İsviçre’nin Lozan kentinde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ve açlık grevleri ile ölüm oruçlarına dikkat çekilmek amacıyla bir konferans düzenlendi. Lozan Pôle Sud salonunda gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak İsviçre Ulusal Parlamento Milletvekili Nicolas Rochat, Kürt Siyasetçi Demir Çelik, Lozan Üniversitesi'nden Akademisyen Marie-Claire Caloz ve Lozan Barosu Avukatlarından Hüsnü Yılmaz katıldı. 

Konuşmalarda açlık grevlerinin geldiği kritik aşamaya dikkat çekilerek, uluslararası alanda dayanışmanın büyütülmesi gerektiği çağrısında bulunuldu. 

Açlık grevinde olan HDP Amed Milletvekili Dersim Dağ da telekonferans yöntemiyle katılarak, açlık grevcilerinin taleplerine dikkat çekti. 

4 SİYASETÇİDEN 'TECRİT' BİLDİRİSİNE İMZA

Öte yandan konferansta tecrit ve açlık grevlerine ilişkin bildiri imzaya açıldı. İsviçre Ulusal Parlamento Milletvekili Nicolas Rochat, Vaud Kantonu Yeşiller Başkanı Alberto Mocchi, Vaud Kantonu Yeşiller Milletvekili Hadrien Buclin ve Vaud Kantonu'na bağlı Renens Şehir Belediyesi İşçi Partili Meclis Üyesi Karine Clerc, bildiriyi imzaladı.

Bildiride, açlık grevinde olanların taleplerinin bugüne kadar kabul edilmemesine tepki gösterildi.

Bildiride, "Grevcilerin talebi hem Türk ulusal hukukuna hem uluslararası hukuka saygı duyulması bakımından en asgari düzeydedir. Grevciler aynı zamanda yeniden eşit bir şekilde barış masasına oturulması gerektiğini de dile getiriyorlar” denildi. 

“Açlık grevlerinin geldiği aşama ve taleplerinin hale kabul edilmemesi durumu, Kürt halkının bugüne kadar 4 parçada yaşadığı hukuksuzluğun bir göstergesidir” denilen bildiride, devamla, “Erdoğan rejimi otoriter sürüklenmeye devam ediyor. Kürdistan’da sansür, muhaliflere yönelik askeri saldırganlık günlük yaşamın bir parçası haline dönüştü. AKP’nin politikasına karşı çıkan herkes, büyük bir baskı altında. HDP’nin eşbaşkanları ve milletvekilleri hala tutuklu” diye kaydedildi.

‘SESSİZ KALAMAYIZ’

Yaşananlar karşısında Avrupa Konseyi ve İsviçre’ye harekete geçme çağrısı yapılan bildiride, “Kürt halkının yaşadığı bu sistematik saldırılar, temel insan hakları ve demokratik değerlerin yok edilmesi karşısında Avrupa Konseyi ve İsviçre Parlamentosu sessiz kalamaz. Kürt halkının kendi kaderini tayin etme hakkı, siyasi tutsakların serbest bırakılması için acil olarak acık bir pozisyon alınmalıdır” denildi.