1989 yılında Mardin'in Nusaybin ilçesinde dünyaya gelen Gülbin Şahin Dağhan, ilkokul, ortaokul ve lise öğrenimini Nusaybin'de tamamladı. Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 2013 yılında mezun oldu ve 2015 yılına kadar Amed’de Avukatlık yaptı. 2015 yılından itibaren Nusaybin'de aktif olarak Avukatlık mesleğini icra eden Gülbin Şahin Dağhan, Mezopotamya Hukukçular Derneği’nin (MHD) hem kurucu üyesi olup, hem de dernek KHK ile kapatılana kadar Amed ve Mardin şubesinde yönetim görevini üstlendi.
Şahmeran Kadın Platformu üyeliği, Yeşil Sol Parti Mardin il yöneticiliği, Özgürlük İçin Hukukçular Derneğinin Mardin Şubesi Eş Başkanlığı görevlerini yürütmüş olan DEM Parti Nusaybin Belediye Eş Başkan Adayı Gülbin Şahin Dağhan, ANF'nin sorularını yanıtladı.
Semire Nergiz ve Ferhat Kut, 2019'da kayyumdan borçlu bir belediye devralmışlardı. Sayıştay raporlarına yansıyan büyük usulsüzlükler vardı. Siz bu dönemde nasıl bir belediyeyi devralacağınızı düşünüyorsunuz?
Son iki dönemdeki eş başkanlarımız belediyeyi kayyumlardan borçlu bir şekilde devraldılar. Sayıştay raporuyla yapılan usulsüzlükler belgelendi. Belediyenin kaynaklarının nerelerde nasıl kullanıldığı, nasıl harcamalar yapıldığı o kayıtlara geçti. Araç kiralama meselesi bunun en bariz örneğiydi. Başka şehirlerden kiralanan araçların bedeli ile belediyeye onlarca araç alınabilirdi. Yine iktidara yakın grupların vakıflarına büyük miktarlarda bağış yapıldığı, belediye kaynaklarının bu kuruluşların kullanımına açıldığı biliniyor. Nusaybin'de seçilmişlerimizin belediyeyi yönettikleri süreçte hayata geçirdikleri kadın ve gençlik kurumlarının TÜGVA'ya, Gençlik ve Spor Bakanlığına, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına tahsis edildiğini gördük. Ancak bu tahsisler bina düzeyinde kaldı, buralarda ne kadın, ne gençlik çalışmaları yapıldı.
Mesela geçtiğimiz dönemde yapılan havuzun Gençlik ve Spor Bakanlığı'na tahsis edildiğini öğrendik. Burada kadınlar ve gençler yüzme öğreniyordu. Şimdi amacına uygun bir kullanımı yok. Kayyumların gasp odaklı, amacına ve halkın yararına olmayan bir işletme tarzı var. Maddi ve manevi olarak çok boyutlu bir tahribat var. Devralacağımız belediyenin borçlu olacağını, borcu yoksa dahi son anda borçlandırılacağını biliyoruz. Bu hep böyle oldu. Bunu halkımız da biliyor. Kayyumun verdiği hasarı, ancak belediye yönetimini devralacağımız zaman tüm boyutları ile görebileceğiz. Gerekli tespit ve raporlaştırma çalışmalarını yapacağız. Hızlı bir şekilde de belediyeyi asıl işlevine kavuşturmak için gerekli çalışmaları başlatacağız.
Nusaybin’in hemen karşısında silahların patladığı ve çatışmaların yaşandığı Qamişlo var, yatay mimari yerine yine güvenlik açısından riskli olan dikey mimariye yöneliş söz konusu. Yüksek katlı binalar ortaya çıkıyor. Yine kentte ciddi bir altyapı ve yeşil alan eksikliği var. İmar ve şehircilik faaliyetleri açısından neler yapmayı düşünüyorsunuz?
