Braunschweig’de 'uluslararası komplo' ve 'kayyum darbesi' paneli

Almanya’nın Braunschweig kentinde Die Linke Partisi ve DİDF ofisinde “9’Ekim Uluslararası Komplosu ve Kayyum darbesi” başlıklı bir panel düzenlendi.

Paneli, HDK-A (Halkların Demokratik Kongresi Avrupa) ve FED-DEM (Kuzey Almanya Kürdistanlılar Toplum Federasyonu) tarafından düzenlendi. TJK-E (Avrupa Kürt Kadın Hareketi) üyesi Nupel Munzur ve HDK-A Eşsözcüsü Demir Çelik panele konuşmacı olarak katıldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan HDK-A Braunschweig Eşsözcüsü Fethi Kazlı, demokratik güçlere yönelik saldırılara dikkat çekerek, “Bundan sonra hepimiz bütün saldırılara hazır olacağız” dedi. Kazlı, “Hazır olmak zorundayız” diye ekledi.

Daha sonra söz alan TJK-E Aktivisti Nupel Munzur, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 9 Ekim komplosunu hatırlatarak, 1999’daki komplo ile devrimci güçlerin boğulmaya çalışıldığını söyleyerek, bu sürecin 15 Şubat 1999’da Öcalan’ın esaret altına alınmasına kadar sürdüğünü anlattı.

Munzur, “Amaçları şöyleydi: biz bu halkı önderlik şahsında bitirir. Yok ederiz. İmha konseptine devam ederiz” dedi.

“Her seferinde halkın direnişi, gerillaların direnişi ile biz bu komploları aştık ve bugünlere kadar geldik” diyen Munzur, komplocu güçlerin halkların özgürlük iradesini ve özelikle de kadınları hedef aldığını belirtti.

Bugün de saldırıların yoğun bir şekilde devam ettiğini söyleyerek Rojava devrimine yönelik saldırıları hatırlatan Munzur, “Türk faşizminin DAİŞ’ten farkı yoktur” diye konuştu.

Munzur, “Hakikat senin yürüttüğün direniş ve mücadele ile yürütülür. Bu faşist sisteme karşı bütün halklar mücadele etmese, daha sonra dünyayı saran faşizmle karşı karşıya kalacağız. Bundan sonra önüne geçmek de çok zor olacak” diye noktaladı.

Panelde konuşan Demir Çelik ise Öcalan’a komplonun “bir yanıyla kapitalizme alternatif yeni bir yaşamın önüne geçmeyi” hedeflediğine işaret etti. Öcalan’ın geliştirdiği alternatif projeyi anlatan Çelik, “O nedenle uluslararası komplo sıradan ve tesadüf bir komplo değil, sadece ve tek başına Kürt halk önderine ‘hedef’ diyerek onu izole etme ile sınırlı olan bir siyasal operasyon değildir” şeklinde konuştu.

“Her şeyden önce bir halkın iradesini kırmak berberinde bu halkın insanlığa taşıdığı umudu karartmak, itibarsızlaştırıp ortadan kaldırma amacını gidiyordu” diyen Çelik, mevcut saldırıları ise şöyle değerlendirdi:

“Bugün uluslararası komployu sürdüren, uluslararası komployu sürdürmekle kalmayıp, Rojava’yı işgal etmek isteyen Efrin, Cerablus, Azez üzerinden Doğu Fırat’a gitmek isteyen zihniyetin temelini, mayasını, ulus devlettin inşasında aramak gerekiyor.”

Bu saldırıların devamı olarak AKP-MHP faşizminin kayyum darbesine de dikkat çeken Çelik, mücadeleyi büyütmek ve daha güçlü örgütlenmek gerektiğine vurgu yaptı. Çelik, “Bunu başaramadığımızda tarih bize öğretmiştir, hiçbir zalim bilerek ve isteyerek bize haklarımızı, özgürlüklerimizi vermez” dedi.