PKK Kongresi'ne ilişkin haberler
PKK 12. Kongresi sonuç bildirgesi açıklandı. Kongreye ilişkin haber, tepki, yorum analiz, görüntü ve fotolar...
PKK 12. Kongresi sonuç bildirgesi açıklandı. Kongreye ilişkin haber, tepki, yorum analiz, görüntü ve fotolar...
Mazlum Abdî: Umudumuz ilgili tarafların gerekli adımları atmasıdır
QSD Genel Komutanı Mazlum Abdî, PKK'nin attığı yeni adımın bölgede siyasi ve barışçıl bir sürecin kapılarını aralayacağını belirterek, Umudumuz, bu gelişmeyle birlikte tüm ilgili tarafların gerekli adımları atmasıdır” dedi.
18:32
Sinn Fein Sözcüsü: Uluslararası toplum barışı ilerletmede yapıcı bir rol oynamalı
Sinn Fein Dış İlişkiler Sözcüsü Laoghaire, PKK’nin kararını desteklediklerini açıklayarak, “Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü herhangi bir siyasi anlaşmaya varılması için temel unsurdur. Uluslararası toplum bu gelişmeleri desteklemede ve bölgesel barışı ilerletmede yapıcı bir rol oynamalıdır” dedi.
18:15
Bafil Talabani: Bu tarihi adımın başarısı için elimizden geleni yapmaya hazırız
YNK Lideri Bafil Talabani, PKK gösterdiği iradenin tarihi bir adım olduğunu belirterek, “Bu tarihi adımın başarıyla sonuçlanması için üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız” vurgusunda bulundu.
17:57
Tülay Hatimoğulları: Demokratik Türkiye yolu açılmıştır
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, PKK’nin kararı ile birlikte herkesin üzerine düşen görevin “Türkiye’de demokratik bir değişimi ve dönüşümü hep birlikte sağlamak, bu anlamda atılması gereken acil adımları atmak ve Demokratik Cumhuriyeti inşası konusunda yol almak” olduğunu söyledi.
16:58
DBP: Siyasal ve demokratik zeminin güçlendirilmesi tarihi sorumluluktur
PKK’nin kongre kararlarına ilişkin yazılı açıklama yapan DBP MYK, “Barış ve Demokratik Toplum sürecini sahiplenerek bu zeminin güçlendirilmesi tarihsel bir sorumluluktur” dedi.
16:08
Mesud Barzani: Sürecin başarısı için her türlü desteği sunuyoruz
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Başkanı Mesud Barzani, PKK’nin açıklamasına dair yazılı bir açıklama yayınladı. Barzani mesajında, “Türkiye’de barışçıl çözüm süreci çerçevesinde tarafların olumlu tutum sergilemesi ve çözüm yönünde yapıcı adımlar atması memnuniyet vericidir. Aynı şekilde PKK de kongresini gerçekleştirmiş ve bir dizi karar almıştır. Umarız bu süreç iyi bir sonuca ulaşır ve tüm tarafların çıkarına hizmet eder. Bu sürecin başarılı olması için her türlü desteğimizi sunduğumuzu ifade ediyoruz” dedi.
15:54
Bahçeli: Kazanan barış ve kardeşliktir
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK’nin fesih kararı ardından Önder Apo, DEM Parti ve İmralı heyetine şükranlarını sunarak, “Meşale yakılmıştır. Bugün kazanan barış ve kardeşliktir. Bugün kazanan siyaset ve demokrasidir” dedi.
15:29
Die Linke: PKK tarihi bir adım attı, Öcalan serbest bırakılmalı
Die Linke Parlamento grubu resmi X hesabında, milletvekili Cansu Özdemir’in PKK’nin kongre kararlarına ilişkin açıklamasını paylaştı. Cansu Özdemir, “PKK tarihi bir adım attı” dedi.
15:23
Erkan Baş: Kürt halkının özgürlük mücadelesine yoldaşlık edeceğiz
PKK’nin açıklamasını değerlendiren TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sosyalistlerin Kürt halkının hak ve özgürlükleri ile ilgili mücadelesinde yoldaşlık edeceklerinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.” dedi.
15:17
Şam hükümeti: ‘Çok önemli bir an’
Şam’daki geçici hükümetin Dışişleri Bakanı Esad el-Şeybani, PKK’nin fesih kararının bölgedeki istikrar için “çok önemli bir an” olduğunu belirtti.
AFP’nin haberine göre Ankara'da Türk ve Ürdünlü mevkidaşlarıyla ortak bir basın toplantısı düzenleyen Şeybani, “Suriye Arap Cumhuriyeti adına Türk hükümetini ve halkını PKK ile varılan son anlaşma dolayısıyla kutluyorum” dedi.
Chaibani'ye göre, bu adım için “Sadece Türkiye'nin iç güvenliği için değil, aynı zamanda bir bütün olarak bölgemizin istikrarı için de çok önemli bir anı temsil etmektedir” diye belirtti.
14:58
Demirtaş: Büyük bir adım olarak coşkuyla karşılıyoruz
Edirne Cezaevi’nde tutsak olan Kürt siyasetçi Selahattin Demirtaş, PKK’nin kongre kararları için “Bu tarihî adımı Sırrı Bey’in hatırası doğrultusunda atılmış büyük bir adım olarak coşkuyla karşılıyoruz” dedi.
14:50
AB: Kalıcı çözüm yönünde olumlu bir adım
AB Dış İlişkiler Sözcüsü Anouar El Anouni, PKK’nin kendisini fethetmesinin “inandırıcı bir barış sürecinin başlatılması” ve “kalıcı bir çözüm yönünde olumlu bir adım” olduğunu belirtti.
https://firatnews.com/guncel/ab-kalici-cozum-yonunde-olumlu-bir-adim-212585
14:35
DEM Parti: Bir dönem kapanıyor, umut dolu yenisi açılıyor
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, PKK’nin duyurduğu kongre kararları konusunda "Bir dönem kapanıyor, yeni ve umut dolu bir dönemin kapısı hepimiz için aralanıyor" dedi.
14:15
Kaytan ve Altun için Köln’de taziye kuruldu
Şehadetleri ilan edilen PKK’nin önder kadrolarından Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun için Almanya’nın Köln kentinde taziye kuruldu.
14:00
Hakan Fidan: Tarihi ve önemli bir karar
Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, PKK’nin aldığı karar için “tarihi” ve “önemli” dedi.
Bakan Fidan, "Tarihi ve önemli bir karar. Özellikle kalıcı barış ve istikrar açısından bu kararı oldukça önemli görüyorum. Bu kararın alınmasının ardından atılması gereken pratik alanlar var, bunları yakından takip edeceğiz" dedi.
12:31
Bakırhan: Artık Türkiye’yi inşa için gerekçe kalmadı
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan yaptığı açıklamada, PKK’nin kongre kararlarını selamlayaraı, “Artık Kürt sorununu çözmek, demokratik bir Türkiye inşa etmek için herhangi bir gerekçe kalmadı” dedi.
Bakırhan, "Kongre Türkiye'ye hayırlı olsun. Artık Kürt sorununu çözmek için demokratik bir Türkiye inşa etmek için herhangi bir gerekçe kalmadı. Umarım bu süreci barışla taçlandırırız" dedi.
12:11
YNK'den PKK’nin kararına destek
Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) Sözcüsü Saadi Ahmed Pîre, PKK’nin 12. Kongresi'nde aldığı kararları değerlendirdi.
Pîre, PKK’nin silahlı mücadeleyi sonlandırma ve kendini feshetme yönündeki kararının Türk-Kürt kardeşliğinin geçmişte olduğu gibi sürmesi açısından “olumlu bir adım” olduğunu belirtti.
https://firatnews.com/kurdIstan/ynk-den-pkk-nin-kararina-destek-212578
12:04
Kalkan: Hiçbir kazanım kolay ve bedelsiz olmadı
Duran Kalkan: 52 yıllık Apocu yürüyüşün özgürlük mücadelemizin her anı gerçekten büyük zorluklar ve engellere karşı yiğitçe, cesurca, fedakarca kan dökerek şehit vererek mücadele etme temelinde kazanıldı.
https://firatnews.com/kurdIstan/kaytan-hicbir-kazanim-kolay-ve-bedelsiz-olmadi-212574
12:00
Avusturya Yeşiller’den Berivan Aslan: Sıra Türk hükümetinde
Avusturya Yeşiller Milletvekili Berivan Aslan X dijital medya platformunda yaptığı açıklama ile PKK’nin 12. Kongre kararları sonrası AKP hükümetinin adım atması gerektiğini belirtti.
