'Efrîn’de işgalci terör ve algı operasyonu'

Efrîn’de üç yıllık Türk işgali, DAİŞ vahşetini de aştı. Türkiye, bölgeyi kalıcı olarak kendisine bağlamaya hazırlanırken çete başlarından da bir komite kurarak itibar kurtarma operasyonuna girişti.

Efrîn İnsan Hakları Örgütü Başkanı İbrahim Şêxo, Türk devleti ve SMDK Başkanı Nasır El Hariri’nin, BM raporuyla birlikte bir komite oluşturarak kamuoyuna yaşanan suçların bireysel olduğu ve cezalandırılacağı mesajı verdiğini, halbuki bu komitenin çete komutanlarından oluşturulduğunu belirterek, Efrîn’de insanlık dışı uygulamaların daha arttığını söyledi.

Efrîn işgali, 4. yılına girdi. 612 insan, Türk devletinin saldırıları ve sonrasında kaçırma, işkence vb. gibi uygulamalarla katledildi. 303’ü çocuk, 214’ü kadın olmak üzere 696 Efrînli işgalcilerin saldırılarında yaralandı. Efrîn’de üç yıl içerisinde 214 mayın ve araç patlaması yaşandı. Efrîn İnsan Hakları Örgütü’ne göre; en az 7 bin 457 Efrînli kaçırıldı, bunlardan 3 bin 500’den fazlasının akıbeti bilinmiyor. Üç yıllık işgal sürecinde bin civarında kadın kaçırıldı. 400’den fazla kadının akıbeti belli değil.

Bazıları tümden olmak üzere 64 okul tahrip edildi. 315 bin 600’den fazla zeytin ağacı ve ormanlık ağaç kesildi ya da yakıldı. 12 bin hektardan fazla tarım arazisi yakıldı. Efrîn buğdayı, depolardaki sabun çalınarak Türkiye’ye götürüldü. Efrîn zeytin ve zeytinyağı talan edildi. 2018-2019 mevsiminde Efrîn zeytinleri Türkiye’ye götürülerek Hatay’daki sıkım hanelerde işlendi ve buradan Avrupa pazarına sunuldu.

28 tarihi yer, 78 tarihi tepe ve 15 kutsal mabed (türbe) Türk uçaklarının saldırıları, işgal sürecinde ise kazılarla yıkıldı. İçlerindeki tarihi eserler kaçırılarak Türkiye’ye götürüldü.

DEMOGRAFİ DEĞİŞİMİ VE SÜNNİ İSLAM DAYATMASI

Efrîn Hakları Örgütü’nün verdiği rakamlara göre; Türk devletinin işgal saldırılarının başladığı 20 Ocak 2018’den beri 300 binden fazla Efrînli şehirden göç etmek zorunda bırakıldı. Türk devleti Suriye’nin çeşitli yerlerinden çete elemanlarının ailelerini getirerek Efrîn’e yerleştirdi. Bugün şehirdeki yerleşimcilerin sayısı 400 bini geçerken işgal öncesi nüfusun yüzde 96’sını oluşturan Kürtlerin oranı yüzde 20’lerin altına düşmüş durumda.

İşgalden önce Efrîn’in 23 köyünde ve Efrîn şehir merkezinden 25 bin üzerinde Êzîdî yaşarken şimdi 5 binin altına düşmüş durumda. Basufanê gibi tarihi Êzîdî köylerine cami yapıldı, Êzîdîlere Sünnilik dayatıldı.

Efrîn’de işgalden önce Mabata merkezde 15 bin civarında Alevi Kürt yaşarken bugün şehirde yaşayan Alevilerin sayısının binin altına düştüğü ve kendilerini gizledikleri biliniyor. Yine işgal sonrası Mabata’da da birçok Alevi evi çeteler tarafından kuran kursuna çevrildi.

Efrîn’de işgal öncesi yaşayan bin civarı Hristiyan’dan sadece birkaç aile bulunuyor. Bu ailelerin de gençlerini işgal sürecinde çıkardıkları sadece yaşlı bireylerinin Efrîn’de kalmaya devam ettiği biliniyor. kalanlara da Sünnilik dayatılıyor.

