Newroz halkı tecridi kırma hamlesi yapacaktır

2019 Newrozu bu yönüyle bir var olma Newrozu, halk olarak Kawalaşma Newrozu olarak görülmeli. Kürt halkı bu Newroz’da soykırımcı güçlere Newroz halkı, serhildan halkı olduğunu göstermelidir.

2019 yılı Newrozu bu yıl çok önemli bir dönemde gerçekleşecek. Bir taraftan ‘Tecridi kıralım, faşizmi yıkalım, Kürdistan’ı özgürleştirelim’ devrimci hamlesinin önemli bir parçası olacak, diğer taraftan 31 Mart seçiminde Kürt halkının AKP-MHP faşist iktidarına karşı tutumunu ortaya koyacak. 2019 Newrozu Kürdistan yoktur, diyen AKP-MHP faşist iktidarına bir şamar gibi inecek.

Newroz Kürt halkı için çok derin, kapsamlı bir anlama sahiptir. Demirci Kawa’nın zalim Dehak’a karşı mücadelesinin bir Newroz destanı olması Newrozun Kürtler için anlamının birlik ve direniş olduğunu ortaya koyar. Bu direniş destanı ve kültürü bin yıllardır zulme karşı direnişle daha da zenginleşip kapsamlılaşarak yenilmez bir direniş iradesi ortaya çıkarmıştır. 1990’lı yıllardan sonra gerçekleşen serhildanlar ve ödenen bedeller Kürt halkını Newroz halkı yapmıştır. Kürt halkı Newroz halkıdır. Newroz halkı demek yenilmez direnişçi halk anlamına gelmektedir. Nitekim on yıllardır her türlü baskı, zulüm ve katliamlar yapılmasına rağmen Kürt halkı daha fazla çelikleşmektedir. Son yıllardaki yoğun baskılara karşı Kürt halkının dimdik ayakta olması bu gerçekliğin kanıtıdır.

1980’nin sonu ve 1990’lı yılların başında gerçekleşen serhildanlar şehit Bınevş Agal(Berivan)’ın özgürlük tutkusuyla gerçekleşmiştir. 1990’lı yıllardan itibaren tüm şehadetler serhildanla karşılanmıştır. Zekiye Alkan ve Rahşan Demirel de kendilerini Newroz meşalesi yapmışlardır. Avrupa’da da Ronahi ve Berivan yoldaşlar da Newroz ateşini harlandırmışlardır. Kemal Kurkut da Newroz coşkusunu yüksek düzeyde yaşadığı için katledilmiştir.

1990’lı yılların başından bugüne öyle görkemli Newrozlar gerçekleştirilmiştir ki, her Newroz Kürt halkının özgürlük tutkusunu daha da güçlendirmiş, özgürlüğü için direnen bir halk gerçekliği ortaya çıkarmıştır. Leyla Güven böyle bir halkın öncülerinden olarak Kürt’ün özgürlük tutkusunu dost düşman herkese göstermektedir. Kendi şahsında yaratılan halk gerçekliğini gözler önüne sermektedir. Bu açıdan Leyla Güven tek bir kişi değildir. Kadın özgürlükçü bir toplumun iradesinin ortaya konulmasıdır. Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ın “Teslimiyet ihanete direniş zafere götürür” ilkesini ve tutumunu AKP-MHP faşizminin en saldırgan olduğu dönemde göstermiştir. Bu duruşuyla Kürt halkını ve demokrasi güçlerini teslim almaya çalışan AKP-MHP faşizmine karşı mücadele çağrısı yapmıştır.

