Önderlik Konferansı: İmralı 25 yıldır laboratuvar görevi görüyor

Özgürlük Yürüyüşçülerinin Fransa’nın Strasbourg kentinde düzenlediği “Önderlik Konferansı”na katılan Abdullah Öcalan’ın avukatlarından Ömer Güneş, “25 yıldır İmralı laboratuvar görevi görüyor” dedi.

Paris, Mannheim ve Basel kentlerine uzun bir yürüyüş başlatarak 15 Şubat günü Strasbourg’da buluşan Özgürlük Yürüyüşçüleri, bugün “Önderlik Konferansı” organize etti.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplo, tecrit, düşünceleri ve mücadelesinin değerlendirildiği konferansa Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Ömer Güneş de katıldı.

Güneş, İmralı Cezaevi Sistemi’ni anlatırken, ne zaman, hangi koşullarda, hangi amaçla kurulduğu ve kimlerin bu cezaevinde tutulduğuna dair bilgiler verdi.

1950’li yıllarda siyasi tutsakların kontrol edilmesi ve siyasi muhalefetin kontrol altına alınması amacıyla yeni bir ceza-infaz sisteminin geliştirildiğini ve bu aşamanın 1990’lı yıllara kadar devam ettiğini belirten Güneş, Abdullah Öcalan’ın 1999’da esaret altına alınmasıyla birlikte İmralı’nın Türk devlet tarihindeki Cezaevi Sistemi ve İnfaz konusunda üçüncü bir aşamayı temsil ettiğine dikkat çekti.

Bunun “tek kişilik hücre” olduğunu belirten Güneş, şöyle konuştu: “Kürt hareketinin en büyük lideri burada tutuluyor ve burada kontrol altında tutulması amacıyla yeni bir sistem oluşuyor. Bu sistemin anayasada doğrudan bir karşılığı yok. Daha önce cezaevi sistemi Başbakanlık Kriz Merkezi’ne bağlı. Fakat normalde cezaevlerinin statüsü Adalet Bakanlığı’nın kararı ve resmi gazete ilanıyla gerçekleşiyor. Fakat bu ilan yok. Fiili olarak başbakanlık kriz merkezine bağlı. Ve böyle devam ediyor” dedi.

Güneş şunları ekledi: “Daha sonra Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu, Ceza İnfaz Kanunu, Türk Ceza Yasası Haziran 2015’te yürürlüğe girince İmralı’ya yeni bir statü veriliyor. İsmi daha sonra tekrar değiştiriliyor. Teoride Adalet Bakanlığı’na bağlı ve Sayın Öcalan’ın da dediği gibi “Burası bir laboratuvar görevi görüyor”. Artık İmralı Cezaevi Guatanamo ya da dünyadaki ada cezaevleri ile aynı statüde yer alıyor. Post-modern dönemin önemli düşünürleri, devletin kontrol altında tutmak amacıyla geliştirdiği teoriler ve kurumlar üzerine araştırmalar yaparak modern toplumları tanımada bir kuram gelişiyor. İmralı Cezaevi tam bu kuram içerisinde yer alıyor. Ve 25 yıldır İmralı laboratuvar görevi görüyor."