Deniz suyu arıtma Afrika için önemli bir çözüm oldu

Su sorununun her geçen gün giderek büyüdüğü Afrika’nın birçok ülkesinde son yıllarda deniz suyunun arındırılması projeleri dikkat çekici bir çözüm olarak öne çıkıyor.

Küresel ısınmanın etkisiyle su kaynaklarında azalma olduğu bilinen Afrika’da nüfus artışıyla birlikte su sorunu giderek büyüyor. Kıtada 17 büyük nehir ile diğer kaynaklarla birlikte toplamı yıllık 5 milyar metreküpü aşan bir su kaynağına rağmen birçok ülkede su sıkıntısı ciddi bir sorun.

1970’te nüfusu sadece 363 milyon olan Afrika’da 2020 itibariyle 1 milyar 340 milyonu aşkın kişi yaşıyor. Yani nüfus 4 kata yakın artış gösterirken, bu artışla birlikte hemen hemen tüm ülkelerin nüfusları benzer oranlarda katlandı.

Artan nüfusla birlikte su kaynaklarının yetersizliğinin giderek daha büyük bir sorun olduğu ülkelerin başında kuzeydeki Arap ülkeleri geliyor. Fas, Cezayir, Tunus ve Mısır gibi ülkelerde deniz suyunun tuzundan arındırılması (desalinasyon) projeleri giderek daha fazla önem arz ediyor.

YILDA 1 MİLYAR METREKÜP HEDEFLENİYOR

1980’lerden bu yana özellikle iç bölgelerdeki su ihtiyacını karşılamak için deniz suyu arıtma projelerini hayata geçirmeye başlayan Fas’ta son dönemlerde Atlantik ve Akdeniz’e kıyısı olan kentlerde arıtma santrallerinin sayısı artıyor. On kadar kentte deniz suyu arıtılıyor ve hükümet 2050 yılına kadar yıllık 1 milyar metreküp arıtma hedefine ulaşmak istiyor. 2027’de işlemeye başlayacak olan Casablanca’daki arıtma merkezinin tek başına yıllık 300 milyon metreküp hacmi olacak.

Ancak buna rağmen atık suların yeniden değerlendirilerek yeşil alanlarda kullanılması öncelikler arasında.

İÇME SUYUNUN ALTIDA BİRİ DENİZDEN ELDE EDİLİYOR

Su sorununun baş göstermesiyle birlikte denizden arıtmaya yönelen ilk ülkelerden olan Cezayir’de de bu alanda önemli bir ilerleme sağlanıyor. Cezayir’deki toplam 11 arıtma merkezinde dönüştürülen suyun toplamı yılda 561 milyon metreküpe ulaşırken, bu ülkede dağıtılan içme suyunun yüzde 17’sine denk geliyor.

Cezayir’in hedefinde bunu 2020 yılına kadar iki katına çıkarmak bulunuyor. Bu sayede ülkedeki barajlarda toplanan suların tümüyle tarım ve sanayide kullanılması da hedefleniyor.

Ekonomisi büyük oranda turizm ve tarıma dayanan Tunus’ta ise, yeraltı su kaynaklarının aşırı kullanımından ötürü deniz suyu arıtma projeleri hayati önemde. İrili ufaklı toplam yüz kadar santralde yapılan arıtma işlemleri sayesinde su sorunu aşılmaya çalışılıyor. Tunus’un Susa, Gabes ve Sfax gibi şehirlerinde yapımı süren santrallerin günlük 400 bin metreküpe kadar temiz su elde hedefi de dikkat çekiyor.

Afrika’nın en büyük ülkelerinden olan Mısır’da ise bu alanda geri kalındığı biliniyor. Ancak geçtiğimiz yılın temmuz ayında duyurulan projeler kapsamında ülkede en az 47 deniz suyu arıtma tesisinin inşa edilmesi planlanıyor. Bu ise özellikle Etiyopya’nın Mavi Nil nehri üzerinde kuracağı Rönesans Barajı’nın neden olacağı su kısıtlamalarının aşılması için önemli görülüyor.

Mısır hükümeti, 2025 yılına kadar günlük 2 milyon 440 bin metreküp temiz su elde etmeyi amaçlıyor. Afrika’da Gana, Nijerya, Cap-Vert, Senegal, Kenya, Cibuti, Güney Afrika Cumhuriyeti, Tanzanya ve Namibya gibi ülkelerde de benzer büyüklükte olmasa da deniz suyu arıtma projelerine yatırımlar geçte olsa giderek önem kazanıyor.

MALİYET DÜŞÜYOR; ENERJİ TÜKETİMİNİ ARTTIRACAK

Deniz suyu arıtma projelerinin tercih edilmesinde en önemli etken olarak son yıllarda maliyetinde yaşanan ciddi düşüş başta geliyor. Geçmişte daha çok termik enerjiyle damıtma yöntemiyle tuzun arındırılmasına dayanan metotlar çok fazla enerji tüketimine neden oluyordu.

Ancak buna rağmen arıtma projelerinin artmasıyla birlikte Afrika ülkelerinin elektrik enerjisi ihtiyacının da artacağı kesin. Bunun için de bu ülkelerin başta güneş ve rüzgâr olmak üzere yenilenebilir enerji üretimi potansiyellerini değerlendirmeleri önem arz ediyor.