Berivan Aslan şu paylaşımı yaptı: “Tarihi bir adım ama sadece bir başlangıç. Bundan sonra olacaklar çok önemli. Barış ateşkesten daha fazlasını gerektirir. Artık siyasi diyaloğa, eşitliğe ve katılıma ihtiyacımız var. Barış kırılgandır. Şimdi sıra Erdoğan'da! Türk hükümeti sorumluluklarını yerine getirmeli ve gerçek bir uzlaşma fırsatını kaçırmamalıdır!”
11:47
Pervin Buldan Meclis’i göreve çağırdı
PKK’nin kendisini feshettiğini duyurması ardından İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan, Meclis’i göreve çağırdı.
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Pervin Buldan, “Bu tarihi bir gelişmedir. Türkiye’de devam eden çatışmalı sürecin sona ermesi, aynı zamanda demokratikleşmenin de devreye girmesi anlamına geliyor" dedi.
https://firatnews.com/guncel/pervin-buldan-meclis-i-goreve-cagirdi-212576
11:41
Neçirvan Barzani’den ilk tepki: ‘Tarihi bir gelişme’
Federe Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, PKK’nin kongre kararları için, “tarihi gelişme” dedi.
"Karar bölgede yeni bir dönemin kapıları aralayacak tarihi bir gelişmedir. Sayın Öcalan’ın çağrısıyla atılan bu adım, siyasi olgunluğun bir göstergesidir. Türkiye ve tüm bölge genelinde diyalog, birlikte yaşam ve barış için güçlü bir zemin sunmaktadır. Artık zamanıdır."
https://firatnews.com/kurdIstan/necirvan-barzani-den-ilk-tepki-tarihi-bir-gelisme-212575
11:36
PKK’nin kongre kararı sonrası ASELSAN hisselerinde sert düşüş
PKK’nin 12. Olağanüstü Kongresi’nin ardından silahlı mücadeleyi sonlandırdığını açıklaması, borsa üzerinde dikkat çekici bir etki yarattı.
Borsa İstanbul yeni güne yükselişle başlarken, genel olarak pozitif bir hava hâkim oldu. Ancak Türkiye'nin savunma sanayiinde öncü şirketlerinden ASELSAN'ın hisseleri, karar sonrası gün içinde yüzde 9’un üzerinde değer kaybetti.
Savunma sanayiine yönelik potansiyel talep değişiklikleri ve jeopolitik risk algısındaki azalma, yatırımcıların ASELSAN hisselerine yönelik beklentilerini kısa vadede olumsuz etkiledi.
11:30
France 24: Kürtlerin simgesi Öcalan, savaştan barışa…
France 24 haber kanalı, PKK’nin kongre kararlarını açıklaması ardından “Kürtlerin simgesi Öcalan, savaştan barışa…” başlığı altında Önder Apo’ya odaklanan geniş bir dosya yayınladı.
11:21
Bayhan: Kürt halkının demokratik taleplerinin kabul edilmeli
PKK’nin fesih açıklamasının önemli olduğunu belirten EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, “PKK kendini feshetmiştir, kendi cephesinden silahları susturmuştur ama başta operasyonlar durmalı, Kürt halkının demokratik talepleri kabul edilmeli” dedi.
https://firatnews.com/guncel/bayhan-kurt-halkinin-demokratik-taleplerinin-kabul-edilmeli-212572
11:11
PKK’nin kongre kararları dünya basınında
Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) 12. Kongre kararları uluslararası basında geniş yer buldu.
Reuters
Reuters’ın Daren Butler imzasıyla manşetten duyurduğu haberinde PKK’nin kendisini feshettiği belirtilerek, “kırk yılı aşkın bir süredir Türk devletiyle kanlı bir çatışma içinde olan Kürdistan İşçi Partisi (PKK) militan grubu dağılma ve silahlı mücadelesine son verme kararı aldı” denildi.
New York Times
ABD’nin önemli gazetesi New York Times PKK’nin açıklaması “İsyancı Kürt Grup Türkiye ile çatışmaya son verdiğini açıkladı” başlığı ile takipçilerine duyurdu. New York Times sürmanşetinde “PKK'nın silah bırakacağını ve dağılacağını açıklaması, komşu ülkelerde yankı bulabilecek bir karardır” ifadelerine yer verdi.
BBC
“PKK silah bıraktığını ve dağılacağını açıkladı” manşetiyle takipçilerine duyurduğu PKK’nin 12. Kongre kararlarına ilişkin verdiği haberin içeriğinde Türk devletinin sorumlulukları hatırlatıldı. BBC haberinin devamında uluslararası ilişkiler düşünce kuruluşu Chatham House'dan Winthrop Rodgers’’ın açıklamasına yer vererek, Kürt siyasi partilerinin taleplerinin karşılanması için "Türkiye'nin büyük bir demokratik dönüşüm" gerçekleştirmesi gerektiğini söyledi. Rodgers, son aylarda bazı Türk liderlerin PKK'nın dağılmasına izin veren "bazı iyi niyetleri" olduğunu söyledi.
Rodgers sözlerine şöyle devam etti: "Ancak bunun Kürtlerin siyasete ve topluma tam katılımını sağlamak için gereken büyük değişiklikleri kapsayıp kapsamadığı çok daha az açık. Pek çok açıdan top Türkiye'nin sahasında” sözlerine yer verdi.
11:07
Le Monde: Çözülmeyi bekleyen çok yön var
Fransız Le Monde gazetesi, PKK’nin kongre kararlarını duyurması ardından konuyu farklı boyutlarda işledi. İlk haberde kongre kararı için okurlar, ANF’ye de bir linkle yönlendirildi.
Le Monde ayrıca “PKK'nin tasfiyesinden sonra Kürt sorununun birçok yönü çözülmeyi bekliyor” başlıklı bir habere yer verdi.
Haberde şu ifadeler kullanıldı: “1979'da kurulan Kürdistan İşçi Partisi, 1984'ten bu yana bir Kürt varlığının tanınması ve halkına haklar verilmesi için Türk devletiyle dişe diş bir mücadele yürütüyor. Bu çatışmanın sona erdirilmesi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın temel hedeflerinden biriydi.”
Ayrıca şunlar belirtildi: “PKK liderliğinin bu kararı, örgütün kurucusu ve tarihi lideri, destekçileri tarafından “Apo” olarak bilinen Abdullah Öcalan'ın yirmi altı yıldır tutuklu bulunduğu Marmara Denizi'ndeki İmralı Adası'ndaki hücresinden hareketine silah bırakma çağrısında bulunmasından sadece iki ay sonra geldi. Kürt liderin 27 Şubat'ta kamuoyuna açıklanan emri hem uzmanlar hem de kamuoyu için sürpriz oldu.”
10:59
Alman Der Spiegel dergisi internet sitesinde PKK’nin kongre kararlarını duyurdu.
“PKK feshedildiğini ve silahlı mücadeleye son verdiğini açıkladı” başlığı altındaki haberde şu ifadeler kullanıldı:
“PKK on yıllar boyunca Türk hükümetine karşı savaştı. Şimdi ise Kürt İşçi Partisi örgütsel yapısını feshettiğini açıkladı. Ankara'da bu adım bir dönüm noktası olarak nitelendirildi.”
10:51
PKK Kongresi'nden detay görüntüler
10:47
AKP Genel Başkanvekili: Mekanizmalar gerektiği biçimde işletilecek
AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala, X’te yaptığı açıklamada PKK’nin aldığı karar ile önemli bir eşiğin aşıldığı ve önemli bir aşamaya geçildiğini belirtti.
Efkan Ala "Gelinen bu önemli aşamada, yapılacak çalışmalara ve sürecin yönetimine ilişkin mekanizmalar gerektiği biçimde işletilecektir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Sayın Devlet Bahçeli’nin iradeleri ve dirayetleri ile ortaya koydukları ‘terörsüz Türkiye’ hedefine doğru kararlılıkla ilerliyoruz." dedi
10:44
AKP’den ‘PKK’ açıklaması: Önemli bir aşama
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, sanal medya hesabı X'te yaptığı açıklamada PKK'nin açıklamasının önemli olduğunu belirterek, "yeni bir dönemin kapısının açılacağına” işaret etti.
