İsveç'te kayyum darbesine karşı protestolar sürüyor

İsveç'te AKP-MHP faşist ittifakının Amed, Mardin ve Van belediyelerine yönelik kayyum darbesine karşı protesto gösterileri devam ediyor.

Uppsala ve Söderhamn kentlerinde sokaklara çıkan İsveçli ve Kürdistanlılar, Türk devletinin halkın iradesini gasp etmesini kabul etmeyeceklerini haykırdı. İsveç hükümeti, Avrupa Birliği ve insan haklarından yana olan tüm demokrasi güçlerine AKP-MHP faşizminin soykırım operasyonlarına karşı tutum almaları çağrıları yaptı.

UPPSALA

İl merkezindeki Stortorget Meydanı'nda düzenlenen gösteride konuşan Sol Parti Milletvekili Ilona Szatmari Waldau, Türk devletinin halkın iradesini çiğneyerek seçilmiş belediye başkanlarını görevden uzaklaştırmasının demokrasinin en temel değerlerine aykırı olduğunu söyledi.

“Belediye başkanlarının görevden alınmalarını ve HDP'lilerin tutuklanmalarını kendimize yapılan bir saldırı olarak görüyoruz” diyen Waldau, belediye başkanları görevlerine tekrar getirilene kadar mücadele etmeyi sürdüreceklerine vurgu yaptı.

Kürtlerin tek suçlarının Kürt olmak olduğunu ve bu nedenle dil, kültür ve siyaset yapmalarının yasaklandığını söyleyen Waldau, konuşmasının sonunda “Halkın iradesine saygı gösterilmesini ve tutuklu tüm siyasi tutsakların serbest bırakılmalarını talep ediyoruz” dedi.

Sol Parti Uppsala Bölgesi Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Yekbun Alp, Türk devletinin Amed, Mardin ve Van belediyelerini işgal etmesini demokrasi ve halkın iradesine yönelik bir darbe olduğunu belirttikten sonra şunları kaydetti.

“Uppsala belediye başkanının İsveç Hükümeti tarafından görevinden alındığını düşünün. Biz burada hükümetin tutumunu protesto etmek için demokratik hakkımızı kullandığımızda polis bizlere TOMA’larla saldırırsa ne yapacaksınız? Türk devletinin darbesine karşı çıktığı için insanlar saldırılara uğruyor ve tutuklanıyor. Eğer biz burada Türkiye'nin bu uygulamalarına sesiz kalırsak AKP hükümeti saldırılarını daha da arttıracaktır.”

Uppsala Belediyesi Şube Müdürü Tobias Smedberg, yerel seçimlerde aldıkları yüksek oylara rağmen Erdoğan'ın 3 büyük ilin belediye başkanını görevden almasını ve yüzlerce HDP'linin tutuklanmasını demokrasiye yönelik bir darbe olarak değerlendirdiğini söyledi.

Konuşmasının devamında “Onların tek suçu Kürt olmak. Biliyor musunuz? Kürt olmak suç değil. Kürt olmak insan olmaktır. Tüm insanların hakları vardır. Bu haklar evrenseldir. Kürtlerin hakları hepimizi ilgilendirir. Kürtlerin mücadelesi hepimizin mücadelesidir” diyerek Kürt Halkıyla dayanışmayı güçlendirecekleri mesajını verdi.

Eylemde “Katil, faşist Erdoğan”, “Türk devleti Kürdistan'dan defol”, “Diren Amed, diren Mardin, diren Van” sloganları atıldı.

SÖDERHAMN

Kürdistan Dayanışma Komitesi'nin çağrısı üzerine ilçe merkezindeki meydanda belediyelerin gasp edilmesini kınamak için bir gösteri düzenlendi.

Gevle ili Belediye Meclis Üyesi Gin Akgül Hajo, AKP-MHP faşizminin uygulamalarının cunta dönemlerinde uygulanan politikalardan farkı olmadığını belirterek belediyelere el konulmasını halkın iradesine yapılan bir darbe olarak değerlendirdi.

31 Mart yerel seçimlerinde ve 23 Haziran'daki İstanbul belediye seçimlerinde HDP'nin uyguladığı stratejiden dolayı kaybeden AKP'nin Kürtlerden intikam almak istediğini belirten Hajo, Kürt halkı ve İsveçli dostlarının belediyelerine el konulmasına sesiz kalmayacağına vurgu yaptı.

Hıristiyan Demokrat Partili Belediye Meclis Üyesi Maria Hansson, Kürt halkının despotik bir rejime karşı verdiği mücadeleyi yakından izlediklerini belirttikten sonra şunları kaydetti.

“Kürt halkının Erdoğan faşizminin yeneceğinden eminim. Bu mücadelede biz de sizlerle birlikteyiz. Ben Erdoğan'ın sadece bir faşist olmayıp aynı zamanda katil olduğunu biliyorum.”

Kürdistan Dayanışma Komitesi Başkanı Benny Gustafsson, 3 belediyeye el konulmasının bardağı taşıran son damla olduğunu söyledikten sonra “Olanlar artık Erdoğan'ın sınırları aştığını ve faşist bir diktatör olduğunu açıkça gösteriyor. Şimdi Avrupa'nın bu faşiste dur demesinin zamanı geldi” dedi.