle başka ülkelere göç etmek zorunda kalan Suriyeli sığınmacıların bir kısmı topraklarına döndü. Geri dönüşün en fazla yapıldığı yerlerden biri de Kuzey-Doğu Suriye bölgeleri. Suriye krizinin çözüm yolunu Demokratik Özerk Yönetim’de gören Suriyeliler bu bölgelere yerleşerek yaşamlarını yenilemeye başladılar.