Çelik, "Ayrıca ‘terörsüz Türkiye’ hedefine somut olarak ulaşılması, tüm dünyada siyasetin siyasetsizleşmeye boğulduğu bir dönemde, Türkiye’nin siyasi tüm kanalları daha etkili şekilde işletebilmesine imkan verecek, demokrasimizi, siyasi hayatımızı ve milli birliğimizi daha da güçlendirecektir” iddiasında bulundu.
Sözcü, şunları ekledi: “Siyasi diyalog kanallarının, TBMM başta olmak üzere siyasetin tüm meşru adreslerinde en güçlü şekilde çalışmasını sağlayacaktır. Cumhuriyetimizin hepimizin ‘çatı’sı olduğu bilinci, demokrasimizin her türlü sorunun çözümü için temel ‘zemin’ olduğu anlayışı daha güçlenecek ve siyasi olarak kökleşecektir. Tarihdaşlık, kaderdaşlık ve vatandaşlık bilinci ile geleceğimiz en sağlam ve meşru zeminlerde şekillenmeye devam edecektir. Her olumlu aşama yeni bir olumlu aşamanın davetiyesi olacaktır. Kazanan tüm vatandaşlarımız olacaktır. Temel prensibimiz şudur: Adlarımız farklı olsa da hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir."
09:00
PKK'nin 12'nci kongresinde 'yeni başlangıçlar için' fesih kararı
Kürdistan İşçi Partisi (Partiya Karkerên Kurdistan–PKK) Önder Apo'nun, 27 Şubat 2025 tarihindeki "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" üzerine 12'nci Olağanüstü Kongresi'ni 5-7 Mayıs tarihleri arasında Medya Savunma Alanları'nda gerçekleştirdi.
Medya Savunma Alanları'nda iki farklı bölgede eşzamanlı ve paralel olarak gerçekleştirilen kongreye aralarında PKK Yürütme Kurulu üyeleri, PKK Merkez Komite üyeleri, Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Konseyi eşbaşkanları ve konsey üyeleri, HPG Askeri Konseyî üyeleri, KJK ve PAJK koordinasyonu üyelerinin de olduğu 232 delege katıldı.
Önder APO ve devrim şehitlerinin posterlerinin asıldığı kongre salonuna, geçtiğimiz günlerde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Sırrı Süreyya Önder'in posteri asıldı. Devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşunun ardından kongre divanı seçimine geçildi. PKK Yürütme Komitesi üyeleri Duran Kalkan ve Xalîde Engîzek, KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok, PKK Merkez Komite Üyesi Hêlîn Ümit ve PAJK Koordinasyon Üyesi Raperin Munzur’un kongre divanı olarak seçilmesinin ardından kongre gündemlerine geçildi.
DURAN KALKAN: BU SON DEĞİL, YENİ BİR BAŞLANGIÇ
Kongrenin açılış konuşması ise PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan tarafından yapıldı. Konuşmasına Haki Karer, Ali Haydar Kaytan (Fuat), Rıza Altun ve Sırrı Süreyya Önder şahsında tüm devrim şehitlerini anarak başlayan PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, PKK'nin feshinin "bir son değil, yeni bir başlangıç olduğunu" söyledi. Duran Kalkan, "Bu kongremiz diğer kongrelerden farklı tabii. Bir yönüyle biraz birinci kongre ile karşılaştırılabilir. PKK’yi tarihsel olarak sonlandırma ve tarihi yerine oturtma amacıyla gerçekleştirilmiş bir kongre oluyor. Tabi bu bir son değil, böyle bir sonuçlandırmayla yeni çıkışların önü açılmak isteniyor. Yeni çıkışlara imkân ve fırsat tanınmak isteniyor" dedi.
'PKK APOCU ÇİZGİNİN ÖRGÜTLENMESİ OLDU'
PKK örgütlenmesinin çekirdek yapılanmasının ilk önce Önder APO etrafında şekillendiğini belirten Duran Kalkan, daha sonra "Apocular", "Kürdistan Devrimcileri", "Kürdistan Devrimci Gençlik Birliği" gibi isimlerle tanındıklarını belirtti. PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, "1978 sonunda da kendisini parti olarak örgütleme ihtiyacı duydu ve ‘Partiya Karkerên Kürdistan’ ismi böyle oluştu. PKK olarak doğmadı yani. Bir defa bu gerçekliği bilmekte fayda var. Ama PKK tabi ki Apocu çizginin örgütlenmesi oldu. O özü aldı ve onun biçimlenmesini geliştirmeye çalıştı. Apocu militanlık, PKK militanlığı bu esaslar üzerinde gelişti" diye kaydetti.
YENİ BAŞLANGIÇLAR KONGRESİ…
"Bu kongre Birinci Kongreye benziyor. Ama nasıl?" diye soran PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan şunları kaydetti: "Orada bir yeni başlangıç için büyük bir irade vardı, burada o başlangıcı tarihsel olarak sonlandırma temelinde büyük bir irade var. Fakat, sonlandırıp bitirme değildir bu. PKK’nin kuruluşundan çok daha güçlü ve iddialı bir biçimde yeni çıkışlar, kuruluşlar için ön açma, zemin oluşturmak üzere bir sona erdirme oluyor."
'PKK, YOK OLMANIN EŞİĞİNE GELEN KÜRTLÜĞÜ DİRİLTTİ'
Önder Apo'nun kongreye ilişkin perspektiflerinden hazırlanan politik raporun okunmasının ardından PKK Merkez Komite raporu okundu. Siyasi-askeri süreç değerlendirmesinin yapıldığı politik raporda, PKK'nin Kürdistan'ın son 50 yılına damgasını vurduğu, yok olmanın eşiğine gelen Kürtlüğü yeniden dirilttiği vurgulandı.
"PKK, Kürt tarihi açısından yeni bir milat ve Kürdistan’da yeni özgür Kürtlüğün doğuşu olmuştur. Kürdistan’da özgür yaşama ve demokratik ulus toplumuna bu temelde ulaşılmıştır" denilen raporda, şu ifadelere yer verildi: "Birinci Kongre ile partinin resmen kuruluşu, ulusal yok oluşa giden tarihe radikal bir müdahaleydi ve yeni özgürlük tarihinin başladığının kararı ve ilanıydı. 12. Kongremiz de PKK ile yürütülen bir dönemi sona erdirme ve söz konusu özgürlük tarihinde yeni bir dönemi başlatmanın önünü açmayı ifade ediyor."
'YENİ STRATEJİLERİN ÖNÜNÜ AÇMAK İÇİN…'
Kuruluş kongresinin esas olarak Kürt halkına hitap eden bir çağrı olduğunun belirtildiği raporda, 12'nci kongrenin ise tüm ezilen kesimlerin ve halkların kurtuluşunu başlatacak yeni bir mücadelenin önünü açmayı hedeflediği kaydedildi. Raporda, "PKK’nin örgütsel yapısını feshederek PKK adıyla çalışmaları durdurmak ve temel strateji olarak silahlı mücadeleyi sona erdirmek, Kürt özgürlüğünü ve her alanda demokratik toplum mücadelesini yeni stratejiler ve örgütlenmelerle yürütmenin önünü açmak anlamına geliyor" denildi.
'KÜRDİSTAN TARİHİNİN EN ŞANLI DÖNEMİ'
"PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi devrimci özgürlük hareketinde mutlak bir son değil, tersine yeni bir başlangıçtır. Apocu Hareket, PKK adıyla yürüttüğü dönemi sonlandırıyor, PKK’yi tarihsel yerine oturtuyor ve kendisi için yeni bir dönemin önünü açarak böyle bir dönemi başlatıyor" denilen PKK MK raporunda, şunlar kaydedildi: "PKK, Kürdistan tarihinin en şanlı dönemini yaratmıştır. PKK’lilik, Kürt kahramanlığının, yiğitliğinin, cesaret ve fedakârlığının adı olmuştur. Kadın özgürlüğü temelindeki özgür Kürt varlığını ve yaşamını temsil etmektedir. Kürt hakikatinin Apocu çizgide yeniden yaratılmasıdır. Kürdistan’da onur, şeref, bağlılık, fedailik çizgisindeki cesaret ve fedakârlık, dayanışma ve paylaşım PKK ile yeniden anlam bulmuştur. Apocu Hareket, PKK ismiyle tüm bunları yaratmıştır ve şimdi de 12. Kongre ile bu hakikati Kürdistan tarihindeki şerefli yerine oturtmaktadır. Bütün bunları tamamen kendi öz iradesi ve kararıyla, özgür yaşam ve demokratik toplumda daha ilerilere gidebilmek için yapmaktadır. PKK, her zaman Kürdistan tarihinin gerçek kahramanlık ve özgürlük hareketi olarak anılacak ve yaşayacaktır."