İmar kanununun hükümleri çok açık olsa da uygulamalar şehircilik faaliyetlerini değil rantı esas alan belediyeler ve kayyumlar tarafından çıkar doğrultusunda sürekli değiştirildiği için çarpık kentleşme dediğimiz durum ortaya çıkıyor. Sizin de bahsettiğiniz gibi şehir doğal genişleme yönü dışında büyüyor. Bu aynı zamanda ciddi bir güvenlik sorununu da ortaya çıkartıyor çünkü Nusaybin bir sınır kenti. Qamislo ile Nusaybin'i birbirine bağlayan tarihi bir doku, kültürel mekanlar var ancak bilinçli bir tahrip söz konusu. Bir çivinin dahi çakılmasının yasak olduğu yerlerin imara açıldığını görüyoruz. Bunun dışında kentin genişleme alanlarının belirlenmesinde çok ciddi bir tahakküm isteği var.
Yerleşim alanlarını kent merkezinden uzaklaştırarak, yüksek katlı binalara imar izni vererek kültürel dokudan koparma eğilimini de görüyoruz. Biz dikey yerine yatay mimariyi, sınır yönlü genişleme yerine fizibiliteye uygun genişlemeyi hedefliyoruz. Öncelikli olarak imar ve şehircilik alanında uzmanı kişilerden bir komisyon oluşturmayı hedefliyoruz. Bu komisyon hem tespit çalışması yürütecek, hem de çözüm önerileri ve planlamalar konusunda ön açıcı olacak. Meclisimizde onların tespit ve yönlendirmelerini belediyenin diğer birimleri ile koordineli bir şekilde tartışacağız, kararlarımızı bu şekilde alıp uygulamaya koyacağız.
Nusaybin Kurdistan için çok önemli bir belediyecilik modeli oluşturdu. Ayşe Gökkan ve Sara Kaya kadın belediyeciliği konusunda birçok çalışma yürüttü ve Nusaybin bir kadın kenti ilan edildi. Sizin kadın belediyeciliğine dair plan ve projeleriniz nelerdir?
Nusaybin kadın belediyeciliği açısından gerçekten öncü, fark yaratmış bir kent. Bunun böyle olmasında büyük emek göstermiş Ayşe Gökkan ve Sara Kaya hala zindanda. Sara Kaya'nın uzun tutukluluk süresinden dolayı tahliye edilmesi gerekiyordu ancak hala bırakılmadı. İkisini de sevgi ile selamlıyorum, en kısa sürede yanımızda olmalarını, kaldıkları yerden çalışmalarına devam etmelerini diliyorum. Ayşe Gökkan ve Sara Kaya, belediye başkanı oldukları dönemin anlayışlarının üstünde bir kadın duruşunu ve belediyecilik çizgisini ortaya koymuş isimlerdir. Bugün çalışma yürüttüğümüz mahallelerde halk hala Ayşe Gökkan'dan bahsediyorsa sebebi budur. Sara Kaya ve Semire Nergiz'i de bu silsilede ele almak gerekiyor. Ayşe Gökkan döneminde her mahalleye bir tandır kurulmuştu mesela, zorlu ekonomik koşullarda kadınların ev ekonomisine katkı sunabilmesi adına, doğrudan insan hayatına dokunan bir şeydi. Yaşam böyle böyle örülüyor, her alanda görerek, gözeterek, dokunarak.
Bu arkadaşlar kadının sosyal hayattan ekonomiye kadar yaşamın her alanında kendini güçlendirerek var edebilmesi için birçok projeyi hayata geçirdiler. Gulşilav Kadın Merkezi Ayşe Gökkan zamanında kuruldu. Burası kadınlar için çok boyutlu bir yaşam merkezi idi. Kadının aile içindeki konumundan şiddetle mücadeleye, cinsiyet bilincinden meslek edindirmeye kadar Gulşilav'da birçok çalışma yürütülüyordu. Kayyum atandığı her iki dönemde de ilk olarak burayı kapattı. Öncelikle burayı kuruluş esasına uygun olarak yeniden hayata geçireceğiz, daha da güçlendireceğiz. Kadınların yönetimde söz sahibi olduğu bir belediyeyi hedefliyoruz. Kadınların üretimde daha fazla yer aldığı, söz sahibi olduğu bir kenti inşa etmek istiyoruz. Kooperatifleri kadın odaklı bir şekilde hayata geçirmeyi planlıyoruz.
