‘Efrîn’de TL’ye geçiş ilhak içindir’

Kuzey-Doğu Suriye’deki ekonomistler, Türk devletinin Efrîn’de Suriye Lirası’nı yasaklayarak işgali, ilhaka dönüştürmeye başladığını söyledi.

Türk devleti, Haziran 2020’de PTT şubeleri üzerinden Efrîn ve Suriye’de işgal ettiği diğer bölgelerde Türk Lirası’nı (TL) dolaşıma sokarak kullanımı teşvik etti, 19 Mart’tan itibaren de Suriye parasını yasakladı. Ekonomist Çeleng Omer, “Bir bölgede kullanılan para oradaki devletin egemenliğini değiştirir. Türkiye bölgeyi idari, ekonomik her açıdan kendisine bağladı. Suriye rejimi ise sessiz” dedi. Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Efrîn Bölgesi Maliye Komitesi Eşbaşkanı Fatma Lekto ise Türkiye’nin ekonomik talanının da sürdüğünü söyledi.

Türk devleti tarafından kurulan göstermelik yerel meclislerin geçen yıldan bu yana Suriye’de işgal altında olan tüm bölgelerde TL’yi kullanma kararı aldığını belirten Çeleng Omer “Sezar yasaları nedeniyle Suriye Lirası’nın değerinin düştüğünü ve halkın ekonomik durumunu korumak için bu kararı aldıkları gerekçesini ileri sürdüler” dedi. Bunun sadece bir bahane olduğunu, kararın kendi ekonomisine hizmet için Türkiye tarafından alındığını belirten Omer, “Ama bugün baktığımızda Türk lirasının da değeri çok düşük ve hiçbir kıymeti yok. İşgalcilere bağlı bu meclisin aldığı kararla amacı işgal altındaki bölgelerde yaşayan halka değil, Türk devletinin ekonomisine hizmet etmek” diye konuştu.

EKONOMİK OLARAK SÖMÜRGE

Çeleng Omer, Efrîn başta olmak üzere Türk devleti işgali altındaki tüm bölgelerde uzun süredir demografi değişimi ve kültürel soykırımın geliştirildiğini hatırlatarak, ekonomik soykırımın da geliştirildiğini belirtti. Çeleng Omer, şunları söyledi: “Efrîn bugün ekonomik olarak da sömürge. Türkiye’nin bu bölgelere ihracatı 1,8 milyar dolar. Bu bölgelerin ekonomik sistemi tümden Türkiye’ye bağlanmış durumda. Serêkaniyê ve Girê Spî, Urfa Valiliği’ne bağlı. Bu bölgelerde formalite meclisler oluşturmuşlar ama tüm kararlar Türk devleti tarafından alınıyor. Efrîn, Hatay Valiliği’ne; Ezaz ve Cerablus ise Antep ve Kilis’e bağlı. Efrîn, Cerablus ve Girê Spî’nin tüm ürünleri Türk devleti tarafından çalınırken bir de bu bölgeler Türk devletinin pazarı haline getirilmiş durumda. Böylece işgalini finanse ediyor, çetelerin maaşlarını veriyor. Bölge halkı işkence, baskı, katliam vb. vahşi uygulamaların yanı sıra ekonomik olarak da çok zorlu koşullarda yaşıyor.”

İLHAK EDİYOR, SURİYE REJİMİ SESSİZ

Suriye’nin para biriminin yasaklanarak TL’nin kullanılmasının Suriye’nin egemenlik haklarına, devlet olma vasfına saldırı olduğunu kaydeden Çeleng Omer, şöyle devam etti: “Türkiye, Efrîn’i kendisine bağlı bir il yapmaya hazırlanıyor. Zaten çökmüş olan Suriye ekonomisi ve lirasının işgal bölgelerinde TL kullandırmasından çok etkilenmeyeceğini düşünüyorum ama bu bölgeleri ekonomik olarak da tümden kendine bağlamış durumda ve bu tüm Suriye’yi etkiliyor. Yine Efrîn, Girê Spî, Sêrekaniyê, Ezaz, Cerablus, Bab gibi Türk devleti işgali altında olan bölgeler halen resmi olarak Suriye devletine bağlı. Türkiye, demografik değişim ve Türkleştirmeyi geliştiriyor. İşgal ettiği bölgeleri Türkiye’ye bağlama hazırlığında. Bir bölgede kullanılan para birimi o bölgedeki devletin egemenliğini gösterir. Suriye devleti bugün Türk devletinin işgal ettiği bölgelerdeki tüm bu uygulamalarına karşı sessiz.”