KARARLAR OYBİRLİĞİYLE ALINDI
Siyasal-askeri süreç değerlendirmelerinden sonra yeni mücadele dönemi gündemine geçildi. Üç gün süren kongrede çok boyutlu ve yoğun değerlendirme, tartışma ve tespitler yapıldı. Kongre Hazırlık Komitesi tarafından hazırlanan, "Önderlik, Şehitler, Gaziler, PKK’nin Örgütsel Varlığı ve Silahlı Mücadele Yöntemi ile Demokratik Toplum İnşası" karar tasarıları üzerine tek tek tartışmalar yürütülerek karara bağlandı. Yoğun ve incelikli tartışmaların yaşandığı kongrede, karar tasarılarının tamamı oybirliğiyle kabul edildi.
'ÖNDER APO TARAFINDAN YÖNETİLMEK VE YÜRÜTÜLMEK ŞARTIYLA'
Kongrede en yoğun tartışılan ve kamuoyunda merakla beklenen ve PKK'nin feshini öngören "PKK’nin Örgütsel Varlığı ve Silahlı Mücadele Yöntemi" karar tasarısıydı. Yapılan kapsamlı değerlendirme ve tartışmaların ardından "Pratikleşme süreci Önder APO tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı" kararı alındı.
PKK'nin 12'nci Olağanüstü Kongresi, "Bijî Serok Apo", "Jin, Jiyan, Azadî" ve "İnsanlıkta Israr, Sosyalîzmde Isrardır" sloganlarıyla son buldu. İki farklı alanda paralel ve eş zamanlı olarak yapılan kongrede sonuçların birleştirildikten sonra sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılacağı açıklandı.
08:13
Yorulmak bilmeyen bir hakikat savaşçısı: Ali Haydar Kaytan
Dünyanın soluduğu zaman izlerle doludur
Sessiz sedasız da yaşanır zaman
Anlam peşinde dolu dolu da yaşanır
Yaşadığı zamanı anlamla dolduranlar
Ardıllarına öyküler devreder
Hakikatin peşinde bir ömür devirenler
Zamana seslenen dervişlerdir
Onlardan geriye kalanlar
Yine isimleri gibi zamana kazılır
Kürtlerin son yarım asırlık tarihi, zamana, toprağa, vicdanlara ve zihinlere kazınmış hikayeler bütünü
Kutsallıklar, kahramanlıklar, fedailiklerle dolu
Binlercesinin hikayeleri ol bu topraklarda gizli
Ali Haydar Kaytan, yaşama anlam katan bu hikayelerin en başında
Kurucu, lider, adanmış bir ömrün taşıyıcısı
Hakikat peşinde koşan bin yaşında bir derviş
Kutsalları için silah kuşanmış kadim zaman şövalyesi
Özgür bir yaşam için dağlara yol almış bir gerilla
Ve dağların kaybolan anahtarını yeniden bulup halkının ellerine tutuşturan tutkulu bir devrimci…
SOYKIRIM, MECBURİ İSKAN, YOKSULLUK
Ali Haydar Kaytan 1951 yılının yılbaşı gecesi Dersim’in Xozu köyünde dünyaya geldi. Ailesi Hengirvan köyündendi. Dersim Soykırımı’nın ardından mecburi iskana tabii tutulan aile daha sonra köyleri Hengirvan’a döndü.
Haydaran aşiretinden. Ki o aşiret Dersim katliamı döneminde teslim olmayı reddetmiş, silah kuşanıp direnmiş, sürgünlükler yaşamış.
Yoksulluk ve zorluklarla geçen bir çocukluk dönemi.
Ardından 1971’de Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde devrimcilerle tanışma.
Kendisi bu yılları devrimcilik öncesi aşama diye adlandırıyor:
“70’li yılların Türkiye’sinde devrimci gençlik hareketi aktifti ve biz de etkileniyorduk. Özellikle de Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan isimleri semboldü. O yıllarda henüz Önderlikle tanışmamıştım ama kendisinden bahsedildiğini duyuyordum. Okulun en başarılı öğrencilerindendi. Bir protesto gösterisi ardından tutuklanmış ve 7 ay Mamak Askeri Cezaevi’nde kalmıştı. Cezaevinden yeni çıktığı günlerde tanıştık. Önderlik benimle konuşmak istediğini söyledi. 2-3 saat süren bir konuşma, Kürt ve Kürdistan gerçeğiyle yüzleşmemi sağladı. ”
ÇUBUK BARAJI TOPLANTISI
Bu olay Ali Haydar Kaytan’ın hakikat yolculuğunun ilk adımları oldu. Ardından Kemal Pir ve Haki Karer ile tanışır.
“1973 mart sonu veya nisan başlarıydı sanırım. Çubuk barajı yakınlarında az sayıda arkadaş bir araya geldik. Önderlik bizimle görüşlerini paylaştı. Hepimiz onun düşüncelerine katıldık. Açıkça bize ideolojik bir grup olarak hareket edeceğimizi söyledi ve bize sorumluluklar yükledi. Buna göre her birimiz gruba yeni kişiler kazanmakla sorumluyduk.”
Bu toplantıdan sonra Apocu grubun üye sayısı her geçen gün arttı. 1977 Nisan ayında çalışmalar Kürdistan’a taşındı. Ali Haydar Kaytan; Dersim, Bingöl, Karakoçan ve Elazığ’da çalışma yürüttü. Bazı zamanlar da Antep’e giderek Haki Karer’in çalışmalarına katıldı. Haki Karer’in 1977 Mayıs’ının 18’inde katledilmesi Apocu grubu yol ayrımına getirdi.
“Haki arkadaşın şehadeti hepimizi derinden sarstı. Önderlik bana bir not yolladı. Onun anısına bir yazı yazmamı istedi. Hazırladığım yazı Kürdistan’ın tümünde dağıtıldı. Önder Apo, Haki’nin şehadetinin karşılıksız kalmaması konusunda kararlıydı. Ama yöntemi konusunda bizden farklı düşünüyordu. Şehadete cevap olmak konusunda hepimizden daha fazla bir yoğunlaşma ve arayış içindeydi. İşte partileşme kararı bu arayış sonucunda ortaya çıktı.”
PKK KURULUŞ KONGRESİ’NE KATILIR
Partileşme kararının pratikleşmesi hazırlıklarında Ali Haydar Kaytan da vardır.
Önder Apo öncülüğünde Kemal Pir, Mazlum Doğan, Mehmet Hayri Durmuş ve Ali Haydar Kaytan’dan oluşan grup, parti programını hazırlar. İlk hazırlık toplantısı da Elazığ’da gerçekleşir. Bu toplantıda Ali Haydar Kaytan, askeri komiteye seçilir.
27 Kasım 1978’de PKK’nin kuruluş kongresi gerçekleşir. Böylelikle son yarım yüzyıla damgasını vurmuş PKK’nin kurucu grubu arasında Ali Haydar Kaytan da yerini alır.
Buraya kadar yaşananlar da sonrası da aslında 45 yıl boyunca nefes nefese süren bir toplumun özgürlük yürüyüşüydü.
Ali Haydar Kaytan, bu yürüyüşün en önlerinde.
Bitmeyen bir heyecan, coşku ve bağlılıkla hep ileriye yürüdü.
Her an’ına anlam katma arayışıyla geçen bir ömür,
Söze bağlılığın donattığı bir öncü
Bir politikacı, bir gerilla, bir aydın, bir şair…
Ama hep bir hakikat savaşçısı…
08:10
Apocu kültürün yaratıcısı ve taşıyıcısı
PKK’nin öncü kadrolarından Rıza Altun, 1954’te Kayseri‑Sarız’ın Küçüksöbeçimen köyünde doğdu. Osmanlı’nın 19. Yüzyıl ortalarında çıkardığı Fırka-i Islahiye kanunu ( denetim dışı alanları yeniden itaat altına almak) sonucu Dersim’den göç eden Alevi ve Zazaca konuşan Kürtlerin kurduğu 60 hanelik bu köy, Avşar Türkleriyle arazi kavgası yaşayan dışa kapalı bir yerdi. Çocukluğunun altı yılını köyde geçiren Altun bu nedenle başka bir Zazaca’dan başka bir dil duymadı. Babası geçim sıkıntısıyla Ankara’ya göç edince aile, 1960’larda Tuzluçayır’a yerleşti.
