Maxmûr kampı yeni saldırıları da boşa çıkaracak!

Maxmûr kampının direnişçi halkı nasıl ki 28 yıldır kendilerini hedef alan plan ve konseptleri yerle bir etmişse, bu saldırıyı da direniş ve mücadelesiyle boşa çıkaracak.

Şehit Rüstem Cûdî Kampı, diğer adıyla Maxmûr sıradan bir kamp değil. Kamp kendine özgür ve onurlu bir yaşam seçerek, faşist devlete karşı başkaldırdı. Haksızlığı kabul etmedi. Onurlu bir yaşamı seçerek, uğrunda ne gerekiyorsa göze aldı, hakikat ve doğruyu takip etti. Eğer bir yaşam olacaksa, şerefli, onurlu ve başı dik bir yaşam olmalı dediler. Kendi kimliği, kültür, ahlak ve varlığıyla yaşayacağı özgür bir yaşam için, her şeyi göze alarak, bu kutsal yaşamı seçti.

Şehit Rüstem Cûdî Kampı bütün zorluk, açlık, ölüm, talan, kampın yakılması, gözleri önünde kafa kesmelere, kaç defa kampı değiştirmek zorunda kalmalarına rağmen, canlarından can verdiler ama ilkelerinden hiç taviz vermediler. 28 yıldır sadece kendileri için değil, bütün Kürt halkı için direnerek mücadele ediyorlar. Akrep ve yılan yuvası olan Maxmûr’u yaşam ve ümidin yurdu yaptılar. Kamp halkı gittikleri her kampta kendini örgütledi, mücadeleci ederek yaşamlarını buna göre kurdular. Hiçbir şey bilinçli yaşam kadar kutsal ve değerli değildir. Kamp halkı da kendileri için bu kutsallık ve değerliliği esas aldı.

Kamp halkı mülteci olup Güney Kürdistan yollarına düştüğünde, burası da Kürdistan’dır, bizim yurdumuz ve ülkemizdir, düşmanlarımızın topraklarına yaşayacağımıza, kendi ülkemizin parçasında yaşayalım dediler. Evet, orası da Kürdistan’dı ve onların da yurduydu. Ama bilmedikleri bir gerçek vardı ki PDK Kürt halkının düşmanlarından daha fazla tehlikeliydi ve PDK de Kürt kırımının konseptinde yer almaktaydı.

Faşist Türk devleti tarafından yürütülen plan ve konseptler, özellikle de ‘Çökertme planı’ hala devam etmektedir. PDK ve Irak bu plan ve konseptin uygulayıcısıdırlar. Şüphesiz ki direniş yurdu Şehit Rüstem Cûdî Kampı, Kürt halkının düşmanları için büyük bir korku kaynağıdır. Burada toplum kendisini yönetmekte, demokratik ulus bilincine göre yaşayıp, demokratik ulusun politik ve ahlaki toplum modeline sahiptir. Bu yüzden de her zaman faşist Türk devletinin hedefi olmaktadır. Türk devleti için en iyi Kürt, ölü, köle, işbirlikçi ve ihanetçi Kürt’tür.

Kampa karşı yapılan bütün uygulamalar, bize şu gerçeği gösteriyor hem PDK hem de Irak Türk devletiyle beraber kirli ittifaklara girmiş bulunmaktadır. Bir yandan özel savaş, bir yandan da psikolojik, haydutvari yöntemler, açlıkla terbiye etme ve diğer taraftan da hava saldırıları. Şüphesiz ki bu çökertme planını işbirlikçiler eliyle yapmak istiyorlar ve bu plan geniş bir şekilde devam etmektedir. Bu planın en temel hedeflerinden birisi de Kürtlerin bütün kazanımlarını tasfiye etmek ve Kürtlerin elde edeceği statüyü engellemek içindir. Direniş kampı da Kürt halkının özgürlük hareketi tarihinin bir parçasıdır.

2019 yılında kampa karşı planlanan ‘Çökertme planı’ PDK işbirlikçileri eliyle başlatıldı. Kampa giden yolları kapatarak, kampı açlıkla terbiye ve teslim almak istediler. Eğer bu şey gerçekleşirse kamp dağılacak, eğer gerçekleşmezse özel ve psikolojik savaş yoluyla, kamp içinde bu atmosferi yayacaklar. Faşist Türk devleti hava saldırılarını devam ederek, korku ve panik yaymaya çalışacak. Şüphesiz hiçbir planları tutmadı, istedikleri şeyler yerine gelmedi ve boşa çıktı. Şimdi de Irak devleti bunu yapmak istiyor.

27 Aralık 2021’de Irak güçleri kampın etrafını telle sarmak istedi ama kamp halkı buna karşı çıktı. Kamp halkı her ne kadar bunu engellediyse de tehlike devam etmektedir. Son günlerde aşağı Maxmûr’da birçok askeri kule inşa edilmiş. Bunlar ne anlama gelmektedir, bununla neyi hedeflemek istiyorlar?

Her gün Güney Kürdistan ve Irak’ta DAİŞ çeteleri köylerde ve sınırda, sivil halka saldırmaktadır. Neden bu bölgelerin güvenliğini daha güçlendirmiyor ve buraları korumuyorsunuz? Neden böyle bir süreçte bu askeri kuleler buraya getirildi? Bu sorular çoğaltılabilir.

Ancak tüm bunlar Hewlêr, Bağdat ve Ankara’nın kampa dair kirli planlarının olduğunu gösteriyor.

Direnişçi kamp halkının gerçeği nasıl ki 28 yıldır onlara karşı yürütülen plan ve konseptleri yerle bir etmişse, bu saldırıyı da direniş ve mücadelesiyle boşa çıkaracak. Başarı iddiaları yeterince güçlüdür. Ne olursa olsun kazanımlarını, statülerini ve örgütlülüğünü koruyacaklar.