Bugün Leyla Güven’in öncülük ettiği direnişi kıralım, faşizmi yıkalım direnişi tarihi bir özgürlük hamlesine dönüşmüştür. AKP-MHP faşizmi zalim Dehak gibi baskısını görülmedik düzeyde artırmıştır. Önüne ne kadar engel konursa konsun bu öfke AKP-MHP faşizmini mutlaka yenilgiye uğratacaktır. Tayyip Erdoğan Kürdistan diye bir coğrafya yoktur, diyerek Kürt soykırımı zihniyetini ortaya koymuştur. Kürdistan’ı Türk uluslaşmasının yayılma alanı haline getirme zihniyetini açıkça ifade etmiştir. Tayyip Erdoğan Kürt soykırımı zihniyeti ve politikasını daha önceki Türk siyasi elitinin yapmadığı bir biçimde gizlemeye gerek duymadan ilan etmiştir. Kürt halkı yüz yıldır, on yıllardır Kürdistan’da özgür ve demokratik yaşam mücadelesi verirken, Kürdistan yok, denilmesi ideolojisi ve düşüncesi ne olursa olsun tüm Kürtlere savaş açmaktır. Dolayısıyla 2019 Newrozu bu soykırımcı zihniyete ve iktidara cevap verme Newrozu olacaktır. Farklı düşüncelere sahip olsalar da tüm Kürtler bu Newroz’da omuz omuza faşizme karşı duruşlarını göstereceklerdir. Çünkü saldırı tüm Kürtleredir.

AKP-MHP faşizmi sadece Türkiye ve Bakurê Kürdistan’da saldırmıyor. Kürtlere her yerde saldırıyor. Tüm Kürtlere düşman olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Başurê Kürdistan referandumu, Efrîn işgali, Kerkük işgali sırasındaki tutumu ve Rojava’ya sürekli saldırması bu iktidarın Kürt düşmanlığını gözler önüne seriyor. Kafasını kuma gömmeyenler, gözünü ve kulağını kapatmayanlar için AKP, Tayyip Erdoğan Kürt düşmanıdır. Tayyip Erdoğan’ın Kürt düşmanı olduğunu görmek için Kürtlerin soykırıma uğramasını ve bu temelde Kürdistan gerçeğinin yok edilmesini beklemek mi gerekiyor?!

Newroz, ölüm sınırına gelmiş açlık grevleri günlerinde kutlanacak. Tüm Kürt halkı ve demokrasi güçleri tecridi kıralım, faşizmi yıkalım haykırışlarıyla meydanları dolduracak ve AKP-MHP faşist iktidarını sallayacaktır. AKP-MHP iktidarının sonunun yakın olduğunu herkese gösterecektir. Bu açıdan her yerde Newrozların güçlü geçmesi ve soykırımcı bu faşist iktidara güçlü bir cevap verilmesi gerekiyor. AKP-MHP faşist iktidarının hiçbir tehdidi ve baskısı buna engel olamaz. Zaten Newroz günlerinde Kürt halkının özgürlük tutkusunu, iradesini ve direnişini hiçbir güç engelleyememiştir. Newroz ruhu baskıları da kurulan barikatları da aşar. Çünkü Leyla Güven ve direnişçilerin ruhu o gün her Kürt’ün beyninde ve yüreğinde olacaktır. Binlerce yıllık direniş ruhunun yarattığı Newroz halk gerçekliği kendini ortaya koyacaktır.

2014 Çöktürme Planının uygulama talimatında Kürt şehirlerinin yakılıp yıkılması ve buraların Kürtlerin bir daha dönmeyecek hale getirilmesi talimatı verilmiştir. Bu talimatla Erdoğan’ın Kürdistan yoktur, söylemi aynı zihniyetin ifadesidir. Önder Apo üzerinde uygulanan 5 Nisan 2015 tarihli tecritten bu yana Kürt halkı üzerinde bir soykırım saldırısı uygulanmaktadır. Bu açıdan tecride karşı mücadele bu soykırım politikasına karşı bir mücadeledir. AKP-MHP faşizmine karşı mücadele soykırıma karşı bir mücadeledir. Halkımız ve demokrasi güçleri bu gerçeği iyi anlamışlardır. Bu açıdan bu Newroz’da AKP-MHP faşizmine karşı duruşlarını ve mücadelelerini ortaya koyacaklardır.