Altun, ilkokuldan sonra okumadı ve 1974 yılında devrimcilerle hareket etmeye başlayana kadar günü birlik işlerde çalıştı. Bu yıllarda Altun ve ailesi, Tuzluçayır’da “etnik ve inanç bakımından farklı” bir aile olmanın yol açtığı dışlanmayı yaşadı ve direndi. 1970’lerde devrimci hareketlerin mahalledeki etkinliği Altun’un çok genç yaşta devrimci gelenekle tanışmasına ve sempati beslemesine neden oldu. İbrahim Kaypakkaya ve Hüseyin İnan gibi devrimci öncülerin mahallede yarattığı etki, 12 Mart darbesi, Denizlerin idamları, Mahir Çayan’ın katledilmesinin ardından gelişen toplumsal dalgalanmaların ilk etkisini gösterdiği mekanlardan biri idi Tuzluçayır. Doğduğu günden bu yana bir yanıyla kimliğinin farklılığını yol açtığı dışlanma ve savunma arasındaki ikilem nihayet kendisini ait hissettiği bir toplumsallık bulmuştu. Altun’un ve tüm ailesinin devrimci hareketlerle içine doğmuş gibi bütünleşmesi ve bu toplumsallığın bir parçası olma gayreti bundandı.
KEMAL PİR İLE TANIŞMA
Devrimciliğinin ilk yıllarında mahallede kurulan bir dernek çatısı altında THKO’ya sempati duydu. 1974’te Ali Doğan Yıldırım, Ali Rıza Yıldırım, Hasan Şerik ve Doğan Kılıçkaya gibi isimlerle ortak hareket etmeye başladı. Arayışlarına yön veren ve devrim yürüyüşünü keskinleştiren dönüm noktası Kemal Pir ile tanışması oldu. Kemal Pir’in her adımında O’na eşlik etti. Kemal Pir’in tuttuğu eve sürekli gidip gelmeye başladı. Yolu burada Haki Karer ile kesişti. Daha adı bile konulmamış bir hareketin ruhunu bu iki enternasyonalist devrimcide gördü. Doğru yaşamı doğru kişiden öğrenmesi, doğru, güzel ve iyi olanı yaratmaya adanan devrimci yaşamının en sağlam mayasıydı. Var olmak yaşamak için büründüğü asi ve kavgacı kimliğini devrimci kültürle harmanladı. Böylece adı halen dilden dile dolaşan ilk Apocular arasında yerini aldı. Daha sonra Önder Apo ile tanıştı ve grup yapısının içine girdi. Anıttepe’deki evle başlayan ilişkilenme dönemini Rıza Altun şöyle anlatıyor:
“O Anıttepe’ye gittikten sonra ilişkileri Kemal Pir’e bağlı ilişkiler olmaktan çıktı. Sonra Başkan’ın kendisi gelip gitmeye başladı. Cuma arkadaş, Abbas arkadaş yoğunca gelip gitmeye başladılar. Yoğun tartışmalar yapmaya başladılar. Kemal Pir, ilk tanıştığımız zaman bize kimliğini açıklamadığı zaman kendi içlerinde yoğunca tartıştıkları dönem olarak çıkarıyorum. Sonra ise örgütlenmeye karar verildiği bir durumdur. Sonra genel devrimci ilişkilerden çok sistematik ilişkiye girdi. Başkan, sık sık toplantılar için gelirdi. “Sağlam, tutarlı gençler toplayın” derdi. Başkan, o zaman konuşurdu, anlatırdı. Ev toplantıları yapardı devamlı. Sömürgeciliği anlatırdı. Kürdistan tarihini, Kürdistan’ın sömürgeleşmesini, genel sosyalizm anlayışını, silahlı mücadeleyi anlatırdı. Toplantılar süreklilik kazandı. Başkan’ın çok sayıda toplantısını hatırlıyorum. O dönem geniş bir örgütlenme, kitleselleşme çalışması yoktu. Mahalle çok geniş. Biz etkiniz. İstesek yüzde 70’i bizimle hareket ederdi. Başkan herkesi getirin demezdi. “En tutarlı olanları getirin” derdi.”
Mahallede asiliğiyle nam salmış Altun, Apocularla aktif hareket etmeye başlayınca kendisiyle birlikte arkadaşlarını da grubun içine çekmesi zor olmadı. O yıllara dair anlatımları şöyle.
“Başkan anlatıyordu. Bizim çok fazla itiraz edeceğimiz bir şey yoktu. Hem o birikim yoktu hem de söylenenlerin ikna boyutu çok yüksekti. O zaman sosyal emperyalizm tartışması vardı. Bizde de etkisi vardı. Sosyal emperyalizmi savunuyorduk. Bir gün bizim evde toplantı yaparken Başkana “Hepsi tamam. Bu sosyal emperyalizm ne olacak” dedim. Başkan gülümsedi “O sorun değil. Gelirsiniz, bizi de ikna edersiniz. Biz de sosyal emperyalizmi savunuruz” dedi. “O zaman sorun kalmadı” dedik ve içine tümden girdik. O günden sonra sosyal emperyalizm gündeme gelmedi.”
Rıza Altun, “Kürdistan sömürgedir” sloganıyla hareket eden ilk grubun “Kahrolsun Sömürgecilik” yazılamalarına o dönemki Türkiye solunun gösterdiği tepkilere karşı mücadelenin başını çeken isimlerdendi. Koşullar, kişiler ve engeller değil amacın büyüklüğüydü önemli olan. Koşullar, kişiler ve engelleri kendine has yöntemlerle belirleyici olmaktan çıkarıp sadece bir detaya indirgemeyi, gençliğinden bu yana ustaca başardı.
KÜRDİSTAN’A İLK YOLCULUK
Rıza Altun 1977 yılında ülkeye dönüş hamlesiyle birlikte Antep’e gitti. Burada Haki Karer, Kemal Pir, Mustafa Karasu ile birlikte devrimci çalışmalara başladı. ‘İğne ile kuyu kazan’ bu geleneğin ilk temsilcileriydi. Nerede, nasıl, hangi imkanlarla olacak sorusunu sormadılar. Tek dayanakları sömürgeciliğe karşı bu isyanı başlatmaya duydukları katıksız inançtı. Çalışmalara aktif katılan öncü grubun içinde olan Altun’un o dönemlere dair anlatımları şöyle.
“Karasu daha çok Nizip’te çalışıyordu. Sabun işçilerini örgütlemişti. Kemal Pir geziyordu. Urfa ve çeşitli yerlere gidiyordu. Haki arkadaş orada kalıyordu. Ben de Haki arkadaşla birlikte orada kaldım ve çalışmalara sistematik olarak katıldım.”
Haki Karer, Antep’de şehit edildiğinde Apocu grubun çalışmaları için Amed’de olan Rıza Altun buradan yeniden Antep’e geçti. Rıza Altun bu sürecin önemini daha sonra şöyle anlatacaktı: “Haki arkadaşın şahadeti bir dönüm noktası. Birincisi Kürdistan’a taşırılan düşünce ve geliştirilmek istenen örgütlenme Haki arkadaşın öncülüğünde girdi Kürdistan’a, yer etti. Aynı dönemde Dersim, Urfa, Batman’da gelişme var. Diyarbakır’a yerleşilmiş. Başkanın da tura çıkması PKK’nin ideolojik politik perspektifleri netleşti. Dönüşü olmayan bir noktaya gelindi. Sonuna kadar gidilecek bir çalışmanın adımları atıldı. Biz ülkemize ne kadar girmek, örgütlenmek, gelişmek istiyorsak karşıt durumlar ortaya çıkıyor. Objektif ya da subjektif. Karşıt güçlerin çeşitliliğini görmek lazım. Parti içinde sürekli kafa karıştıran Bozan, Mehmet Uzun gibi eğilimler var. Bununla birlikte çok farklı bir ton ve zeminde Türk solunun yaklaşımı var. Aynı oranda sivil faşistlerin karşı çıkışı var. Beş Parçacıların Haki arkadaşı şehit etmeleri var. Mücadelenin kolay olmadığı ortaya çıktı. Başkan, bu şehadetle yeni kararlara ulaşıldığını söylüyor. Şahadete verilecek en iyi cevap örgütlenmeyi geliştirmektir. Bu partileşme oluyor. O zamana kadar şiddet kullanılmadı. PKK’de şiddet savunma olarak ortaya çıktı. Ondan sonra bir eylemsellik gelişmeye başladı. PKK’de silaha dayalı eylemsellik o tarihten sonra gelişmeye başladı. Beş Parçaya karşı intikam kararı alındı. Başkanla ilişkim olmadı ama Kemal Pir ile Beş Parçacılara karşı bunun hesabını sorma kararlılığındaydık. Partiye güvenceye almak için. Böyle yapmasaydık acaba ne olurdu? HK, KUK’un Beş Parçacıları desteklememesinin hiçbir nedeni yok. Antep’te çatışmalar böyle başladı. 80’e kadar da muazzam bir çatışma dönemi başladı.”
