İsveçli vekil: Avrupa tecride karşı tavır almalı
Sol Parti Milletvekili Håkan Svennelig, tecridin mutlaka kaldırılmasını, bunun için Avrupa ve İsveç'in devreye girmesi gerektiğini belirtti.
Sol Parti Milletvekili Håkan Svennelig, tecridin mutlaka kaldırılmasını, bunun için Avrupa ve İsveç'in devreye girmesi gerektiğini belirtti.
Sol Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Håkan Svennelig, İsveç hükümeti ve Avrupa Birliği'nin Türk devletinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a uyguladığı tecride karşı açıkça tavır almasını istedi.
ANF'ye açıklamalarda bulunan Svennelig, Avrupa Birliği ve İsveç'in Türk devletinin Öcalan'a uyguladığı tecride karşı sürdürülen açlık grevlerinin önemini anlamak istemediklerini söyledi.
Bunun nedeninin Türk devleti ile Avrupa Birliği arasında sığınmacıların Avrupa'ya gelişlerinin engellenmesi için yapılan anlaşma olduğunu söyleyen Svennelig, ”Bundan dolayı Türkiye'de gerçekleşen hak ihlallerini açıkça eleştirmekten korkuyorlar” dedi.
İsveç'te pek çok siyasi partinin Türkiye hakkında açıkça konuşmaktan kaçındığına dikkat çekti.
'PKK TERÖR ÖRGÜTLERİ LİSTESİNDEN ÇIKARILMALI'
Svennelig, Avrupa ve İsveç'in tecrit ve açlık grevlerine suskun kalmasıyla PKK'nin terör örgütleri listesinde yer alması arasında bir bağlantı olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi:
”Bu kesinlikle etkiliyor. Ben PKK'nin terör örgütleri listesinden çıkarılmasını istiyorum. Türkiye PKK ile ilişkisi olduğunu öne sürerek YPG/YPJ'yi de terör örgütleri olmakla suçluyor. Türkiye bu şekilde Suriye'ye yönelik askeri saldırılarını meşrulaştırmaya çalışıyor. Suriye'de savaş sona yaklaştı. Şu anda DAİŞ çeteleri yenilgiye uğradı ve Batı dünyası bundan memnun. Şimdi Türkiye'nin hamle yapmaya ve topraklarını genişletmeye hazırlandığını görüyoruz. Ben gelişmelerden ve Türkiye'nin savaş ve insanlık suçları işleyebileceğinden kaygılıyım. Dış dünya PKK teörör örgütleri listesinde yeterli tepkiyi göstermiyor. Türkiye'nin planlarına karşı çıkmıyor. Bu nedenle PKK terör örgütleri listesinden çıkarılması ve Rojava'daki özerk yönetimin tanınması gerekir.”
'İSVEÇ ROJAVA'YA YÖNELİK SALDIRILARA KARŞI OLDUĞUNU AÇIKLAMALI'
Türk devletinin Rojava'ya yönelik tehditlerini ciddiye aldıklarını söyleyen Svennelig, "İsveç, Rojava'ya yönelik Türkiye'nin yapabileceği saldırıya karşı olduğunu açıkça deklare etmeli. Rojava'ya yardım ederek demokratik rejimin inşasına katkıda bulunmalı. Suriye'deki savaş 8 yıl sürdü. Şimdi ülkeyi yeniden inşa etmenin ve halkın normal günlük yaşamına dönmesinin sırası” dedi.
Svennelig, Şubat ayında yazılı bir soru önergesiyle Leyla Güven ve tutsakların sürdürdükleri açlık grevlerini parlamento gündemine getirmiş ve İsveç'in girişimde bulunmasını istemişti. Dışişleri Bakanı Margot Wallström'ün soru önergesine verdiği yanıt hakkında düşüncelerini sorduğumuz Svennelig, şunları söyledi:
”Wallström, Türkiye'deki hak ihlallerinden derin kaygı duyduğunu çok açık ifade etti. Ben bunu olumlu buluyorum. Ama ihlallere karşı tutum alması söz konusu olduğunda açık ve net cevaplar alamıyoruz. İsveç daha etkili hareket edebilmeli, HDP'lilerin duruşmalarına katılmalı ve bu durumu kabul etmeyeceğini açıkça ilan etmeliydi.”
'AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE'YE YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ SÖYLEMELİ'
PKK terör örgütleri listesinde yer aldığı için İsveç ve Avrupa'nın Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın en temel haklarını savunmaktan kaçındıklarını söyleyen Svennelig, ”Cezaevlerindeki insanların avukatlarıyla görüşme hakkı vardır. Türkiye'nin yaptığı gibi tecrit uygulayamazsınız. Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye insan hakları ve uluslararası sözleşmelere uyma yükümlülüğü olduğunu söylemeli” şeklinde konuştu.
Svennelig, Mayıs ayında yapılacak Avrupa Birliği seçimleri için sürdürecekleri kampanyada açlık grevlerini gündeme getireceklerini ve Avrupa'nın sessiz kalmasını eleştireceklerini de belirtti.
'YEREL SEÇİMLER MUHALEFET İÇİN BÜYÜK BİR ZAFER'
Svennelig, 31 Mart'ta yapılan seçimlerinin muhalefet partileri için büyük bir zafer olduğunu ve tüm engellere rağmen muhalefetin büyük illerde seçimleri kazandığını söyledikten sonra seçimlerin sonuçları hakkında şu değerlendirmeleri yaptı:
”Sonuçlar halkın Erdoğan'ın politikalarına destek vermediğini gösterdi. Sol partilerin birbirleriyle kavga etmeleri yerine iş birliği yapmalarının daha yaralı olduğunu ortaya koydu. Kürtler ve Türk solu birlikte hareket ederek daha insancıl bir Türkiye'nin oluşmasına katkıda bulunuyor.”
Svennelig, Türk devletinin Rojava'ya yönelik bir işgali başlatması durumunda Sol Parti'nin alacağı tutumu şu cümlelerle özetledi:
”Konuyu İsveç ve Avrupa parlamentolarının gündemine getireceğiz. Sokaklara çıkarak protesto gösterileri yapacağız. Eğer dış dünyayı harekete geçirirsek Erdoğan Rojava'ya saldırmaya cesaret edemez.”
ALP: TÜRK DEVLETİ DAİŞ'İ DESTEKLİYOR
Uluslararası Sol Forum Yönetim Kurulu Üyesi Yekbun Alp, Sol Parti yetkililerinin her türlü fırsatı kullanarak açlık grevcilerinin taleplerini ve Türkiye'de gerçekleşen hak ihlallerini ele aldıklarını ve milletvekillerinin sivil toplum örgütlerinin yöneticileriyle yaptıkları toplantılarda gündeme getirdiklerini söyledi. Alp, Avrupa Birliği Parlamenteri Malin Björk'ün de CPT'ye baskı yaptığını söyledi.
Türk devletinin Rojava'daki rejimi ortadan kaldırmak için DAİŞ çetelerini ekonomik ve askeri olarak desteklediğini söyleyen Alp, ”Rojava'da cezaevlerindeki DAİŞ militanlarının çoğunluğu Türkiye üzerinden Suriye'ye geçti. Kürtler DAİŞ'i yenilgiye uğratarak aynı zamanda Türkiye'ye karşı da bir zafer kazandı. Türkiye Kürtlerin her türlü kazanımlarını kendisine yönelik bir tehdit olarak görüyor. Erdoğan Rojava'daki demokratik rejimin Kuzey Kürdistan halkını etkilemesinden korktuğu için her ne pahasına olursa olsun Rojava'daki sistemi yok etmek istiyor” şeklinde konuştu.