2019 Newrozu Kürt tarihi açısından çok kritik bir dönemde gerçekleşecek. AKP-MHP faşizmi tam tamına Devrimci Kawa öncülüğünde direnilen Dehak despotizmine benzemektedir. Hatta tüm despotların Kürt düşmanlarının ruhunu kendi içinde barındıran bir faşizm bulunmaktadır. Bu açıdan 2019 Newrozu bu yönüyle bir var olma Newrozu, halk olarak Kawalaşma Newrozu olarak görülmeli. Kürt halkı bu Newroz’da soykırımcı güçlere Newroz halkı, serhildan halkı olduğunu göstermelidir. Faşizme karşı demokratik devrim, sosyal devrim, kültür devrimi, ulusal devrim, bir bütün olarak diriliş devrimini gerçekleştiren bir halk olduğunu ayağa kalkarak hatırlatmalıdır.

Bu Newroz Türkiye ve Kürdistan’da çok kritik önemde bir seçim öncesinde kutlanacak. 31 Mart seçimi de faşizme karşı bir mücadele platformu haline gelmiştir. AKP-MHP faşizmi Kürt halkının demokratik siyasi iradesine karşı bir savaş açmıştır. Milletvekili, belediye eşbaşkanları, HDP-DBP parti yönetici ve üyelerini zindana atmıştır. Bu nedenle 31 Mart yerel yönetim seçimi Kürt’ün siyasi iradesini tanımayan faşist iktidara karşı bir isyan seçimi olacaktır. Çünkü HDP’ye, DBP’ye, milletvekili ve belediye eşbaşkanlarına saldırı doğrudan Kürt halkına saldırıdır. Kürdistan’da demokratik siyasi partiler serhildanlar partisi, Newroz partileri olarak ortaya çıktı. Newrozlar temelinde gerçekleşen serhildanlar Kürdistan’da demokratik devrim gerçekleştirdi. Halk siyasi irade olarak tarih sahnesine çıktı. Buna dayalı olarak da HEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTP, DBP kuruldu. Bunlar masa başında yada bir yerlere başvurularak değil serhildanlarla kurulmuş partilerdir. HDP de Türkiye’deki demokratik devrimci birikimi bünyesine alan böyle bir partidir. Bu çerçevede HDP’ye saldırı Kürt halkına ve Türkiye’nin demokrasi güçlerine saldırıdır. Bu açıdan 31 Mart seçiminde Kürdistan’dan kayyumları kovmak; Türkiye’de AKP’yi belediyelerden çıkarmak önemli bir demokratik devrimci duruş ve mücadele olacaktır.

Kürtler için 31 Mart seçimi daha da önemli ve anlamlıdır. Kürdistan var diyenlerle, yok diyenlerin mücadelesine dönüşmüştür. Kürt’ün soykırıma dur deme duruşu haline gelmiştir. Bu seçim sadece kayyumlar kovulup eşbaşkanlıklar kazanılmayacak, aynı zamanda Kürt ve Kürdistan vardır diyenlerin kazanacağı; kayyumlar ve Kürdistan yok diyenlerin kaybedeceği bir seçim olacaktır. Dolayısıyla kendine Kürt diyenler, Kürt olduğunu söyleyenler, Kürtlüğünü kabul edenler AKP’ye Kürdistan’da kırmızı kart göstereceklerdir. Siyasi düşüncesi ne olursa olsun, tüm Kürtler partili kayyum olacak AKP adaylarına oy vermeyecektir. Bugüne kadar AKP’ye oy verenler de elim kırılsaydı da AKP’ye oy vermeseydim diyerek, HDP adaylarına oy vereceklerdir. Çünkü bu seçim Kürt’ün var olma ve onur seçimi haline gelmiştir.

Kaynak: Yeni Özgür Politika