MEKAN DEĞİŞKEN AMAÇ HER DAİM AYNI
Apocu geleneğin ilk yaratıcıları onlardı. Kürdistan’ı karış karış gezmek iyi doğru ve güzele doğru yürümek geleneği. Yer ve mekan değişken amaç her daim baki. Bir sonraki durağı köklerine biraz daha yakın bir mekan oldu.Yol arkadaşı bu kez Cemil Bayık idi. Elazığ’da Cemil Bayık’la birlikte faaliyet yürüttü. Nisan 1978’de Amed’den Elazığ’a gelirken yaşanan bir otobüs kazasında bacakları ve kaburgaları kırıldı. Uzun bir süre tedavi görmek zorunda kaldı. Tedavisinin ardından Antep’e döndü ve Hüseyin Sarıçiçek, Mustafa Yöndem, Şahin Kılavuz, Muzaffer Moğoltaş ve Suruçlu Bijî Yusuf’la birlikte devrimci faaliyetler yürüttü. Bu dönemde Tekoşin ve Halkın Kurtuluş örgütlerine karşı verilen mücadelede gösterdikleri başarı Antep’te Apocu hareketin hakim olmasını sağlamıştı.
Antep’in ardından Rıza Altun bu kez de Urfa’da faaliyetlere başladı. Burada da Mehmet Karasungur’la birlikte gericiliğe karşı verilen mücadelede önemli roller üstlendi.
Aynı dönemde Elazığ’da Apocu harekete yönelik büyük bir tutuklama hareketi yaşandı. Şahin Dönmez’in ihanetiyle birlikte devletin eline geçen belgeler Apocu hareketi bir anda temel hedef haline getirdi. Mazlum Doğan, Hayri Durmuş gibi öncü kadrolar bu bilgiler ışığında esir düştü.
Rıza Altun o dönemde askeri örgütlenme sorumlusu Mehmet Karsungur’un yardımcısıydı. Urfa’da yürütülen askeri mücadelede Rıza Altun da dönemin öncü kadrolarıyla birlikte yer aldı.
ESARETİ ESİR ALMAK
Altun 1979’da Urfa’da esir düştü ve sıkıyönetim döneminde Diyarbakır E Tipi Cezaevine götürüldü. 1991 yılına kadar zindan direnişinin en kritik anlarında gösterdiği iradeyle sembol isimlerden biri oldu. İnsanlığı utandıran bugün halen yüzleşilmeyi bekleyen o vahşet koşullarında direndi. Sadece bedeniyle değil sömürgecilerin tutsaklara unutturmak istediği bir şeyi almalarına izin vermeyerek; şakalarıyla, oyunlarıyla arkadaşlarına gülmeyi unutturmayarak direndi. Mekan değişken amaç baki idi. O yüzden zindanda bir ömür kalmayı göze alacak kadar kendini o koşullara adapte edebildi. Hiç çıkmayacakmış gibi şartlandırdığı için tahliye kararına kendisi bile inanmadı. O günü şöyle anlatıyor.
“Bir mahkeme oldu. Benim de o gün bir koğuşta eğitim vermem gerekiyordu Parti üzerine. “Ya ne mahkemesi ben gelmiyorum. Ben mahkemeye gelmiyorum, ben arkadaşlara eğitim vereceğim” dedim. Ama diğer arkadaşlar gittiler. Ben de gittim eğitim vermeye.
35. koğuşta öğlen yemeğini yiyorduk, karşımda da Cizre’den gelmiş yurtsever köylüler falan da vardı, arkadaşlar da var. Ben dedim şimdi arkadaşlar mahkemeden gelecekler ve benim onlara yaptığımı onlar bana yapacaklar, diyecekler Rıza sen tahliye oldun. Eşyalarını hazırla sen çıkıyorsun. Ben öyle konuştum, aradan yarım saat geçti. Yılmaz Uzun arkadaşla ve başka bir arkadaş kapıdan içeriye geçtiler koşa koşa geldiler, dediler “sen tahliye olmuşsun.” Biz hepimiz kahkaha attık. “Bak görüyor musunuz, ben bunların huyunu nasıl biliyorum dedim. Ben size demedim mi, gelip bana diyecekler sen tahliye olmuşsun” dedim. Dediler “yok gerçekten de vallahi sen tahliye oldun.” Ben dedim “yalan söylemeyin. Bırakın işimiz gücümüz var.”
O zaman orada adetti. Tahliye olan, orada bir konuşma yapıyor; partiye gideceğine dair, mücadele edeceğine dair, partiden kopmayacağına dair bir söz ve yemin ediyordu. Ondan sonra herkes alkışlıyordu, tokalaşıyordu. Şimdi gezmem gerekiyordu. 36 koğuş var, onlar ısrar ediyor, “yav ben yok” diyorum, baktım onlar çok aşırı ısrar ediyorlar. Ben “mümkün değil diyorum çıkmam” diyorum. Beklemiyordum böyle bir şeyi ben dedim gidin baş gardiyanı çağırın- cezaevi bizim elimizde- Gardiyan geldi dedim “böyle bir şey diyorlar, bu nedir?” dedi “doğru senin tahliye kağıtların geldi, birazdan seni çağıracaklar. İdare de senin tahliye işlemlerin başladı.”
Ben halen inanmıyorum. Diyorum bunlar gardiyanı da ayarlamışlar. Çünkü ben çok böyle şeyleri arkadaşlara yaptım. Çok yaptığım için, şimdi başıma geliyor. Diyorum bu şaka ise ben bu işin içinden çıkamam rezil olacağım. Ama bir yandan da olabilir ihtimali var. Gittim dedim “bak heval bu iş şaka işini aştı.” Yemin ettiler. Korka korka gittim koğuşları gezdim, inanılmıyor. Hiç kimse inanmıyor. Ama bakıyorum, birçok arkadaş ağlıyor. Ben çıkacağım sorumluyum ismim de var. Kimi ağlıyor, kimi seviniyor, öyle tuhaf bir durum oldu. Neyse o dairelere girdim. O dairelere girip partiye gideceğime dair söz verdim. Gittim tüm koğuşları dolaştım söz verdim. Gittim 35. Koğuşa gittim orada Fazıl arkadaş vardı, gittim dairenin içine girdim, konuştum baktım arkadaşların yarısından fazlası ağlıyor. Ben inandım ki gerçekten de, tahliye olmuşum onların ağladığını görünce, ben orada konuştum. Sonra gardiyan geldi dedi seni çağırıyorlar, gittim idareye dediler sen tahliye olmuşsun. Geldi kapıya gittik, dışarı çıktım, kapıdan adımımı dışarı attım. Dışarıdaki hayata dair hiçbir özlem geliştirmedim. Bunu cezaevinde kendime prensip etmiştim. Yani ben bütün hayatımı cezaevi üzerine inşa etmiştim. Cezaevi aslında benim dünyamdı. Psikolojimi ve yaşanan olaylarda bunu gerekli görüyordu. Daha askerler beni alıp askerlik şubesine götürecekler ki, yemin ederim ki, koşup içeri gitmek istedim. Korkunç ve bastırılması güç bir durumdu. Öyle dondum, kaldım. O esnada öyle bir duygu yoğunluğunu yaşadım ki, tekrardan içeri girmek istedim.