Türkiye ve Katar, üç yıldır Sünni Selefiliği geliştirmeye çalışıyor. Türkiye din işlerinde de Efrîn’i Hatay’a bağladı. İşgal öncesi Efrîn’in her köyünde cami yoktu. Bazı köylerde Êzîdîler ve Aleviler yaşıyordu. Türkiye Diyanet Vakfı bugün Efrîn’in her köyünde en az bir cami inşa ederken, Türkmen Gençlik Topluluğu ve çeteler birçok yerde kuran kursları açarak çocuklara Selefi dersleri veriyor.

ETNİK VE KADIN KIRIM MERKEZİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

Efrîn İnsan Hakları Örgütü Başkanı İbrahim Şêxo, Efrîn’in Türk devleti işgali öncesi barış, huzur, üretim, demokrasi ve kadın özgürlüğünün olduğu şehirlerden biri olduğunu belirterek, Türk işgaliyle birlikte Efrîn’in bir etnik temizlik, kadın kırım ve işkence merkezine dönüştürüldüğünü söyledi. İbrahim Şêxo, şöyle devam etti: “Efrîn’de katliam, işkence, kaçırarak fidye alma, işkenceyle katletme, kadın katliamları ve tecavüzleri, doğa ve tarih kırımı akla gelebilecek her türlü vahşi uygulama geliştiriliyor. Efrîn’de sözde sivil meclisler kurdular ama bunların hepsi boş. Bu meclisler hepsi Hatay Valiliğine bağlı. Hatay Valisi dönem dönem gelip bunlarla toplantı yapıyor ve politikalarını belirliyor. Efrîn’de kadın kaçırma, tecavüz olayları yaygın. Binlerce, ailelere zorla dayatarak küçük yaşta kızları çete elemanlarıyla evlendirme geliştirildi. Bin civarı kadın kaçırıldı ve tutuklandı. Bunlardan 400 tanesinin akibeti belli değil. İşgal koşullarında kalan aileler ya Efrîn’den kızlarını kaçırdı, çünkü kabul etmeyen aileler tutuklandılar.”

TÜRK DEVLETİNİN KOORDİNASYONUNDA

İbrahim Şêxo, işgal sonrasında şehirde yaşamaya devam edip sonrasında baskılar nedeniyle Efrîn’den kaçan birçok vatandaşla görüştüklerini ve yaşadıklarını dinlediklerini ifade ederek, elde edilen tüm verilerin Efrîn’de her şeyin Türk devletinin planlaması ve koordinasyonunda geliştirildiğini gösterdiğini söyledi.

Efrîn’de insanlık suçu işlendiğini vurgulayan İbrahim Şêxo, şunları dile getirdi: “Uluslararası raporlar da bunlara dikkat çekti. Türk devleti hiçbir zaman bunlara kulak vermedi. Birleşmiş Milletler (BM) Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu’nun Eylül 2020’de yayınladığı ve içerisinde Türk devletine bağlı çetelerin Efrîn, Sêrekaniyê ve Girê Spî’de işledikleri suçlara da yer verildiği rapor ortada.

Bu rapor sonrası Türk devleti dünya çapında tepkiyi görerek kendini temize çıkarmak için bazı şeyler yaptı. Ekim 2020’de Suriye Muhalif ve Devrimciler Koalisyonu (SMDK) olarak adlandırılan çete yapısının başkanı Nasir El Hariri, Efrîn’e gitti. Orada Marate zindanını ziyaret etti, bir Êzîdî köyü olan Basûfanê’ye gitti. Bazı Kürt yaşlıları zorla, korkuyla kamera karşısına çıkardılar. Onlara mal ve mülklerinizi size geri döndüreceğiz. Bu yapılanlar şahısların yaptığı şeylerdir, dediler. Tabi bunun doğru olmadığı ortada. Elbette tüm bunlar kamuoyunu kandırmak içindir.”

