Bern’de binlerin katılımı ile işgal saldırıları protesto edildi

İsviçre’nin başkenti Bern’de 81 kurumun çağrısıyla Türk devletinin Rojava’yı işgal etmesi protesto edildi. Sosyalist Partisi adına konulan Ursula Marti, İsviçre hükümetini Türkiye’ye karşı yaptırımlar uygulamaya ve BM’yi devreye koymaya çağırdı.

Kürt kurumları ve İsviçre siyasi partilerin de aralarında olduğu 81 kurumun çağrısıyla İsviçre’nin başkenti Bern’de Türk devletinin Rojava’ya işgal etmesi protesto edildi.

Schützenmatte meydanında toplanan binlerce kişi, “Rojava direnişiyle dayanışıyoruz”, “Yaşasın direniş” pankartı ile YPG, YPJ bayraklarını taşıdı. Saygı duruşuyla başlayan eylemde ilk olarak KCDK-E’den Ali Şimşek konuştu. Kirli saldırılara karşı Rojava halkının direniş duruyla savaştığının altını çizen Şimşek, “Rojava’da insanlığa karşı işlenen kirli saldırıları kınıyoruz. Bu saldırılara sessiz kalmayacağımızı her alanda dile getireceğiz. Rojava halkı yalnız değildir” şeklinde konuştu.

‘DİRENİŞİ DESTEKLİYORUZ’

Şimşek’ın ardından Rojava için Dayanışma Grubu adına Almanca bir açıklama yapıldı.

“İsviçreliler olarak faşizme karşı savaşan Rojava halkının yanındayız” denilen açıklamada şunlar dile geldi: “İsviçreli sol ve sosyalistler olarak Türk devletinin yaptığı katliam ve soykırıma karşı sessiz kalmayacağız. Diktatör Türk devleti Rojava’nın demokratik sistemine saldırıyor. Rojava’nın ideolojisi kabul etmiyor. Biz de Rojava’daki demokratik ve konfederasyon sistemini sahipleniyor ve direnişi destekliyoruz. Bu saldırılar sonlandırmadan sokakları bırakmayacağız.”

‘ŞİMDİ DİRENİŞİ BİRLİKTE BÜYÜTME ZAMANI’

İsviçre Rojava Kadın Hareketi adına konuşan Ronak Abdülrahim de bugün Rojava ile dayanışma ve direnişi güçlendirme günü olduğunu dile getirdi. Dünyanın gözü önünde insanlık mücadelesi verildiğinin altını çizen Abdülrahman “Şimdi bizimle dayanışma içinde olmayan ve katliama sessiz kalanlar bir daha yanımızda olmasın. Şimdi varlık ve yokluk mücadelesi veriyoruz. Ya birlikte direnerek bu kapitalist ve faşist Türk devletini yeneceğiz ya da kaybedeceğiz. Yarın ne olur bilinmez ama Rojava halkından bir kişi kalana dek kimse bizim kaybettiğimizi söyleyemez. Ya kazanacağız ya kazanacağız” dedi.

Dünyaya örnek olmuş kadın ve halk mücadelesine destek olmaya herkesi çağıran Abdülrahman son olarak şunları söyledi: “Rojava’yı direnerek kazandık. Şimdi de direnişi hep beraber büyüterek kazanacağız. Yaşasın kadın mücadelesi.”

‘HER YER DİRENİŞ ALANIMIZDIR’

Ardından YJKS adına konuşan Neslihan Dersim, Rojava’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigması ile kurulan demokratik sistemi yıkmalarına izin vermeyeceklerinin belirterek, “Kadınlar olarak Rojava’da kurduğumuz sistemi direnişimizle korumaya devam edeceğiz. Ya hep beraber ya hiçbirimiz. Her yer bu saatten sonra bizim direniş alanımızdır” dedi.

Konuşmaların ardından, “Biji berxwedana Rojava”, “Direne direne kazanacağız” sloganları ile Federal Parlamento önüne kadar yürüyüş düzenlendi. Türk devletini kınayan ve Rojava devrimini anlatan rengarenk dövizlerle yürüyen binlerce kişi, sık sık Almanca ve Fransızca slogan attı. Renk cümbüşünün olduğu yürüyüşte, sarı, kırmızı ve yeşil renklerle “Rojava” yazısı taşındı. Yürüyüş güzergahı boyunca İsviçreliler de alkışlarla yürüyüşe destek verdi.

‘ROJAVA’DA SAVAŞ SUÇU İŞLENİYOR’

Parlamento önünde Uluslararası Af Örgütü adına yapılan açıklamada, Rojava’da sivillerin hayatından endişe ettiklerini, Türkiye’nin işlediği savaş suçunu uluslararası alana taşıyacaklarını dile getirdi.

‘TÜRKİYE ULUSLARARASI MAHKEMELERDE YARGILANMALI’

Sosyalist Partisi adına konuşan Ursula Marti de Kürt halkı ve Rojava halkları ile dayanışma içinde olduklarını söyledi.

“Türk devletinin işgali uluslararası yasaların da ihlalidir. Orası tarihten beri Kürt halkının ve diğer hakların yaşadığı yerdir. İşgal ile binlerce insan göç etmek zorunda kaldı. Bölgede bulun uluslararası gözlemciler de Türkiye’nin insanlık suçu işlediğini duyuruyorlar” diyen Marti şunları söyledi: “İsviçre hükümeti, Türkiye’ye karşı yaptırımlar uygulamalı ve BM’yi devreye koymalıdır. BM’de bulunan bütün ülkelerle birlikte Rojava’da barış içinde bir çözüm bulunmalıdır. Türk devletine savaş malzemeleri ve özellikle silah satılışı derhal durdurulmalıdır. Bunun dışında da Türkiye ile yapılan bütün anlaşmalar işgal durdurulana kadar askıya alınmalıdır. Türkiye’nin Rojava’ya işgali uluslarası mahkemelerinde yargılanmalıdır. Rojava’ya insanı yardımlar yapılmalıdır.”

Konuşmanın ardından TEVDEM adına Rojbin Yusuf telefonla eylemcilere seslendi. Yusuf, Rojava’da şimdi insanlık suçunun işlendiğini söyleyerek, destek ve dayanışma çağrısı yaptı. Yusuf’un sözleri sık sık sloganlarla kesildi.

Cenevre’de bedenini ateşe veren Ali Wazir’in abisi Mizgin Wazir ise “Kardeşim, Rojava’ya yapılan saldırılara karşı BM sessiz kaldığı için bedenini ateşe verdi. Kürt halkı olarak direneceğiz ve bulunduğumuz yeri eylem alanı yapalım. Yaşamak direnmektir” dedi.

Hewrin Xelef’in abisi de şunları söyledi: “Daha fazla kayıp vermemek için direnmeliyiz. Diktatörden ve kapitalistlerden hiçbir zaman beklentimiz olmadı. Her zaman kendi öz gücümüzle var olduk bundan sonra da var olmaya devam edeceğiz. Daha fazla kayıp vermemek için direnişi büyütelim.”

Konuşmanın ardından eylem sloganlarla sona erdi.