ÖNDERLİKLE YENİDEN BULUŞMA
Zindanda yoldaşlarına ve kendine verdiği sözün gereğine göre hareket etti. Kavganın mekanı bir kez daha değişti. Rıza Altun 1992 yılında özgürlüğüne kavuştuktan sonra Mustafa Karasu’yla birlikte Önderlik sahasına geçti. Apocuların Tuzluçayır’da başlattıkları bu yürüyüşe katılanlar; etrafındaki toplumsallık büyümüştü.
Altun o dönemi de şu sözlerle anlatıyor: “Gittik Önderliğin yanına – Önderlik Halep’e gelmişiz- üç-dört katlı bir binada oturuyoruz. Gittiğimizde aşağı kapıya inmişti, bizi aşağıda karşıladı. Bizim gidişimize çok sevinmişti. Güldü, “sınırdan içeriye gelmenizi ayrıca önemsiyorum” dedi. Tabi ben çok düşünmedim. Önderlik bizim geliş biçimimize de farklı bir anlam yüklemişti. Beş-on gün Halep’te kaldıktan sonra Şam’a geçtik. Önderlik bizi kendi evinde aldı benle Mustafa Karasu arkadaşı birlikte. Karasu daha sonra Avrupa’ya gitti, ama ben uzun bir süre orada kaldım. İran’a gidene kadar kaldım. Orada birçok faaliyete kaldım. Hem beni evine aldı, hem de direkt faaliyetlere katıldım. Özellikle diplomasiye kattı.
Ben o zaman orada çok yoğun okudum. Yani örgütün yeni yapılanmasına göre uygun hale gelmek için çok yoğun okudum. O çok yoğun bir hikâye, ben o zaman önderliğin bu yaklaşımına çok şaşırdım. Önderlik yapmış olduğu bütün diplomatik görüşmelere beni götürüyordu. Şu anda Suriye ile yapılan bütün diplomatik görüşmeler ve başka yerlerde de yapılan diplomatik görüşmelerin tümüne beni götürüyordu. KDP-YNK ile yapılan görüşmelerin hepsini canlı yaşadım. Ateşkesler, basın toplantıların tümünü yoğun yaşadım. Hepsini yaşadım ve çoğu zamanda önderlik adına da bu tür faaliyetlere katıldım. O zaman da partiden koptuğumuz zamandan itibaren çok çözümleme kitap vb şeyler çıkmıştı. Korkunç derecede birikim vardı. O süreç içerisinde de çok yoğun olarak bunların hepsini de okudum. Ayrıca önderlikte sürekli günde bir- iki saat konuşuyordu benimle. O benim için çok iyi bir hazırlık dönemi oldu.”
ÖZGÜRLÜĞÜN TEMEL KOŞULU DAĞLAR
Rıza Altun daha sonra özellikle Doğu Kürdistan ve Ortadoğu alanında diplomasi faaliyetlerine katıldı ve gerilla alanlarında üstlendi. 2001 yılına kadar Kürdistan’ın çeşitli sahalarında faaliyet yürüten Altun özellikle Önder Apo’ya yönelik komplo sürecinde gerçekleştirilen PKK 6. Kongresi’nde önemli bir rol oynadı.
Rıza Altun, bir röportajında dağ yaşamına ilişkin şunları belirtiyor:
“Evet, kendimizi en özgürce ifade edebileceğimiz bir alan. Bir sefer kendimizi en özgürce ifade ettiğimiz bir alan olarak küçümsenmemelidir. Mesela insan kendisini beli bir toplum içinde, devrimcilik yaparsın, ama çok özgür olmazsın, dağ bu sefer sana böyle bir şansı tanıyor. Yani çok özgür bir alandır. Birde bizim mücadelemizi yürütüp başarıya götürmenin en temel yaşam alanıdır. Yani hem kendi yaşamını sürdürmek ve özgürlüğünü korumak için gerekli hem de özgürlük mücadelesini yürütmek için dağ temel bir koşuldur. Ve bu kısa değil, bu 30-35 yıldır dağı temel özgürlük alanı yapmak dağa daha farklı anlamlar yüklüyor ve insanda temel bir yaşam tarzı haline getiriyor. Vazgeçilme bir yaşam tarzı haline getiriyor. Tabi değişik etkilerini uzun uzun anlatmaya gerek yok. Bu söylediğim anlamda dağ bizim vazgeçemeyeceğimiz temel bir yaşam alanı.
2001 yılında Avrupa sahasına geçti. Avrupa’da çalışma yürüttüğü dönem boyunca Kürtlerin evine konuk oldu. Gittiği her mekanda keskin zekası ve etkileyici üslubuyla halkın Apocularla kopmaz bağlar kurmasını sağladı. Kapitalizmin merkezinde her gencin, kadının bu değerlerle bağ kurmasını sağladı. Toplumun her kesiminden insanla buluştu. Kavganın farklı mekanlarında kazandığı tecrübe, kazandığı muazzam düşünsel birikim, toplumun sosyolojisini analiz etme konusundaki ustalığı ve gençliğinden yadigar ‘kendine has ikna yöntemleriyle’ hareketinin büyüleyici, sade ve çarpıcı hakikatinin taşıyıcısı oldu.
Altun, 2007 yılında yeniden Kürdistan sahasına döndü. Gerilla sahasında da eğitim çalışmaları ve diplomasi çalışmalarında görev alan Rıza Altun, 25 Eylül 2019 tarihinde şehit düştü.
Mekan değişken amaç bakidir. Rıza Altun’un zorunlu bir sürgünle başlayan ve sonra bilinçli bir tercihe dönüşen göçebe hayatının son durağı en anlamlı yaşam dediği Kürdistan dağları oldu. Gezdiği, geçtiği, konuştuğu dokunduğu her yerde, kişide ve mekanda yarattıkları amacı gibidir Yürekte, bilinçte, sözde ve eylemdeki keskinliktedir. Bakidir.
08:00
PKK sonuç bildirisi açıklandı: PKK adıyla yürütülen çalışmalar sonlandırıldı
PKK 12. Kongre Divanı açıklaması şöyle:
"Önder Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihi açıklamasıyla başlayan süreç, yaptığı çok yönlü çalışmalar, değişik tarzlarda sunduğu perspektifler ışığında 5-7 Mayıs tarihleri arasında toplanan 12. Parti Kongremiz başarıyla tamamlandı.
Kongremiz çatışmaların devam ettiği, havadan karadan saldırıların sürdüğü, alanlarımız üzerindeki kuşatma ve KDP ambargosunun devam ettiği zorlu koşullara rağmen güvenlikli bir şekilde gerçekleştirildi. Güvenlik nedeniyle iki farklı alanda eş zamanlı bir biçimde yapıldı. Toplamda 232 delegenin katılımıyla gerçekleşen PKK 12. Kongresi Önderlik, Şehitler, Gaziler, PKK’nin Örgütsel Varlığı ve Silahlı Mücadele Yöntemi ile Demokratik Toplum İnşası konularını tartışarak Özgürlük Hareketimiz için yeni bir döneme girişi ifade eden tarihi kararlar aldı.
PKK ADIYLA YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR SONLANDIRILDI
PKK’nin Olağanüstü 12. Kongresi PKK mücadelesinin, halkımız üzerindeki inkâr ve imha siyasetini parçaladığını, Kürt sorununu demokratik siyaset yoluyla çözme noktasına getirdiğini, bu yönüyle PKK’nin tarihi misyonunu tamamladığını değerlendirdi. Bu temelde PKK 12. Kongresi, pratikleşme süreci Önder APO tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı.
Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı. Doğuşunda reel sosyalizmin etkilerini yaşadı ve ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimseyerek, silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele yürüttü. PKK katı Kürt inkarının, buna dayalı imha siyasetinin, soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi. 1978’den başlayarak yürüttüğü özgürlük mücadelesiyle Kürt varlığını kabul ettirmeyi ve Kürt sorununun Türkiye’nin temel realitesi olarak görülmesini esas aldı. Bu temelde başarıyla yürüttüğü mücadele sonucunda halkımız adına diriliş devrimini gerçekleştirerek bölge halklarının özgürlük umudu ve onurlu yaşam arayışının sembolü haline geldi.
