Baas rejiminin provokasyonları

Baas rejimi inkarcı, Kürdü yok sayan, Türk faşist rejimine özenen tavır, tutum ve uygulamalarından vazgeçmelidir. Tam da bu beklenirken Qamişlo’da geçtiğimiz hafta özerk yönetime bağlı asayiş üyelerine saldırdılar.

Kürtler DAİŞ ile savaşarak tüm dünyaya seslerini duyuran direniş ve özgürlük destanı yazdı. Büyük bedeller verip, tüm dünyayı başlattıkları özgürlük türküsüne kattı. Suriye toprakları her ulustan insanın emeğiyle, teriyle ve kanıyla yeniden yeşertilirken, Baas rejimi tüm sessizliğiyle dinledi, izledi. Ve bu dönemlerde Baas rejimi küçülerek neredeyse yok olma düzeyine geldi. Kürtlerin bu devrim yılları boyunca Suriye halklarının varlığı, güvenliği ve özgürlüğü için direndiği, savaştığı, bedel verdiği ve zaferler kazandığı dünya insanlığının bildiği, tanıklık ettiği bir gerçek.

Ancak bu gerçek Baas rejiminin kabulleneceği bir gerçek olamadı henüz. Çünkü Baas rejimi, kendini milliyetçi Arap hegemonik anlayıştan kurtarmış değil. Bundan dolayı da Kuzey-Doğu Suriye özerk yönetimiyle görüşmeler başlatılarak demokratikleşmenin adımlarını atması gerekirken, Baas rejimi tüm dünyanın kabul ettiği direnişi yürüten Kürtleri inkar ederek eski moduna geri döneceği yanılgısını yaşıyor. Baas rejimine göre Rojavalı Kürt yok, Suriye sınırları içinde yaşayanlar misafir. Bu nasıl bir misafirlikse, ev sahibi kendi dilini öğretmiş tüm misafirlere!

Misafire zor uygulamış, işkence etmiş, misafiri inkar etmiş, zorla dilini ve kültürünü öğretmiş, canı istediğinde de vurup öldürmüş. Meğer Bakur'da karların üzerinde kart kurt diye sesler çıkararak yürüyenler, oradaki uzun kışlarda üşümüşler, göçmen kuşlar gibi Güney'e inmeye karar vermişler. Gide gide Suriye devleti kurulduktan sonra Güney'e gitmişler ve Suriye’nin Kuzeyi'ne misafir olmuşlar. Ne hikmetse ondan önce kar-kış onları üşütmüyormuş. Bir de misafirliğe gitmişken, ev sahiplerinin dilini, kültürünü öğrenelim ne olur ne olmaz demeden başlarında sopayla onlara dayatılanı kabul etmişler.

REJİM KÜRTLERE SALDIRMAKTAN VAZGEÇMELİDİR

Hikayeyi ve ironiyi uzatmaya gerek yok. Bu ucuz milliyetçi söylemler Baas rejiminin kaybettiklerini ikiye katlıyor. Ne yazık ki, kazanımın savaşmak kadar demkoratikleşmekle mümkün olduğunu bilmemek, Baas rejiminin sonunu getirecek gibi görünüyor. Zor bela dış güçlerin desteğiyle ayakta durmak bir yana, içteki toplumsal zenginliğe, büyüklüğü dayanmamak, bunu esas almamak bu rejimin zihniyet olarak bitişini getirecek. Baas rejimi inkarcı, Kürdü yok sayan, Türk faşist rejimine özenen tavır, tutum ve uygulamalarından vazgeçmelidir. Tam da bu beklenirken Qamişlo’da rejim güçleri özerk yönetime bağlı asayiş üyelerine saldırdı.

Bu taciz saldırılarıyla, Baas rejiminin çözümden, demokratikleşmeden, toplumun gücüne inanmaktan ne kadar uzak olduğunu bir kez daha gösteriyor. Başta Arap toplumu olmak üzere Baas rejimi halklara saygı duymayı, onların varlığını kabul etmeyi ve büyütmeyi öğrenmelidir. Varlığı yokluğu belli olmayan bir rejimin büyük bedeller sonucu kendi sistemini inşa eden Kürtlere böyle tacizler uygulaması büyük bir düşüştür. Kürtlerin üçüncü yol dedikleri demokratik uluslaşma seçeneğini kendi söylem ve eylemleriyle ateşe atmamalı, bu saldırılardan vazgeçmelidir.

Bu saldırılar Baas rejimini büyütmüyor, Kürtleri de bitiremeyecek. Tam tersine, Baas rejimi bu saldırılarla küçülüyor, Kürtler ise birleşiyor, büyüyor, dahası diğer halklarla Araplarla, Ermenilerle, Süryanilerle birleşiyor ve ülkenin gerçek sahipleri olduklarını sadece etnisiteyle değil, politikalarıyla da gösteriyorlar. Ve daha ötesi bu saldırılar devam ederse, Kürtlerin Baas rejimine karşı demokratik birlik ve demokratik Suriye anlayışına da saldırılmış oluyor.

DEMOKRATİK SURİYE REJİMİNİN İNŞASI İÇİN ADIMLAR ATILMALI

Baas rejimi Türk iktidarına özenip Kürtlere düşmanlık yapmamalıdır. Bundan vazgeçmek için bu dönemden daha uygun bir dönem yoktur. Çünkü bu dönem Kuzey-Doğu Suriye'de Kürt, Arap, Süryani halklar arasında kardeşliğin, ortaklaşmanın ve ortak vatan inşasına inancın en derinden yaşandığı dönemdir. Ve böyle dönemler, toplumsal zihniyet dönüşümlerinin yaşandığı, yine yeni inşalara en fazla imkan veren dönemlerdir. Tam da bundan dolayı Baas rejimi de son on yıldır kaybettiği itibarını salt dışa dayanarak değil de iç dinamiklerle birlikte inşa etme fırsatı yakalamıştır. Baas rejimi bu fırsatı doğru değerlendirmelidir. Doğru değerlendirmemek, Baas rejimi açısından siyasal intihar olacaktır.

Bu son dönemde asayiş üyelerine saldırı yapılması, Kürtlerin provoke edilmesinden başka bir şey değildir. Mart ayı boyunca Kürtlerin geliştirdiği aktiviteler, Qamişlo katliamını kınama eylemleri, irade beyanı ve özerk yönetimi sahiplenme kararlılığı Baas rejimini öfkelendirmiş gibi görünüyor. Yıllar önce provoke edilerek çatıştırılan futbol takımları yerine aynı takımları temsilen dostluk maçları yapıldı. Bu durum, bu kardeşlik, bu demokratik ulus ortak paydasında buluşma kimi tehdit edebilir? Ancak egemen zihniyetli iktidarcı yapılanmaları tehdit edebilir.

Oysa o katliam yaşandı, devletin kışkırtmasıyla yapılan katliam kınandı ve bir daha olmaması için Kürtlerin büyük hassasiyeti ve Suriye’nin demokratikleşmesi direnişi sayesinde bugün tarihsel Kürt, Arap barışının, kardeşliğinin, ortaklaşmasının zemini yaratıldı. Baas rejimi, bunu doğru değerlendirmeli, Kürtlere düşmanlık etmekten uzak durmalı ve demokratik Suriye’nin inşası için adımlar atmalı.