İşgale karşı Kasımca duruş gerekir

Kasım Engin’in anısına sahip çıkmanın yolu Başûrê Kurdistan’da ve her yerde Türk işgaline karşı topyekün toplumsal bir direniş geliştirmekle, işgalcileri Kürdistan’dan söküp atmakla mümkündür.

Erdoğan-Bahçeli faşist rejimi, bölge merkezli yaşanan Üçüncü Dünya Savaşını Kürtlere karşı kök kazıma savaşına dönüştürmüştür. Irkçı milliyetçi faşist rejim, Kürtlerin soykırımı üzerinden Misak-ı Milli planını uygulamaya koymuştur. Faşist rejimin Rojava ve Başûr Kürdistan’ına karşı geliştirdiği işgal harekatları Misak-ı Milli planının uygulanma biçimidir. Soykırımcı rejim, Rojava ve Başûrê Kurdistan’ı Türk uluslaşmasının yayılma alanları haline getirmek istiyor. Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî işgali ve sonrası yaşanan demografya değişimi, Kürtçe dil yasağı, günlük rutin uygulamalara dönüşen katliamlar, Rojava-Kuzey Suriye’yi ilhak etme çabalarının pratik adımlarıdır. Benzer bir durum Başûrê Kurdistan’da yaşanıyor. Başûr yönetimi Bradost alanında onlarca köyü ve kasabayı ırkçı Türk devletinin işgaline terk etmiştir.

Kuşkusuz Rojava’da ve Başûr’da yaşanan işgali aynı biçimde değerlendiremeyiz. Rojava’da işgale karşı çok büyük bir direniş geliştirildi. Binlerce savaşçı ve sivil insan şehit düştü ve yaralandı. Yediden yetmişe Rojava-Kuzey Doğu Suriye halkları, ayağa kalktı, direnişe katıldı. Bu direniş halen sürüyor. Ne yazık ki Başûr’da böyle olmadı. Bradost’ta ve Başûr’un diğer sınır hatlarında direnen sadece gerilla güçleri oldu. İşgalin geliştiği alanlarda halk kuşkusuz tepkisini gösterdi. Şeladizê direnişi yaşandı. Ağır bombardımanlara rağmen birçok insan köyünü terk etmedi, direndi. Onlarca sivil insan yaşamını yitirdi. Başûr halkımızın işgalcilere karşı direnişçi bir duruşu vardır, fakat bu direniş Rojava’da yaşandığı biçimiyle genelleşmiyor.

Başûr’da işgale karşı toplumsal direnişin genelleşmemesinin nedenlerini iyi anlamak lazım. Çok iyi biliyoruz ki Başûr halkımız Türk işgaline karşıdır, işgale karşı büyük bir öfke içerisindedir. Ancak bu öfke neden işgale karşı topyekün bir toplumsal direnişe dönüşmüyor? Aslında nedeni açıktır. Başûr yönetimi bu öfkenin toplumsal direnişe dönüşmesini engelliyor, halkın tepkisini bastırıyor. Türk işgalini meşrulaştıran bir siyaset yürütüyor. Başûr yönetiminin bu politikası Türk devletine daha fazla cesaret veriyor ve işgalin genişlemesine yol açıyor. Başûr yönetiminin bu politikalarının halkımıza zararı büyük olduğu kadar kendisine de bir faydası yoktur. Başûr yönetimi işgalciye güç veren, yol açan politikasıyla Başûr kazanımlarını tehlikeye atıyor, kendi meşruiyetini zayıflatıyor ve itibar kaybına uğruyor.

Irkçı Türk devleti ve mevcut faşist hükümeti, Kürt halkının baş düşmanıdır. Kürt halkına karşı yürüttüğü soykırım saldırılarıyla-faşizmle kendisini ayakta tutuyor. Erdoğan-Bahçeli devletinin MİT’i ve askeri, Türkiye’nin herhangi bir şehrinde ve bölgesinde nasıl hareket ediyorsa aynı rahatlıkla Başûrê Kurdistan’da hareket etmemelidir. Başûr yönetimi MİT’in ve askerinin korumalığını yapmamalıdır.

Türk MİT’i Başûr halkı içerisinde yoğun bir ajanlaştırma faaliyeti yürütüyor. Bu işi Başûr’daki istihbarat örgütlerinin desteğiyle yapıyor. Bazı alanlarda Başûr’daki istihbarat kadroları MİT ile birlikte Kürt gençlerini avlamak için çalışıyor. Onlarca gerilla ve gerilla komutanları Başûr istihbarat örgütlerinin MİT’le ortak yürüttükleri çalışmalar sonucu şehit düşürüldü. 27 Mayıs tarihinde Bradost alanında şehit düşen büyük devrimci Kasım Engin’in şehadeti de bu alçakça işbirliğin sonucu gerçekleşti.

Kasım Engin yaşamını halkının özgürlüğüne, ihanete ve soykırımcı-sömürgeci düşmana karşı mücadeleye adamış büyük bir devrimciydi. İhanetçi-işbirlikçi çizgiye karşı derin bir nefret duyarak mücadele etti. Kürt halkının ulusal birliği için gecesini gündüzüne katarak çalıştı. Kasım Engin, Kürt ulusal birliğinin önünde en büyük engel olarak ihanetçi-işbirlikçi çizgiyi gördü. Ne büyük bir acıdır ki kendisi de ihanetçi-işbirlikçi güçlerin desteğiyle vuruldu. Kasım Engin’in şehadeti soykırımcı işgalci Türk devletine ve işbirlikçilerine karşı topyekün ulusal bir isyan gerekçesidir.

Halkımız Kasım Engin’in anısına sahip çıkmalıdır. Kasım Engin’in anısına sahip çıkmanın yolu Başûrê Kurdistan’da ve her yerde Türk işgaline karşı topyekün toplumsal bir direniş geliştirmekle, işgalcileri Kürdistan’dan söküp atmakla mümkündür. Başûrê Kurdistan’da halkımız Türk işgaline ve işbirlikçilerine karşı mücadelesini yükseltmelidir. Soykırımcı-işgalci Türk devletiyle işbirliği yapan, bu halkın en değerli evlatlarını üç kuruş para için katleden soysuzların ve düşkünlerin hayat damarlarını kurutmalıdır. Bu hain ve alçak tiplere yaşam şansı tanımamalıdır. Halkımız soykırımı meşrulaştıran, katliamların önünü açan yönetim anlayışına karşı mücadelesini büyütmeli, herkesi ulusal çıkarlar temelinde birliğe çağırmalıdır.