'KDP Sêmalka kapısını sürekli şantaj aracı olarak kullandı'

KDP’nin Sêmalka kapısını her zaman bir şantaj olarak kullandığını belirten Hesen Koçer, "Kuzey ve Doğu Suriye halkının iradesini bu şekilde kıramazsınız. Biz her şekilde ihtiyaçlarımızı karşılarız. Halkımız onların yaptığı propagandalara inanmasın” dedi.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Hesen Koçer, Sêmalka kapısını kapatan KDP'ye tepki gösterdi. Sêmalka kapısının kapatılmasının insani bir durum olmadığını vurgulayan Koçer, kararın siyasi olduğunu belirtti.

 

Sêmalka'da cenazelerini almak için eylem yapan halka KDP'nin hiç bir şekilde cevap vermediğini hatırlatan Koçer, "Türk devletine karşı direnişte şehit olan ailelerimizin çocuklarının cenazeleri KDP’nin elindedir. Türk devleti ve KDP tarafından şehit edilen gerilalların cenazelerini ailelerine vermiyorlar. Bu, Kuzey ve Doğu  Suriye ailelerinde büyük bir rahatsızlık yarattı. Tabii ki aileler buna tepkilerini gösterecektir. KDP'nin bu şekilde bir yaklaşım içine girmesi kabul edilecek bir durum değil.

KDP ROJAVA DEVRİMİNE DÜŞMANCA YAKLAŞTI

Aslında KDP’nin Kuzey ve Doğu Suriye devrimine karşı yaklaşımı hep böyleydi. Devrimin başından beri Rojava’ya yönelik yaklaşımı iyi değildi. Her zaman bir düşman gözüyle baktı. Kendi devrimini yapmış, hakkını ve özgürlüğünü isteyen bir halkı olarak değil, sanki KDP’nin düşmanıymış gibi yaklaştılar.

KDP Sêmalka kapısını Rojava halkına karşı her zaman bir şantaj ve tehdit aracı olarak kullandı. Bu şekilde halkın iradesini kırabileceğini sanıyor ama yanılıyor.

Aslında kapıların bir siyasi malzeme olarak kullanılmaması gerekir. Çünkü kapılar insani bir meseledir. Bunu tehdit ve şantaj aracı olarak kullanmak doğru değil" diye konuştu.

ŞAM HÜKÜMETİ DE AYNI GÜN KAPATTI

KDP’nin kapıları kapattığı gün, Şam hükümetinin de kapıları kapattığına dikkat çeken Hesen Koçer, devamla şunları belirtti: "Aynı gün rejim, Minbic ve Tebqa kapılarını kapattı. Buradaki amaç, Kuzey ve Doğu Suriye halkını çembere alarak iradesini kırmaktır. Onlar ambargoyu ne kadar derinleştirirse o kadar Kuzey ve Doğu Suriye halkını rahatsız edeceklerini sanıyorlar. Ancak şunu belirteyim; Kuzey ve Doğu Suriye halkı devrimini yapmış ve bundan vazgeçmeyecektir. Devrimimizden vazgeçmeyeceğiz. Evet, bazı zorlanmalar olacaktır, ancak bu bizim irademizi kıramayacaktır.

Aslında kapıların kapatılması siyasi bir baskıdır. Bunun insani durumla hiçbir alakası yoktur. KDP ailelerin cenazelerini versin. Halk kendi cenazelerini istiyor ve sen vermezsen elbette rahatsız olacaklardır. Aileler keyiflerine göre gitmemişlerdir oraya. Sêmalka kapısının kapatılması doğru değildir. Şimdi kendi basınlarında propaganda yapıyorlar. Pazarda temel gıdalar kalmamış gibi propagandalar yapıyorlar. Ama bu kapıyı sen kapattın ve varsa öyle bir şey, sebebi sensin. Sebebi oradaki halk değil. Sen cenazeleri verirsen halk gidecektir zaten. Hukuki olarak halkın cenazelerini istemesi hakkı vardır. Tüm savaşlarda bu bir haktır. Günlerdir aileler orada cenazelerini istiyorlar ama KDP vermiyor. Bu yurtseverlik değildir. Ulusal da değildir.

Devrim yapmış bir halka destek vermen gerekirken, sen kapıları kapatıyorsun. O zaman sen de Türk devletinin siyasetini uyguluyorsun. KDP’nin bu yaptığı en çok Türk devletinin hoşuna gidiyor, onun işine yarıyor. Zaten Türk devleti de aynı siyaseti uyguluyor. Bu şekilde Kuzey ve Doğu Suriye halkının iradesini kırmak istiyor. Bu onların özel savaş uygulamalarıdır. Bu da elbette Türk devletine hizmet eder. KDP ne kadar bu siyasetinde ısrar ederse o kadar Türk devletinin hoşuna gidecektir. Ama şunu açık bir şekilde söylüyorum, Kuzey ve Doğu Suriye halkının iradesini bu şekilde kıramazsınız. Biz her şekilde ihtiyaçlarımızı karşılarız. Halkımıza çağrım da budur, onların yaptığı propagandalara inanmasın. Halkımız bu siyasete karşı duyarlı olmalı ve tepkilerini ortaya koymalıdır."