Ehmed: Suriyeliler doğdukları yerlere yerleştirilmeli

Erdoğan’ın “1 Milyon Suriyeliyi geri göndereceğiz” sözlerine ilişkin konuşan Nîhad Ehmed, “Eğer bir milyon insan kendisine ait olmayan bölgelere yerleştirilirse patlamaya hazır bir bomba gibi büyük bir tehlike yaratacaklar dedi.

Daha önce Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), El Nusra ve DAİŞ çetelerinin eliyle Suriye ve Rojava Kürdistan’ına müdahalede bulunan 2016 yılından itibaren bu siyasetini değiştiren Türk devleti, Suriye topraklarını işgal etmeye başladı. Şu anda İdlip’den Efrîn’e, Girê Spî’den Serêkaniyê’ye geniş bir coğrafyayı işgal eden Türk devletinin en önemli stratejisi bu bölgelerin etnik, kültürel ve dini demografik yapısını bozmak.

Son günlerde Türkiye’de Suriyeli mültecilerin gündeme gelmesi ardından AKP-MHP iktidarından sığınmacı konumunda olan 1 Milyon Suriyelinin ülkelerine geri gönderileceği biçiminde açıklamalar gelmeye başladı. Türk devletinin bu mültecileri Suriye’de işgal ettiği bölgelere yerleştirmeyi planlıyor ve böylelikle bölgenin demografik yapısı iyice değişmiş olacak.

Bu konuda ANF’ye değerlendirmelerde bulunan Fırat Bölgesi Yönetim Kurulu Üyesi Nîhad Ehmed’e göre, Türk devleti şu anda Kuzey-Doğu Suriye’deki işgal ettiği bölgelerde Liva-i İskenderun (İskenderun Sancağı) tarzında bir siyaset yürüyor. 1939 yılında Türk devleti o dönem Suriye’ye bağlı olan İskenderun Sancağı’nı değişik oyun ve entrikalarla işgal edip bölgenin adını Hatay olarak değiştirmişti.

GETİRİLECEK SURİYELİLER BU BÖLGEDEN DEĞİL

Liva-i İskenderun siyasetinin aynısını Türk devletinin bugün aynı şekilde işgal ettiği bölgelerde yürüttüğünü söyleyen Ehmed, “Türk devletinin bu siyasetle buradaki amacı işgal ettiği bölgeleri tümden kendi sınırlarına dahil etmektir” dedi. Türk devletinin bölgeye getirmeyi düşündüğü bir milyon Suriyelinin hiçbirinin bölge insanı olmadığını ve böyle bir durumun bölgede çok tehlikeli sonuçlar doğuracağına dikkat çeken Ehmed devamla şöyle konuştu:

“Türk devleti yüzyıllardır nerede Kürt halkının bir kazanımı varsa ya da Kürtlere ait bir statü gelişmişse ve Kürtler nerede güçlenirse buna karşı saldırıya geçiyor. Çünkü Türk devleti kendi varlığını Kürt halkını inkarı ve yok oluşu üzerine kurdu. Bu anlamda Suriye krizi Dera’dan başlayıp Suriye’nin tüm şehirlerine dağıldığı zaman, Türk devletinin burada en büyük sorunu Kürtler olmuştur. Böylelikle Türk devleti Suriye’de farklı farklı isimlerle kendini tanımlayan bazı çetelere destek vererek Kürtlerin üzerine saldırttı ve bu şekilde Kürtler burada ezilecekti. Bugüne kadar da aynı şekilde saldırılarını sürdürüyor.”

EFRÎN’DE YENİ YERLEŞİM YERLERİ HAZIRLANIYOR

Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde “Biz bir milyon mülteciyi yerlerine geri göndereceğiz” biçimindeki sözlerini hatırlatan Nîhad Ehmed, “Şimdi burada sorulacak soru şu: Bu dönecek kişiler kim? Nereye dönecekler? Bu gerçek çok iyi bilinmelidir. Bugün Türk devletinin Suriye ve Kuzey-Doğu Suriye'de işgal ettiği bölgelerde büyük bir demografik değişim yaşanıyor. Özellikle Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’de yaşananlar göz önündedir” diye konuştu.

Özellikle Efrîn’de büyük bir demografik değişimin söz konusu olduğunu belirten Fırat Bölgesi Yönetim Kurulu Üyesi Nîhad Ehmed, Efrîn’de binlerce evin yapıldığını ve yerlerin hazırlandığını bildirdi. Halep, Himis, İdlib ve Hema gibi yerlerden insanların Efrîn’e getirilip yerleştirildiğine dikkat çeken Ehmed, “Buralarda yaşayanları ve buranın asıl sahiplerini ise saldırılarla, insanlık dışı uygulamalarla ve çok daha farklı yöntemlerle bu insanları yerlerinden ettiler, göçe zorladılar ve şimdi yerleştireceklerini söyledikleri kişiler ise hiçbir şekilde bu toprakların sahipleri değillerdir” dedi.

‘HERKESİN KENDİ YERİNE DÖNMESİ GEREKİR’

10 yıl gibi bir süre boyunca savaşın yaşandığı bir ülkede mültecilerin geri dönmesi için bu ülkenin siyasi sorununun çözülmesi gerektiğini ifade eden Ehmed, devamla şöyle konuştu: “İkincisi; halkın günlük yaşamlarını sürdürebilmesi için ekonomik sorunlarının çözülmesi gerekir. Üçüncüsü ise herkesin kendi yerine geri dönmesi gerekir. Ancak bugün Erdoğan’ın Türkiye’de bulunan göçmenlerin dönüşünü gündem yapması, tümden seçimler için elinde kullandığı bir seçim kartıdır. Bununla birlikte getirecekleri kişilerin hiçbiri aslında bu toprakların sahibi değildir. Bu şekilde aslında buradaki demografik yapıyı tümden değiştirmek ve buradaki yabancı sayısını daha da çoğaltmak istiyorlar.”

‘ÇOK TEHLİKELİ SONUÇLARI OLACAK’

Türk devletinin bu topraklarda yaptıklarına karşı seslerini çıkarmaları için defalarca uluslararası kurumlara seslendiklerini hatırlatan Ehmed, son olarak şu uyarılarda bulundu: “Bugün gelinen aşamada Türk devletinin bu siyaseti, çok tehlikeli sonuçlara neden olacak. Eğer bir milyon insan kendisine ait olmayan bölgelere, şehirlere yerleştirilirse patlamaya hazır bir bomba gibi bu topraklarda büyük bir tehlike oluşturacaklardır. Bu insanlar bölgede istikrar ve güvenlik üzerinde sürekli bir tehdit olacaklardır. Bu anlamda artık herkes; hukukçu, uluslararası hukuk ve kamuoyu bunu ciddiye almalı ve Türk devletini engellemeli.”