Alman enternasyonalist Strasbourg’da: Öcalan bizim de öncümüzdür

Tecride karşı Fransa’nın Strasbourg şehrindeki süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi 138’inci gününe girerken, ziyaretler de sürüyor.

DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kırılması amacıyla başlayan ve başta Türkiye ile Kuzey Kürdistan’daki cezaevlerindeki siyasi tutsaklar olmak üzere birçok yerde yeni katılımlarla büyüyen açlık grevleri devam ediyor.

Fransa’nın Strasbourg kentinde ise 14 Kürt aktivistin 17 Aralık 2018 tarihinde başlayan eylemi, Avrupa’da yaşayan Kürt halkının yanı sıra sol, sosyalist ve demokrat çevreler tarafından destekleniyor.

Bugün de Almanya’dan gelen Kürt ve Alman aktivistler, Strasbourg’daki direnişçileri ziyaret etti. Ziyaretleri sırasında konuşan Alman Kürt dostu Marlene Förster, ‘büyük bir direniş’ olarak kabul ettikleri açlık grevine destek için Strasbourg’da olduğunu söyledi.

‘ÖCALAN BİZİM DE ÖNCÜMÜZDÜR’

“Bizler bu mücadelenin nedenini biliyoruz, bu halkların özgürlüğü için uzun soluklu bir mücadele ve sadece bir halk için değil. Bizler enternasyonalistiz ve Abdullah Öcalan’ın felsefesini sadece Kürt halkının özgürlüğü için değil, tüm Ortadoğu ve diğer tüm halklar için de bir çözüm olarak görüyoruz” diyen Marlene Förster, Öcalan’ı kendilerinin öncüsü olarak kabul ettiklerinin altını çizdi.

Öcalan’ın esaretinde Avrupa başta olmak üzere dünya devletlerinin rolüne dikkat çeken Förster, “Tüm bu devletler Abdullah Öcalan’ın feselesinin ve fikirlerinin halklar içerisinde pratikleşmesini istemediler. Bizler için de Abdullah Öcalan’dan bir haber olmaması zorlayıcıdır” diye konuştu.

‘EYLEMİ ÇOK İYİ ANLIYORUZ’

Öcalan’dan haber alınamamasının sadece Kürtler için değil, tüm kesimler için kabul edilemez olduğunu vurgulayan Marlene Förster, şöyle devam etti: “Kürt dostlarımız için de çok önemlidir ki, kendisini duymak, düşüncelerini almak istiyorlar. Sağlık durumu nasıldır vs. bundan dolayı da bizler çok iyi anlıyoruz açlık grevlerini.”

Açlık grevlerinin başka hiçbir çözüm olmaması nedeniyle başladığına dikkat çeken Förster, “Ama devlet ve kurumları hiçbir şekilde kabul etmediler onunla görüşmeleri. Bizler de gördük ki, çözüm olarak  büyük bir direniş olmadan tecrid kırılmayacak ve yoldaşlarımız büyük açlık grevi direnişini başlattılar” dedi.

‘BİZLER İÇİN ÖRNEK BİR DİRENİŞTİR’

Açlık grevinin anlamlı ve görkemli bir direniş olduğunu dile getiren Alman enternasyonalist, “Çünkü yaşamlarını tehlikeye atıyorlar ve gelişebilecek herşeye hazırlar. Bu da bizler için örnek bir direniştir çünkü dünyada ve özellikle de Avrupa’da bizler böyle direnişleri göremeyiz. Devrim ve ilerleme için artık insanlar risk almak istemiyorlar. Bundan kaynaklı bu direniş bizler için çok anlamlı ve önemlidir” diye konuştu.

‘DEVLETLER GİBİ BASIN DA GİZLİ TUTMAYA ÇALIŞIYOR’

Avrupa basınının tıpkı devletler gibi direnişi gizleme ve haberleştirmemeye çalıştığına işaret eden Marlene Förster, “Gelişmeleri ne TV kanallarında ne basında ne de gazetelerde okuyamıyor, göremiyoruz. Bizler biliyoruz ki bazı destek veren devletler bir şeyler yapmak istiyorlar ama zorlanıyorlar” dedi.

Buna örnek olarak Almanya’da basın organları için açlık grevine dair hazırladıkları dosyaları gösteren Förster, bu tecrübelerini şöyle anlattı: “Örnek olarak Almanya’da bazı arkadaşlarımız 5 kişilik gruplar olarak dosya hazırladılar ve basına sunmak istediler. Sadece bilgilerinin olması için çünkü bugüne kadar hiç birşey yazmadılar. Onlara ‘Sanki bilginiz yokmuş gibi bu dosyaları sizlerle paylaşmak istiyoruz’ dedik. Arkadaşlarımız basın binasına gitmeden onlar polis çağırdılar dosyaları vermemizi engellemek için. Arkadaşlarımız yine de bir biçimde dosyaları verdiler ama dikkat çekici olan durumun defalarca yaşanmış olması. Bu durumla birlikte anlıyoruzk,i hükümetler ya da devletler halkların bu direnişten haberdar olmasını istemiyorlar. Bizler bu durumu kınıyoruz.”

Türkiye’nin Avrupa ülkelerine etki ederek, sorunların tartışılmasını ve kamuoyuna yansımasını engellediğini vurgulayan Förster, “Türkiye’nin hem siyasi olarak hem de geostratejik olarak elinde bir şeyler var. Mülteciler üzerinden tehdit ediyor: ‘Beni kızdırmayın, onları bırakırım, ekonomik olarak ilişkileri keserim’ diyor. Örnek olarak bizler Almanya’dan geliyoruz ve biliyoruzki Almanya tank başta olmak üzere birçok silah satışı yapıyor. Bu ticari ilişkilerden kaynaklı, Almanya Türkiye’nin işlediği suçlara sessiz kalarak, Kürt halkının mücadelesine de karşı çıkıyor” diye ekledi.

Fransa’nın Strasbourg şehrindeki tecride karşı eyleme aralarında gazeteci, akademisyen ve avukatların da olduğu 14 kişi katılıyor.