Osê: Türk devletinin saldırıları ciddi

Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim Eşbaşkan Yardımcısı Emine Osê, Türk devletinin Eyn Îsa saldırılarının ciddi, planlı ve Rusya onaylı olduğunu söyledi.

Türk devletinin, ABD seçimleri, Rusya’nın İdlib pazarlığı ile akamete uğrayan Astana ve Cenevre süreçlerinin yarattığı boşluğu kullanarak Eyn Îsa’ya saldırdığını belirten Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim Eşbaşkan Yardımcısı Emine Osê, Cizîr ve Fırat bölgelerini tamamen koparmak için fırsat kolladığını kaydetti. Eşbaşkan Yardımcısı Osê, buna karşı diplomatik ve askeri olarak çalıştıklarını; olası büyük saldırıda da halkı, ülkeyi ve statülerini koruyacaklarını vurguladı.

Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim Eşbaşkan Yardımcısı Emine Osê, ANF’nin sorularını yanıtladı.

Türk devletinin son bir yıldır Kuzey-Doğu Suriye alanlarına yönelik saldırıları hep vardı, ancak son bir aydır bu saldırılar yoğunlaştı. Neden?

Türk devleti, aslında kendi önüne bir yol haritası koymuştu, uluslararası güçlerin onayıyla saldırılara başladı. Bunun sonucu Serêkaniyê ve Girê Spî işgal edildi. Yüz binlerce insan göç etti, bu insanlar çok ağır yaşam şartlarında yaşamak zorunda. İşgal bölgelerinde kalıp kendi topraklarını terk etmek istemeyenler ise her gün onlarca insanlık dışı muameleyle karşılaşıyor.

Özerk Yönetim olarak önümüzde iki önemli durum vardı;

* Koronavirüsü salgını

* Türk devleti saldırısı.

Böyle bir ortamda neden Türk devletinin saldırıları çoğaldı? 

Çok kısa sürede Astana ve Cenevre süreçleri tıkandı ve durdu. Burada siyasi bir boşluk oluştu. Siyasi boşluğu oluşturan diğer bir nokta da Amerika’daki başkanlık seçimleriydi. Seçimden önce yapılan bazı ittifaklar sallantıda. Bu durumdan yararlanma istemi var. Türk devleti her zaman fırsatları kollayan bir karektere sahip. Nerede siyasi boşluk ya da değişim olacaksa işgal sınırlarını genişletmek için hemen bundan yararlanmak istiyor. Eyn Îsa’ya yönelik saldırılar da bu çerçeve dahilindedir. 

Bir yıl önce yapılan anlaşmanın garantörlerinden biri de  Rusya’dır.  Rusya ve Suriye yönetimi güçleri bir yıldır alanda ama saldırılar devam ediyor. Onlar neden niye sessiz?

Uluslararası Koalisyon güçleri, ABD’deki yetki devri meselesinden dolayı inisiyatif ve yetkilerinin nereye kadar olduğunu bilmiyor. Rusya da bundan yararlanmaya çalışıyor. Bu nedenle Eyn Îsa’ya, bölgede garantör olan Rusya’dan onay alınmamış olsaydı saldırılar yapılmazdı. Rusya burada bir taraftır, rejim tarafıdır. İdlib’de Türkler ile karşı karşıya gelmemek ya da Türk devletinin oradan bir kaç noktadan çekilmesini sağlamak için alanlarımıza saldırılarına yeşil ışık yakıyor. 

Eyn Îsa’nın özel bir önemi mi var?

Coğrafik olarak önemli bir konumu var. Türk devletinin, Kuzey-Doğu Suriye bölgelerini parçalamak, statüsünü ortadan kaldırmak ve bölgede kendi egemenliğini sağlamak için her zaman çaba içinde. 2018’de Efrîn’de başladı. Şimdi de Girê Spî-Eyn Îsa hattına bir müdahale ederek, Cizîrê ile Firat bölgelerini ayırmak istiyor. Dolayısıyla bu saldırılar ciddidir. Türk devleti işgal alanlarını genişletmekte ısrarlıdır. 

Türk devleti, bir taraftan Kuzey-Doğu Suriye’deki statüye darbe vurmak; diğer taraftan Başûr’da Kürtler içinde bir savaş başlatmak istiyor. Hem Kürt-Kürt hem de Kürt-Arap savaşı üzerinden hükmünü icra etme çabasında. 

Suriye yönetimi ne yapıyor?

Kesinlikle Rusya’nın yaktığı yeşil ışıkla saldırıyor. Suriye yönetimi de bunun bir parçası. Medyaları sürekli Eyn Îsa’nın devrinin propagandasını yapıyor. Bizi baskı altına alarak bazı noktalarda taviz koparma gayretindeler.

Daha büyük ve kapsamlı bir saldırı bekliyor musunuz?

2019’da önüne koyduğu yol haritasını, halkın ve güçlerimizin göstermiş olduğu direniş sayesinde gerçekleştiremedi. Şimdi bu siyasi boşluktan yararlanma derdinde. Bir taraftan uluslararası güçlerin tavrını ölçmek istiyor. Rusya ve rejim sessiz. Dediğim gibi saldırı ciddi, büyütmenin nabzını da ölçüyorlar.

Özerk Yönetim ne yapıyor/yapacak, halk ne yapabilir?

Tüm işgal saldırılar karşısında halkımızı, coğrafyamızı ve statümüzü koruyacağız. Sürece stratejik bir plan dahilinde yaklaşıyor ve halkın tüm ihtiyaçlarına karşılık vermeye çalışıyoruz. Suriye’de Özerk Yönetim dışında bir çözüm projesi yok. Halkımız da tüm bileşenleriyle bunun farkında. Diplomatik çabamız ve savunma hazırlığımız devam ediyor.