İşçi sınıfından Öcalan için çağrı var

Öcalan’a Özgürlük Kampanyası direktörü Matt Nathan: “Şu anda bu ülkenin işçi sınıfından  Abdullah Öcalan’ın derhal serbest bırakılması konusunda gözardı edilemeyecek büyüklükte bir çağrı var.”

Matt Nathan, Öcalan’a Özgürlük Kampanyası direktörü ve Islington Belediyesi meclis üyesi. “Geçtiğimiz yıl, aslında sıkı örülen ilişkilerimizi bir adım öteye taşımak adına çok önemliydi” diyen Nathan, “2020’de daha çok çalışacak, bu adımları kalıcılaştıracağız” diye belirtti. Sendikalar arasında yürüttükleri kampanyanın bu yıl şahsiyetlere de açık olacağını sözlerine ekledi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan 21 yıldır İmralı’da ağırlaştırılmış tecrit altında tutuluyor. Söz konusu Abdullah Öcalan olunca uluslararası hukukun da çiğnendiğinin altını çizen Nathan, tarihteki benzer bir örnekten, Nelson Mandela’nın tutsaklık sürecinden bahsetti. Afrika’nın Batılı devletlerle olan ilişkisinin Türkiye’ninkine benzer olduğunu vurgulayan Nathan, “Nelson Mandela’nın davasının duyurulması, duyarlılığın arttırılması, Güney Afrika’daki halkın direnişi ve sendikal hareketlerin başarısıydı. Tarihe bakarak ders alabiliriz ve sendikal hareketlerle birlikte, Kürt hareketi ve Sayın Öcalan’a destek olabiliriz” dedi.

BÜYÜK BİR DESTEK VAR

Uzun bir süredir “Öcalan’a Özgürlük Kampanyası”nın direktörü olan Matt Nathan, 2016 yılında başlayan kampanyanın nasıl örüldüğünü anlattı. Kampanya sayesinde sendikal hareketlerin temsilcilerinin de Kürtlerin mücadelesi ve Öcalan ile tanıştığını, onlarla ilgili bilgi sahibi olduğunu söyledi. Öcalan’ın fikirlerinin aslında ülkelerindeki birçok sendikal hareketin etrafında toplandığı ve halkın dayanışma göstermek istediği fikirler olduğunun altını çizen Nathan, Öcalan’a yönelik haksızlıkların sona ermesiyle tüm haksızlıkların ve hukuksuzlukların da çözüme kavuşabileceğini söyledi.

Kampanyanın köklerinin sağlam temellere uzanması ve gün geçtikçe büyümesi sayesinde Kürt sorunu ve Öcalan’a yönelik hukuksuzlukları her toplantıda gündeme getirebildiklerini ifade eden Nathan, “Şu anda bu ülkenin işçi sınıfından Öcalan’ın derhal serbest bırakılması konusunda gözardı edilemeyecek büyüklükte bir çağrı var” dedi.

KAMPANYA BARİYERLERİ YIKIYOR

Suriye’de ve Ortadoğu’da her geçen gün değişen ve dönüşen politikalardan İngiliz halkının yeterli düzeyde bilgi sahibi olmadığını söyleyen Nathan, esas amaç ve gayelerinin bu olduğunu belirterek “Kampanyamız bu bariyeri aşma noktasına hızla yaklaşıyor” şeklinde konuştu.

Kampanyanın bu denli büyük bir kitleye ulaşmasının Öcalan’ın fikirleri ve politik sorunlar için önerdiği çözümlemeleriyle ilgisi olduğuna dikkat çeken Nathan, geçtiğimiz yıllarda da tarihsel dönemeçlerde dayanışmadan kaçınmadıklarını belirterek şunları hatırlattı: “Hatırlayacağınız gibi İspanyol halkıyla da dayanışma göstermiştik, örneğin Rolls Royce işçileri, Glasgow’daki işçiler savaş jetlerinin makinelerini onarmayı reddetmişlerdi. Yine az evvel de bahsettiğim gibi Nelson Mandela ile ilgili dayanışmamız da bir örnek olabilir. Tüm bunlar aslında Kürt halkının mücadelesi ve Sayın Öcalan’ın özgürlüğü konusunda paralel olarak tarihsel bir değer de kazanarak ilerliyor.”

BİR ADIM ÖTEYE TAŞIDIK

Geçtiğimiz yıl sonu Birleşik Krallık’ta 6 milyon işçiyi temsil eden İngiltere Sendikalar Kongresi’nin (TUC) yıllık genel kurulunda Öcalan’a özgürlük çağrısı yapılmıştı. Geçtiğimiz yılın Öcalan’a özgürlük kampanyası için önemli bir yıl olduğunu kaydeden Matt Nathan, önümüzdeki dönem çalışmalarına ilişkin ise şunları aktardı: “Geçtiğimiz yıl kampanya için çok önemli bir yıldı, en büyük etkinliklerden birisi olan Madenciler Galası etkinliğinde yer aldık. Birkaç ay sonrasında ise TUC dayanışma hareketinin yanımızda durduğunu gördük, ardından birçok sendikacının ve birçok sendika temsilcisinin Öcalan’ın fotoğrafı önünde fotoğraf çektirmek istediklerini gördük. Geçtiğimiz yıl aslında sıkı örülen ilişkilerimizi bir adım öteye taşımak adına çok önemliydi. Bu yıl ise bu enerjiyi sendikalar arasında ve sendikacılarla birlikte nasıl değerlendirebileceğimiz üzerinde duracağız.

2020’DE DE ÇOK ÇALIŞACĞIZ

Şu anda baktığımızda, Kürt halkı, sendikal hareketler ve bizim yaptığımız işler arasında güçlü bağlar oluşmaya başladı. Bu sendikalar ülkenin en büyük ve ileri gelen sendikaları. Önümüzdeki aylarda hayata geçireceğimiz planlarımız geçtiğimiz yıla göre çok da renkli etkinliklerle dolu olmayabilir; fakat yine çok çalışacağız. Ülke genelinde sendikaları ziyaret edip konuşmalar yapacağız ve geçtiğimiz yıl attığımız adımları sağlamlaştıracağız. Umarım daha fazla sendikanın ilgisini çeker ve daha fazla destek alırız.

ŞAHSİYETLER DE KATILACAK

Bir diğer önemli kararımız ise, artık kampanya olarak sadece sendikalardan değil halktan da destek kabul edeceğiz. İsteyen herkes bireysel olarak kampanyaya destek sunabilecek. Böylelikle daha çok insanın kampanyaya dahil olacağını ve birlikte daha güçlü bir dayanışma inşa edebileceğimizi düşünüyoruz.”

DAYANIŞMAYI GLOBALLEŞTİRELİM

Ülkedeki sendikal hareketlere Öcalan’ı tanıtmak ve dünya genelindeki  dayanışma hareketlerin ilgisini çekebilmenin çok önemli olduğunu kaydeden Matt Nathan son olarak şunları belirtti: “Birçok yerde milliyetçilik yükseliyor, bizler daha iyi bir gelecek için mücadele veriyoruz. Hepimiz birbirimizle daha sıkı ilişkiler ve dayanışma ağları geliştirmeliyiz. Dayanışmayı büyüterek daha da globalleştirmeliyiz, bu şekilde gün geçtikçe daha da güçleneceğiz. Güçlenerek ilerlemeye ihtiyacımız var.”

Kaynak: Yeni Özgür Politika