ÇETE BAŞLARINDAN KOMİTE

Şêxo, Hariri’nin Efrînlilere çetelerin işlediği suçları soruşturmak için komite kurduklarını söylediğini anımsatarak, “Bu komitenin çete başları tarafından oluşturuldu. Cephet Şamiye, Sultan Murat, Askeri polisten Muhammed Hamadin başkanı, Cephet Efrîn’de 500’den fazla eve el koyan Cephet Şamiye’den Nidal Buyanini de bu komitenin yöneticilerinden. Halkın çoğu zaten bu komitenin çetelerden oluşturulduğunu ve bir oyundan ibaret olduğunu bildiği için gidip başvuru yapmadı. Bu komite, sadece Türk devleti ve çetelerini uluslararası kamuoyunda temize çıkarmak içindi. Şu ana kadar birçok insanı katlettiler, kaçırdılar, tecavüzler yaşandı. Şimdiye kadar bir çete elemanını bile tutukladıklarını görmedik” şeklinde konuştu.

BM RAPORU SONRASI VAHŞET ARTTI

İbrahim Şêxo, BM’nin raporu ve Hariri’nin Ekim 2020’de Efrîn ziyareti sonrası baskılar ve vahşi uygulamaların arttığını söyleyerek, “Daha önce aileden bazı kişiler kaçırılır ya da tutuklanırdı ama şimdi tüm aile tutuklanıyor. İnsanları kaçırıp para karşılığında geri bırakıyorlardı. Son dönemde bu paraların miktarında da artış oldu. Komitenin kuruluşundan sonra işkence ve baskılar daha da arttı” dedi.

TÜRK ŞEHRİ YAPILIYOR

İbrahim Şêxo, Türkleştirme ve Türkiye’nin bir parçası yapma çabasıyla ilgili şunları paylaştı: “Efrîn’i Hatay Valiliği yönetiyor. Her ay vali şehre geliyor. Efrîn’de makamı var. Şehirdeki meclisler ve çetelerle toplanıyor. Onların planlamalarını çıkarıyor. Bu planlamalarda Kürtlerin şehirden nasıl kaçırtılacağı tartışılıyor. Planlar buna göre oluşturuluyor. Türkçe eğitim ve konuşma farz kılınıyor. Şiye’deki duruma bakalım. Sultan Süleyman Şah bu ilçede hakim güç. Komutanı Ebu Emşa Erdoğan’a çok yakın bir kişi. Bugün Şiye’de halkın evlerine el koydular. Halktan para topladılar. Şimdi bir hastane, kamp kurmak istiyorlar. Şiye hiçbir şekilde bir Suriye ilçesine benzemiyor. Her yerde Erdoğan’ın resimleri ve Türk bayrakları var. Bu komutan binlerce kişiyi silahlandırıp Libya ve Azerbaycan savaşlarına gönderdi. Kendileri gibi muhalefetten olan kişiler bile bunları eleştirdiğinde cezalandırılıyor. Türkmen çeteler, Efrîn’de ne istiyorlarsa yapıyorlar. Herşey onlara serbest. Artık Türkiye, Efrîn’in Suriye ve Kürt kimliğini tamamen yok ederek şehri kalıcı olarak kendisine bağlamaya çalışıyor.”

‘AYNI ZAMANDA BİR TERÖR MERKEZİ’

İbrahim Şêxo, son olarak Efrîn’in Türk işgaliyle “terör” merkezine dönüştürüldüğünü ifade ederek, şunları ekledi: “Efrîn, artık aynı zamanda bir terör merkezi. Bütün dünyadaki teröristleri Efrîn’de topladılar. Efrîn’in doğasını katlettiler, halkını göçerttiler, mallarına el koydular. Aklınıza gelebilecek her şeyi yaptılar. Efrîn’in bugünkü hali tüm dünya için bir tehdit oluşturuyor. Çeteler Efrîn’den alıp Libya’ya, Azerbaycan’a, her yere gönderiyorlar. Efrîn, Türk devletinin eğittiği ve hazırladığı tüm çetelerin toplandığı bir merkez durumunda.”