Sizce Nusaybin'de kayyumlar neyi hedefledi? Yaratmaya çalıştıkları tahribatın önüne geçmek için nasıl bir yerel yönetim anlayışını hayata geçirmek gerekiyor?
Nusaybin hep direnişçi kimliği ile bilinen bir kentti. Bu kültüre, bu kimliğe çok ciddi bir yönelim var. Kadınlar ve gençler üzerinden bu politikalar hayata geçirilmeye çalışılıyor. Nusaybin bir kadın kenti ilan edilmişti, kayyum atanan her iki dönemde de ilk yönelim kadın kazanımlarına ve kadın kurumlarına oldu. Gulşilav Kadın Merkezi'nden bahsettik. Kayyumların ilk kapattığı yer iki dönemde de burası oldu. Ardından da Mitanni Kültür Merkezi geldi. Buralarda uzun zamandır yalnızca iktidarın kimi toplantı, seminer ve panelleri yapılıyor. Yine gençlerimize büyük bir yönelim oldu. Bilhassa öz yönetim süreçlerinden sonra. TÜGVA üzerinden gençler iktidar çizgisine çekilmeye çalışılıyor. Amaç kimliğinden, özünden uzaklaştırma. Uyuşturucu ve fuhuş teşvik ediliyor.
Geçtiğimiz ay sosyal medyaya düşen görüntüler aslında konunun ne kadar ciddi boyutlara vardığını gösteriyor. Öncelikli hedefimiz tabi ki bu tahribatları en aza indirgemek. Kadın ve gençlik toplumun en önemli iki dinamiğidir. Biz çok sesli, çok temsiliyetli bir belediyecilik anlayışını savunuyoruz. Kadınların ve gençlerin yerel yönetimlerdeki yerlerini, yetki ve karar mekanizmalarında daha fazla yer almalarını sağlamayı hedefliyoruz. Kapatılan kurumlarımızı eskisinden daha donanımlı bir şekilde yeniden işler hale getireceğiz. Gençlerimize kendilerini var edebilecekleri, sosyalleşebilecekleri alanlar yaratacağız.
Nusaybin'de yerel seçim çalışmaları nasıl yürüyor? Halkın sürece ilişkin, duygu ve düşüncelerine, beklentilerine dair gözlemleriniz nasıl?
Yerel seçimlere dair halkın heyecanı, yüksek bir boyutta sahiplenme durumu var. Ön seçim sürecinden beri bunu görmek mümkün. İnsanımız kendi iradesinin temsil edildiğini görmek istiyor. Tabi bu noktada şunu belirtmek isterim, biz belediyemizi 1 Nisan'da kayyumun elinden resmi olarak alacağız. Ama belediyeyi asıl devralacağımız bizim seçilmişlerimiz olan Semire Nergiz ve Ferhat Kut'tur. Yönetim anlayışımızın beslendiği gelenek bellidir. Nusaybin'de yıllardır alternatif ve örnek bir belediyecilik hayata geçirilmeye çalışılıyor. Ayşe Gökkan'dan bugüne bir silsilede ifade edersek kayyumlar tam da bu yüzden Sara Kaya'nın, Cengiz Kök'ün ve sonrasında Semire Nergiz ile Ferhat Kut'un yerine atandı.
Kayyumun fiziki ve manevi tüm tahribatlarını giderme noktasında halkımızla birlikte, hep beraber çalışacağız. Bizim yerel yönetim anlayışımız tepeden değil, yatay ve katılımcı bir perspektifte. Kayyumlar tepeden indiği ve sadece merkeze hizmet ettiği için halk yıllardır görülmeyi, gözetilmeyi istiyor. Belediyenin kendi temsilcileri ile yönetildiğini, kendisine ait olan kurumların işleyişinin eskisi gibi devam ettiğini görmek istiyor. KHK ile kapatılan tüm belediye birimlerimizi yeniden kuracağız ve aktif olarak çalıştıracağız.