TÜRKİYE, 10 YILDIR SURİYE’Yİ TALAN EDİYOR

Efrîn Bölgesi Maliye Konseyi Eşbaşkanı Fatma Lekto ise Türkiye’nin 2011’den bu yana Suriye’yi aynı zamanda ekonomik olarak talan ettiğini söyledi. Lekto, “Humus, Hama, Halep, İdlib gibi geçmişte Türkiye’nin çeteleri tarafından işgal edilen şehirlerde bulunan fabrikalar, hastaneler vb. yerlerdeki tüm makineler çalınarak Türkiye’ye götürüldü. Türkiye, göç ettirdiklerini kendi ekonomisi için çok düşük ücretle köle gibi çalıştırdı. Yine çeteleri yoluyla ya da direk işgal ettiği alanlarda halkı yoksullaştırarak, var olan eğitimsizliği kullanarak Arap ve Türkmen halkların çocuklarını çeteleştirdi” dedi.

EFRÎN, ZENGİNLİĞİYLE DE HEDEFTİ

Fatma Lekto, Türk devletinin Efrîn’i işgal etme nedenlerinden birinin de doğal kaynaklar ve tarım açısından zengin olan bölgeyi bir ekonomik sömürgeye dönüştürme istemi olduğunu söyledi. Lekto, şunları ifade etti: “Türk devleti, Kürt ve Rojava Devrimi düşmanlığından dolayı Efrîn’i işgal etmek istedi ama kuşatma altında olmasına rağmen emeği ve projeleriyle zenginleşmiş olan şehrimize ekonomik olarak da göz dikmişti.

Halep, Humus, Hama’daki tüccarlar da yönünü Efrîn’e çevirmişti. Efrîn halkının ürünleri Suriye’nin her yerine dağılıyordu. Efrînlilerin ‘tüm Suriye için çalışıyoruz’ dediklerini hatırlıyorum. Türk devleti Efrîn’i işgal saldırısını bile ‘Zeytin Dalı Harekâtı’ olarak isimlendirdi.

Türk devleti Efrîn’i işgal eder etmez ambarlardaki buğdayları, zeytinleri, sabunları, zeytinyağlarını vb. Her şeyi Türkiye’ye kaçırdı. Çeteler eliyle Efrîn’deki fabrikaların makineleri yine Türk işgali altındaki Ezaz, Cerablus’a oradan da Antep, Kilis ve Urfa’ya kaçırıldı.

Efrîn Suriye’de zeytin ve zeytinyağı üretiminin en gelişkin olduğu yerdi. İşgalden sonra birçok zeytin sıkım hanesini talan ettiler. Kalanları da kendi ellerine aldılar. Efrîn zeytinlerini ve zeytinyağlarını Türkiye’ye götürüp Avrupa’ya satmaya başladılar. Efrîn’de kalan halkın bile zeytinlerini işlemesine izin vermediler. Efrîn’in tüm tarım ürünleri Türk devleti tarafından talan ediliyor.”

SURİYE LİRASI’NI YASAKLADI

Fatma Lekto, birkaç gündür bir Suriye ve Kürt şehri olan Efrîn’de Suriye’nin parasının yasaklandığını belirterek, “Bununla Türk parasının değerini artırmak istiyorlar. Aslında Efrîn’de ve işgal altındaki diğer bölgelerde Suriye Lirası’nın yasaklanmasının temel nedeni, Türk devletinin bu şehirleri Suriye’den kopararak Türkiye’ye bağlama hedefi. ‘Artık buralar birer Türk ilidir’ mesajını veriyorlar. Zaten işgalin başından bu yana Kürtlere dönük etnik temizlik, demografi değişimi geliştirerek, eğitimi Türkçeleştirerek, imam hatipler vb. okullar açarak bunun hazırlığını yapıyorlar. Artık Efrîn’deki durum işgalden ilhaka dönüştürülüyor. Bu durum sadece Efrîn için değil, Türk devletinin işgal ettiği tüm bölgeler için de geçerli” dedi.