YPS ve YPS-JIN'dan 2 Aralık açıklaması

YPS-YPS JIN Koordinasyonu: ‘Özgürlüğün özgürlüğümüzdür’ şiarı ve öz yönetim direnişlerinin büyük mihenk taşları olan bütün Kürdistan kahramanlarının zafer ruhu ile Kürdistan Özgürlük Mücadelemizi kazanacağımızın sözünü bir kez daha veriyoruz.

Yazılı bir açıklama yapan YPS-YPS JIN Koordinasyonu, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “fiziki özgürlüğünü sağlama ile ancak ve ancak devrimci halk savaşının başarıya ulaşabileceğini” ifade etti.

Açıklama şöyle:

“Destansı 43 yılı geride bırakan PKK hareketinin miras bıraktığı “direniş direniş direniş” sloganı artık sadece Kürt halkına değil dünyada insanlık onurunu, adaleti ve eşitliği isteyen komünal demokratik bir yaşam arayışı olan tüm halklara bir direniş çağrısıydı. İnsanlığın umudu olan PKK hareketinin çıkışıyla birlikte yurtsever Kürdistan halkında bir bilinçlenme ve özgürlüğünü arama çabası, istemi, inancı arttıkça direnme istemi, ruhu coşkusu her geçen gün daha da ağır basmaktaydı.

2 Aralık 2015, tarihi bir anlama sahiptir. Her şeyini, direnişi bastırmaya seferber eden TC ordusu Sur’da başlayarak daha sonra Nusaybin, Şırnak, Cizre, Gever ve diğer direniş alanlarında sokağa çıkma yasağı ilan edip diz çöktürme konseptini hayata geçirmek istedi. Bunun karşısında Kürdistan’da var olan katliam gerçekliğine rağmen çocuk, ana, genç, yaşlı demeden herkes yurtseverlik ve özgürlük kokusunun yüreğinin derinliğinde hissetmekteydi. Doğru; bir Önderleri ve Özgürlük Hareketleri vardı zaten, ama onlar ikna olmuşlardı ki bu çetin savaş sadece gerillanın omuzlarına bırakılamazdı. Dünyada birçok deneyim de vardı. Paris komünü, Almanya ve Fransa direnişleri gibi, en son da Kürdistan’da Şengal ve Kobanê direnişleri ardından Bakurê Kurdistan’daki faşist TC ordusu karşısında ya direniş ya direniş diyen yiğit gençlik artık sadece dağda değil, kendi şehrinde, mahallesinde hatta evinde anası ve kardeşleriyle kendi sokağını savunma kararı almıştı. Bedeli ağır olacaktı bu direniş ve kararın. Belki de çok canlar gidecekti ama evinde ya da sokaklarda serseri bir kurşuna kurban gitmeyeceklerdi. Evi yanarken; canı sevdikleri onuru ayaklar altına alınarak olmayacaktı bu seferki ölüm. Gerçi bu sefer sıradan bir ölüm de olmayacaktı. Kahramanca direnerek savaşacaktılar.

Çok uzaklarda değil kendi sokaklarında direnerek yaşayacaktı. Rastgele bir ölüm değil anlamlı bir direnişin temsilcisi ve öncüsü olacaklardı bu sefer. Ve son ne olursa olsun muhteşem olacak dediler ya müthiş bir direniş sergileyen gençler karşısında perişan olan TC ordusu bir kez daha hezimete uğrayacaklardı. Oysa ki o yiğitlerin tankları topları savaş uçakları yoktu, dünyanın önde gelen orduları da yoktu. Kendi kıt imkanları ile savaştılar. Dünya görmezlikten geldi ama kimisi sokağının güvenliği ve mevzi için evindeki koltuğu, dolabı; kimisi de evinin kapısının siper etti kendisine, çocuğuna yoldaşlarına. 70 yaşındaki yürümeyen tanrıça ana kadının evindeki son yemeği bir tas çorbayla saatlerce sokakta çocuklarım aç diye beklemesi, canlı kalkan olmayı bütün varlığı ile içselleştirmiş olan diğer bir tanrıça yadê Xeyriye’nin yaralanan çocukları Andok, Armanc ve Deniz yoldaşların canı daha fazla yanmasın, üşümesinler diye ana sıcaklığı ile bu yoldaşları sarması kucaklaması, Sertip yoldaşın ailemin kaybettiği onura ve içerisine girmiş oldukları işbirlikçilğe ben de bir darbe vuracağım demesiydi en büyük cephanemiz, moralimiz ve de gücümüz. Maneviyat her şeyden daha fazla değerliydi ve bu bir kez daha kanıtlanmıştı. Kazma kürekle hendekler kazıldı; 10 yaşındaki yüreği büyük çocukların taşıdığı parke taşları ile yapıldı o mevzi ve hendekler.

