Kışkırtma!

Her gün yeni bir provokasyonla güne uyanıyoruz artık. Bu coğrafyada özgür Kürdün büyük bedeller ödeyerek elde ettiği bir karış toprak bile çok haince planların hedefine giriyor...

Eğer özgür Kürde aitse dağ devrilsin, su kurusun, toprak yansın isteniyor. En ıstırap verici olanı da en insan yanlarımız itici bir sinsilik ve tiksinç bir izan ile KIŞKIRTILIYOR! Kışkırtılıyoruz!

KDP’nin son zamanları büyük bir kışkırtma operasyonunun hazırlığı ile geçmiş anlaşılan. Bu kışkırtma planlaması için çok tartışılmış, çok çalışılmış. Bütün kurumları ile KDP, hiçbir ölçü ve hassasiyet dinlemeden PKK’ye karşı MİT tarafından kendisine tembihlendiği gibi ‘KIŞKIRTMA’ üzerine kurmuş oyununu. “Siz PKK’ye karşı her türden provokasyonla süreci çatışmalı hale getireceksiniz. Gerisi bizde!” denmiş. Bütün olup bitenler bundan ibaret değil mi? Yaşananlar KDP ve MİT’in ardı arkası kesilmeyen toplantılarında bu biçimde veya buna yakın cümlelerle el sıkışıldığını göstermiyor mu?

Bu kışkırtma ya da diğer ismiyle provokasyonların uzun bir geçmişi var ama Zinî Wertê güncel anlamıyla bir mihenk taşı oldu. Kandil’e karşı keşif ve operasyon üssü rolü oynayacak en stratejik tepelerden biri işgal edildi. Çatışma-ölüm burada cereyan etsin istendi. Ama neticede ‘PKK sabrı’ galip geldi. Bununla birlikte birer MİT kurumu gibi Anti-PKK kimlikli bir kontra yapılanması olarak işletilen Rudaw ve K24, yayınlarıyla kışkırtmaları derinleştirilip, süreklileştirdi. Küfürler edildi, yalanlar söylendi. Gerillanın varlığını karalayan, Türk işgalciliğine meşruiyet yaratan, Güney halkındaki PKK sempatisini hedefleyen asparagas haberler üretildi, algılar inşa edilmek istendi. Türk ordusunun işgaline kapı sonuna kadar açılarak Güney Kürdistan bir Türkiye eyaleti haline getirildi. Yeni TC karakolları kurulmasına ön ayak olundu. Zaten Türk ordusunun ‘97 yılından bu yana var olan onlarca askeri üssüne onlarcası daha eklendi. Tüm gerilla eyaletlerinde Türk MİT’i ile KDP ortak operasyon birimleri kurdu ve Türk savaş uçakları ile koordineli çalışan onlarca ajan yapı kırsal alana yerleştirildi. Bunların sonucu olarak onlarca Kürt evladı-PKK gerillası yaşamını yitirdi. Tüm bunlar karşısında bugün birçok çevrenin diline doladığı itidal, diyalog ve sabırla PKK üzerine düşeni yaptı. Provokasyona gelmedi, çatışmadan kaçındı.

Kışkırtma bunlarla sınırlı kalmadı. Gerillayı kuşatmayı hedefleyen her girişim denendi. Önce Xinêre, Goşîne ve Helgûrt alanlarına güç takviyesi yapıldı. Ardından KDP desteğiyle Türk ordusunun Haftanin işgali gündeme girdi. Bu işgal sırasında yeni bir kışkırtma Haftanin’in güneyinden yapıldı. Gerillaya karşı KDP yığınakları ile sınırlar çizildi, yollar kesildi. Bir çatışma olsun istendi ama olmadı. PKK bu oyuna gelmedi. Ardından onlarca kirli görüşmenin sonucu olarak bir uluslararası plan haline getirmeyi başarabildikleri Şengal planı devreye girdi. Şengal’e yönelik yakın bir zamanda sonuçlarıyla yüzleşeceğimiz bir işgal planı devreye konuldu. Son olarak Gare’yi kuşatmaya almak için KDP ciddi bir savaş hazırlığına girdi. Bu kez KDP hırslıydı ve kışkırtmada ısrarcıydı. Zırhlılarla, yüzlerce silahlı güçle gerilla güçlerinin üslendiği kampların içine kadar girilmek istendi. Zinî Wertê’den sonra Gare provokasyonu bir başka dönüm noktasıydı. Ama bu kışkırtma da şimdilik tehlikeli boyutlara varmadan aşıldı.

