Avrupa Demokratik Güç Birliği’nin (ADGB), "Savaşa, Faşizme ve Katliamlara Karşı Direnişi Büyütelim” çağrısı üzerine İsviçre’nin Basel, Zürih ve Lozan kentlerinde eşzamanlı protestolar düzenlendi.
ZÜRİH
Zürih Stauffacher meydanında düzenlenen eyleme çok sayıda kişi katıldı. Türk devletinin baskı politikalarının protesto edildiği sık sık, “Kahrolsun Faşizm”, “Jin, Jiyan, Azadî”, “Diktatör Erdoğan”, “Demokrasi, Barış, Adalet” “ ve “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atıldı.
ADGB’nin okunan açıklamasında, dünyada artan kaos, sağcılaşma, cinsiyetçilik ve militarizmin Türkiye, Kurdistan ve Ortadoğu’da daha yakıcı biçimde yaşandığına işaret edilerek, Suriye’de Alevi, Hıristiyan, Kürt ve Dürzilere dönük tehditlerin büyüdüğü belirtildi.
Açıklamada, Önder Apo’nun barış çağrısına rağmen AKP-MHP iktidarının savaş ve kutuplaştırma siyasetinde ısrar ettiği; muhalefeti sindirmek için kayyum politikaları, gözaltılar ve tutuklamalarla yeni bir baskı sürecinin başlatıldığı ifade edildi. Mêrdîn, Wan, Dersim ve Esenyurt belediyelerinin gasp edilmesi, DEM Parti’ye ve HDK’ye yönelik operasyonlar ve en son 19 Mart’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın da aralarında bulunduğu isimlere yönelik hukuk dışı operasyonlar, “demokrasinin tamamen rafa kaldırılması” olarak değerlendirildi.
Faşizme karşı ortak mücadele çağrısı yapılan eylemde, Avrupa’daki demokratik kamuoyuna bu direnişe ses verme, barışın, demokrasinin, özgürlüğün ve adaletin sesi olma çağrısında bulunuldu. Açıklamada, “Faşizmi ve savaş politikalarını durdurmak ancak barış ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesiyle mümkündür. Şimdi, bulunduğumuz her yerde direnişi büyütme zamanı” denildi.
LOZAN
Lozan’ın St. Laurent meydanında yapılan açıklamalarla da Türk devletinin faşist saldırıları protesto edildi.
Demokratik Kürt Toplum Merkezi adına Musa İtah, 19 Mart'ta Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanarak, görevinden alındığını hatırlatarak, “Bu hukuksuzluk, Önder Apo'nun 27 Mart'ta yapmış olduğu 'Barış ve demokratik toplum' çağrısının gerekliliğini bir kez daha ortaya çıkarmıştır" dedi.
Faşizm uygulamalarının en ağır haliyle yıllardan beri Kürdistan'da uygulandığını belirten İtah, "Tüm bu yaşananların ışığında tüm halkların ve inançların ortak yaşam bulacağı barış ve demokratik toplum talebi uygulamaya koyulmalıdır” diye konuştu.
Eylemde ADGB başta olmak üzere devrimci kurum ve yapılar adına açıklamalar yapıldı.
Eyleme katılan Lozan Belediye Başkan Yardımcısı David Payot da, Ekrem İmamoğlu şahsında yürütülen faşizmi kabul etmediklerini söyledi. Payot, Türkiye'deki tüm politik tutsakların serbest bırakılması çağrısında bulundu.
BASEL
ADGB bileşenleri Claraplatz'ta bir araya geldi. ADGB’nin açıklaması okunduktan sonra Siyasetçi Dilan Dirayet Taşdemir bir konuşma yaptı.
Tekçi zihniyet sahibi AKP-MHP iktidarının hiç kimsenin sokaklarda, meydanlarda zulme karşı ses çıkarmasını istemediğini belirten Dilan Dirayet Taşdemir, "Bu tekçi zihniyetin adı faşizmdir. Hiç kimse sokaklarda, meydanlarda bu zulme karşı ses yükseltmesin, direnmesin, demokrasi talebinde bulunmasın istiyorlar. Bunun için de halklara, kadınlara, emekçilere, gençlere sokak ortasında aleni bir şekilde işkence yapıyorlar. Bu zulme karşı direnenlerin yanında olacağız" diye konuştu.
BastA Partisi adına Franziska Steir ise şu konuşmayı yaptı: “Bugün tesadüfen BastA'nın 10 yıl önce çıkarttığı gazeteyi elime aldım. İçinde Türkiye'de Kürtlere yönelik, Kürt siyasetçilere yönelik tutuklamaların olduğu yazıyordu. 10 yıl sonra yine sokaklardayız ve insanlar tutuklanıyor. Bu saldırganlığa karşı uluslararası bir baskının oluşması gerekiyor. İsviçre dahil Avrupa ülkeleriyle Türkiye arasında hala silah ticareti yapılıyor ve bu silahlarla Kürt bölgeler bombalanıyor. Bunun derhal durdurulması gerekiyor. Gittikçe daha kötü duruma giden Türkiye'de uluslararası devletlerin desteği de sürüyor aynı zamanda. Bu durumun da bir an önce değişmesi gerekiyor. Yaşasın uluslararası dayanışma!"