İsviçreli vekil Kirstein: Gerekirse Türk temsilcilikleri kapatın!

Tecridi Zürih Şehir Parlamentosunun gündemine taşıyan Milletvekili Andreas Kirstein, açlık grevcilerinin talebinin kabul edilmesi için İsviçre’ye gerekirse  Türkiye’nin diplomatik temsilciliklerinin kapatması gerektiği çağrısında bulundu.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridi kırmak amacıyla DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde zindanlar başta olmak üzere birçok merkezde kritik aşamayı aşacak şekilde devam eden açlık grevi direnişlerine uluslararası alandan destek gelmeye devam ediyor.

‘SESSİZLİĞE VE DUYARSIZLIĞA KARŞI ÖLÜMÜ SEÇTİLER’

Son olarak Zürih Şehir Parlamentosu oturumlarında söz alan Alternatif Liste (AL) Milletvekili Andreas Kirstein Öcalan üzerindeki tecride ve buna karşı yürütülen açlık grevlerine dikkat çekerek, İsviçre’yi bu noktada sorumluluk alarak harekete geçmeye çağırdı.

Türkiye ve Kürdistan’daki 31 Mart yerel seçimlerin devlet şiddeti ve baskısı altında geçtiğini ifade ederek konuşmasına başlayan Kirstein, daha sonra açlık grevlerinin geldiği kritik aşamaya ve buna karşı uluslararası toplumun sessizliğine vurgu yaptı.

Tecridi protesto etmek amacıyla cezaevlerinde gerçekleştirilen ve ölümle sonuçlanan eylemleri hatırlatan Kirstein, “Bu insanlar yaşamdan bıktıkları için değil, Öcalan üzerindeki tecride ve kritik aşamaya gelen açlık grevlerine karşı yaşanan duyarsızlığa, sessizliğe ve Türk devletinin tutumunu protesto etmek için böyle bir eylem içerisine girdiler” şeklinde konuştu.

‘BİZLERİN DESTEĞİNİ HAK EDİYORLAR’

Leyla Güven, cezaevleri ve birçok bölgede devam eden açlık grevlerini hatırlatan Kirstein, “Bugün yürütülen bu açlık grevlerine dünyanın her yerinden binlerce insan katılıyor. Bu açlık grevcilerinin tek talebi, Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması.  Bu eylem tarzı, birçoğunuz tarafından kabul edilmeyebilir veya anlaşılmayabilir, ama açlık grevleri direnişi Türkiye cezaevlerindeki Kürt hareketi ve Türkiye sol hareketi mensuplarının acısından tarihi bir geleneğe sahiptir. Siyasi tutsaklar için bu yöntem devlete karşı siyasi bir protesto aracıdır. Bunun için bugün yürütülen bu açlık grevleri bizlerin desteğini hak ediyor” dedi.

‘SESSİZLİK DUVARINI YIKMALIYIZ’

“Umarım bugün burada söylediklerim içinde bulunduğumuz sessizlik duvarını yıkmaya ön ayak olur ve direnişte olan bu insanlara destek olmak için harekete geçeriz” diyerek Parlamentoya seslenen Kirstein,  şöyle devam etti: “Türkiye’deki yaşananlara karşı sessiz kalmayarak parlamentoda alınacağımız kararlarla, Kürt halkıyla dayanışmamızı meşrulaştırabiliriz. Kaldı ki, Zürih, Amed’i kardeş belediye olarak kabul etmiş durumda.”

‘GEREKİRSE TÜRK TEMSİLCİLİKLERİNİ KAPATALIM’

Zürih Şehir Parlamentosunun, İsviçre Federal Konseyi’ni Türkiye karşı harekete geçmesi için zorlaması gerektiğini söyleyen Kirstein, “İsviçre Federal Konsey’i, Türkiye’yi hukukun üstünlüğüne saygı duymaya ve açlık grevcilerin taleplerini kabul etmeye zorlamalıdır. Yapacağımız çağrılara Türkiye’nin cevap vermemesi karşısında, gerekirse İsviçre Federal Konseyi ve bizler, Türk hükümetini İsviçre’deki bütün Türk diplomatik temsilciliklerini kapatmakla tehdit etmeliyiz. Yine Zürih Şehir parlamentosu olarak Zürih’te bulunan Türk konsolosluğu üzerinde aynı baskıyı kurabiliriz” diye ekledi.