Diriliş devrimimizin halkımız açısından büyük gelişmelere yol açtığı 1990’lı yılların koşullarında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Kürt sorununu siyaset yoluyla çözme arayışı gelişti. Önder APO bu arayışa 17 Mart 1993 Ateşkesiyle cevap vererek yeni bir süreç başlattı. Ancak reel sosyalizmin ağır etkileri, savaş çizgimize dayatılan çeteci anlayışlar ve derin devletin Turgut Özal ve ekibini ortadan kaldırması, Kürt inkâr ve imha siyasetinde ısrar ederek savaşı tırmandırması neticesinde bu yeni süreç sabote oldu. Binlerce köy boşaltılıp yakıldı. Milyonlarca Kürt yerinden yurdundan edildi, on binlercesi işkencelerden geçirilerek zindanlara atıldı ve binlercesi ise faili meçhul biçimde katledildi. Buna karşılık Özgürlük Hareketi hem nicel hem nitel olarak büyüdü, gerilla savaşı Kürdistan ve Türkiye’ye yayıldı. Gerillanın yürüttüğü savaşın etkisiyle Kürt halkı serhildanlara kalktı. Böylece her iki taraf açısından savaş temel seçenek haline getirildi. Savaşın karşılıklı olarak tırmandırılmasının yarattığı tekrar aşılamadı. Böylelikle Önder APO’nun Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollardan çözme çabaları sonuçsuz kaldı.
KÜRT-TÜRK İLİŞKİLERİNİN YENİDEN DÜZENLENMESİ KAÇINILMAZDIR
Süreç 15 Şubat 1999 uluslararası komplosu ile farklı bir aşamaya taşındı. Bu süreçte komplonun önemli bir hedefi olan Kürt-Türk savaşı Önder APO’nun büyük fedakarlıkları ve çabaları sayesinde engellendi. İmralı işkence ve soykırım sisteminde tutulmasına karşın Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollardan çözme yönündeki ısrarını sürdürdü. 27 yıldır mutlak tecrit altında tutulan Önder APO İmralı soykırım sistemi ile mücadele ederek uluslararası komployu boşa çıkardı. Uluslararası komployla mücadelede erkek egemenlikli iktidarcı-devletçi sistemi çözümleyerek demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü toplum paradigmasını geliştirdi. Böylelikle halkımız, kadınlar ve ezilen insanlık için alternatif özgürlük sistemini somutlaştırdı.
Önder Apo Kürt-Türk ilişkilerinin sorunsallaştığı Lozan Antlaşmasının ve 1924 Anayasasının öncesini referans alarak, Ortak Vatan ve Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve Demokratik Ulus anlayışını Kürt sorununun çözüm çerçevesi olarak benimsedi. Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleşen Kürt isyanları, 1000 yıllık tarihi Kürt-Türk ilişki diyalektiği ve 52 yıllık Önderlik mücadelesi Kürt sorununun ancak Ortak Vatan ve Eşit Yurttaşlık temelinde çözülmesinin kazandıracağını göstermiştir. 3. Dünya Savaşı kapsamında Ortadoğu’da yaşanan güncel gelişmeler de Kürt-Türk ilişkilerini yeniden düzenlemeyi kaçınılmaz kılmaktadır.
HALKIMIZ PKK’Yİ FESHETME VE SİLAHLI MÜCADELEYİ SONLANDIRMAYI HERKESTEN İYİ ANLAYACAK, DÖNEM GÖREVLERİNE SAHİP ÇIKACAKTIR
52 yıldır Önderlik ve PKK yürüyüşüne büyük bedeller pahasına katılarak, inkâr ve imha siyasetine, soykırım ve asimilasyon politikalarına karşı direnen onurlu halkımız, barış ve demokratik toplum sürecini daha bilinçli ve örgütlü biçimde sahiplenecektir. PKK’yi feshetme ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararını, halkımızın herkesten daha iyi anlayacağına, demokratik toplum inşası temelinde demokratik mücadele döneminin görevlerine sahip çıkacağına inancımız tamdır. Halkımızın kadınlar ve gençler öncülüğünde, yaşamın her alanında öz örgütlerini oluşturması, dilleri, kimlikleri ve kültürleriyle kendine yeterli olma temelinde örgütlenmesi, saldırılar karşısında kendini savunur hale gelmesi ve seferberlik ruhuyla komünal demokratik toplumu inşa etmesi hayati önemdedir. Bu temelde Kürt siyasi partilerinin, demokratik örgütlerinin, kanaat önderlerinin Kürt demokrasisini geliştirme ve Kürt demokratik uluslaşmasını sağlama yönündeki sorumluluklarını yerine getireceklerine inanıyoruz.
Mücadele ve direniş ile geçen özgürlük tarihimizin mirası PKK 12. Kongresi kararlarıyla birlikte demokratik siyaset yöntemiyle daha güçlü gelişecek, halklarımızın geleceği özgürlük ve eşitlik temelinde gelişme gösterecektir. Yoksul ve emekçi halklarımız, tüm inanç grupları, kadınlar ve gençler, işçiler, köylüler ve iktidar dışında kalmış tüm kesimler barış ve demokratik toplum sürecinde haklarını savunarak demokratik adil bir ortamda ortak yaşamı geliştireceklerdir.
HERKESİ BARIŞ VE DEMOKRATİK TOPLUM SÜRECİNE KATILMAYA ÇAĞIRIYORUZ
Kongremizin aldığı PKK’nin fesih ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararı kalıcı barışa ve demokratik çözüme güçlü bir zemin sunmaktadır. Söz konusu kararların uygulanması Önder APO’nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir. Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisinin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır. Aynı şekilde hükümet ve ana muhalefet partisi başta olmak üzere mecliste temsili bulunan tüm siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, din ve inanç topluluklarını, demokratik basın kuruluşlarını, kanaat önderlerini, aydınları, akademisyenleri, sanatçıları, işçi-emekçi sendikalarını, kadın-gençlik örgütlerini, ekolojist hareketleri sorumluluk altına girerek barış ve demokratik toplum sürecine katılmaya çağırıyoruz.
Türkiye’nin sol-sosyalist güçleri, devrimci yapı, örgüt ve şahsiyetlerinin Barış ve Demokratik Toplum sürecini sahiplenmeleri ile halkların, kadınların ve ezilenlerin mücadelesi yeni bir düzey kazanacaktır. Bu, son sözleri ‘Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının Kardeşliği ve Tam Bağımsız Türkiye!’ olan büyük devrimcilerin amaçlarını başarmak anlamına gelecektir.
Barış ve Demokratik Toplum süreci ve sosyalizm mücadelesinde yeni bir aşamayı temsil eden Demokratik Toplum Sosyalizmi ile küresel demokrasi hareketi gelişerek adil ve eşit bir dünya oluşacaktır. Bu temelde başta Küresel Özgürlük Hamlesine öncülük yapan dostlarımız olmak üzere demokratik kamuoyunu demokratik modernite kuramı çerçevesinde enternasyonal dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.
Uluslararası güçleri halkımıza yönelik yürütülen yüzyıllık soykırım politikalarındaki sorumluluklarını görerek demokratik çözüme engel olmamaya ve sürece yapıcı katkılarını sunmaya davet ediyoruz.
ALİ HAYDAR KAYTAN VE RIZA ALTUN YOLDAŞLARIN ŞEHADETİNİ İLAN EDİYORUZ
Önderliğimizin çağrısıyla topladığımız PKK 12. Kongremiz 3 Temmuz 2018 tarihinde şehit olan Partimizin önder kadrolarından Fuat-ALİ HAYDAR KAYTAN ve 25 Eylül 2019 tarihinde şehit olan RIZA ALTUN yoldaşların şehadetini ilan etmiştir. Bu temelde PKK’nin kurucu önder kadrolarından Fuat-ALİ HAYDAR KAYTAN Yoldaşı ‘Önderliğe Bağlılık, Hakikat ve Kutsal Yaşam’ sembolü; Önder APO’nun ilk yol arkadaşlarından olan RIZA ALTUN Yoldaşı ise ‘Özgürlük Yoldaşlığı’ sembolü olarak kabul etmiştir. Tarihi 12. Parti Kongremizi, Özgürlük Hareketimizin başından itibaren yer alarak bugüne kadar aralıksız mücadeleleriyle bizlere öncülük eden bu iki büyük şehit yoldaşa atfediyor, onlar şahsında tüm mücadele şehitlerimize başarı sözümüzü yineliyor, Barış ve Demokrasi Şehidi Sırrı Süreyya Önder Yoldaşın hayallerini gerçekleştirme iddiamızı belirtiyoruz.
Ulus Devletçi Sosyalizm Yenilgiye; Demokratik Toplum Sosyalizmi Zafere Götürür!
İnsanlıkta Israr Sosyalizmde Isrardır!
Bijî Serok Apo!”