Analarımızın camlarından söktüğü perdelerdi zırhlarımız ve nenelerimiziz duaları çocukluk muskalarımız gibi boynumuzda iken hangi güç yenecekti bu gönüllü fedaileri. Çoğu zaman aç, susuz ve soğukta kaldılar ama inanç ve özgürlük tutkusu aynı zamanda PKK’deki direniş ruhu onlara hep bir ışık oldu, son ana kadar da o ışık bırakılmadı. Çünkü bir kere özgürlüğün tadı alınmıştı ve devlet olmadan her şeyi yapabileceklerini görmüşlerdi. Bu kıvılcımı gören Kürdistanlı yiğit gençler özgürlük tutkusuna heyecan ve coşkuyla katılmak için özgürlük alanlarını kutsamaya, çocukluk hayallerinin yarım kaldığı asıl yurtlarına akın ediyorlardı. Farqinli Xerziydi, Rodi, Soro, Çiyaydı; Delil ve Cizreli Berfin’a Por sor gibi Sur’a ilk şekillenmeyi veren, mücadeleleriyle öncülük eden ve adını sayamadığımız onlarca yiğit ve candı.

Dünya izlemekteydi bu savaş ve bu yenilgi sadece TC ordusunun yenilgisi olmadı. Büyük komutan Çiyager Yoldaşın da dediği gibi ‘son ne olursa olsun muhteşem olacaktır’ sözü tam da bunları anlatmaktadır. Ve bugün YPS-YPS JIN olarak; kutsal öz yönetim direniş sürecini sadece o günlerin geride kalan bir anısı olarak ele almıyoruz, tam tersine o mücadeleyi daha da büyütme ve zafere erdirme inancı ve sözü olarak görüyoruz.

Hareketimiz Kürdistan’ın tamamında amansız bir mücadelenin içerisindedir ve her zamankinden daha güçlüdür. Artık, özelde bütün dünya toplumları tarafından kabul gören bu mücadeleyi özgürlük tacı ile zafere eriştirmenin zamanı gelmiştir. Binlerce şehidimizin kanı bu topraklara dökülmüşken bunun kutsallığı ve vazgeçilmezliği hepimiz açısından ant olmuştur. İlk nüvelerinin Kuzey Kürdistan’da atıldığı bu direnişin zaten var olan özgürlük arayışını, bilincini on yılları bulan mücadelesi ile ebedileştirdiğini hepimiz yaşamakta ve bilmekteyiz. Düşmanın ‘yan Cizrem yan, senin kaderin bu’ naralarının örneği Kürdistan tarihinde birçok defa yaşanmıştır. Bedenlerimizin, evlerimizin, köylerimizin, şehirlerimizin yakılması TC faşizminin bize biçmek istediği ve adına da kader dediği hainane bir politikadır. Kürt halkı hiçbir süreçte bu düşman boyun eğmemiş, sindirilmemiş, özgürlük sevdasından bez geçirilmemiş, kendi özünden kopmamış, kendi olmaktan korkmamıştır. Düşmanın hiçbir özel savaş politikasına geçit vermemiştir ve en önemlisi de hiçbir şeyi unutmamıştır.

Bütün bu yaratımların mimarı olan Önderliğimizden en son 25 Mart 2021’de telefon üzeri bir haber alabildik. Önderliğimizin 22 yılı aşkındır yaşanılamaz denilen bir yerde bütün dünya halklarına öncülük yapacak bir gücü ve iradeyi geliştirmiştir. En büyük direnişin verildiği İmralı işkence sisteminin karşısında Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü sağlama ile ancak ve ancak devrimci halk savaşımız başarıya ulaşabilir. YPS ve YPS JIN olarak ‘Özgürlüğün özgürlüğümüzdür’ şiarı ve öz yönetim direnişlerinin büyük mihenk taşları olan Çiyager, Zeryan, Xebatkar, Nucan, Jiyan Şer, Yıldız, Sêvê, İslam, Mehmet Tunç, Munzur ve diğer bütün Kürdistan kahramanlarının zafer ruhu ile Kürdistan Özgürlük Mücadelemizi kazanacağımızın sözünü bir kez daha veriyoruz."