Ancak görülen o ki bu kışkırtma durmayacak. Bu provokasyon “görev tamamlanıncaya kadar” sürecek! Neticede sahadan gelen bilgiler ‘telkin’ ‘diyalog’ ‘çözüm’ ‘bölgesel yönetime saygı’ ‘kardeş kavgasını haram kılmak’ gibi kavramlarla esen havanın altında işbirlikçi kışkırtıcılığın icraatlarını hız kesmeden hem de sinsice sürdüğünü gösteriyor. Haftanin’den sonra yeni operasyon bölgesi olacağı anlaşılan Metina yeni provokasyon sahası olarak seçilmiş durumda. Kısa bir süre içerisinde Metina alanına bağlı Tepe Orte’ye (Gavnarkê – Kanimasi hattı) Ağustos ayında güç yerleştiren KDP şimdi burada Safarya köyüne de yeni bir askeri nokta kurdu. Yine bu alanda Ciditke köyünde yeni askeri nokta inşa edilirken, Bekulke köyü civanlarında bulunan iki tepeye de üslendi. Qumri köyünün güneyi ve Gire Casus’ta var olan askeri noktalara yeni takviyeler yapıldı ve bu üsler tahkim edildi. Metina’nın batısında bulunan ve Çiyaye Spî alanına açılan Sere Metina’da Banke köyü Zerevanî gücü tarafından tutuldu. Erize köyü ve Şirte köyünde yeni KDP noktaları tesis edildi. Yine Amediyê boğazı civarlarına 2 yeni askeri nokta kurularak doğudan Tepe Hakkari güneyden Amediyê, Metina bölgesinden koparılmak için hazırlanıldı.

KDP bunları PKK’nin sabır ve diyalogdan yana tutumunu suistimal ederek fiili bir ortamda gerçekleştirdi. Hadi bunlar da çatışmaya ve ölüme yol açmayan bir sağduyuyla aşıldı diyelim. Peki yeni planlamalar?

Sahadan elde edilen bilgiler biri 15 Ekim’ de Batufa’da Türk ordusuna ait askeri üste, bir diğeri 27 Ekim’de Barzan bölgesinde gerçekleşen iki toplantıyla yeni planlamalara gidildiğini gösteriyor. Bu planlamalara göre Bosele’de 2, Derkare’deki Ecem alanında 2 nokta yapılacağı kararlaştırıldı. Ayrıca uzun bir dağ silsilesi olan Kerê silsilesinde 4 nokta yapılacağı da alınan kararlar arasında. Toplantıda karar altına alınan yeni üs girişimleri bunlarla sınırlı değil. Bu planlamaların ardından KDP güçleri Metina’nın tam ortasında bulunan Tepe Orte’nin Qela Saddam bölgesine, Brifka köyü üçgenine, Bazif Köyü civarlarına, Tirwaniş- Şimayla köyü arasına (Grê Bêtene) girecek ve buralarda yeni karakol ve askeri üsler kuracak. Bunlar da bitince yenileri kurulacak. Kurulacak da kurulacak… Peki sonuçta ne olacak?

Tüm bunlar gösteriyor ki gerçekten iyi niyetli itidal ve sağduyu çağırıları yetmiyor. Bu çağırıların ve KDP özel savaş basının yarattığı manipülatif haberlerden oluşan bu puslu ortamda KDP fiili olarak ‘süreci’ işletiyor, ‘görevini’ icra ediyor. Bu provokatif ortam ilmik ilmik örülüyor. Bu ortamı değiştirmek için KDP’ye geri adım attırmaktan başka çare yok. Bu da ancak KDP’ye karşı sahada karşılığı olan ‘RADİKAL DEMOKRATİK ULUSAL TAVIR’ ile mümkün olabilir.

Sabah nasıl bir kışkırtma ile uyanacağımızı bilmiyorum. KDP gerilla alanlarının her karışına kışkırtma ve provokasyonun tohumlarını ekmiş durumda. Yaprak düşse dağ devrilecek bu gerilimi bile isteye o yarattı. Bu provokatif ortam değişmedikçe itidal ve sabır ihanetin bu ton çeken yükünü daha fazla kaldıramaz.