Hewlêr-Galler direniş hattı

Hewlêr’de Nasır Yağız 39 gündür, Galler’de ise İmam Şiş 13 gündür süresiz dönüşümsüz açlık grevinde. Her iki eylemci taleplerinin kişisel olmadığını belirterek, Öcalan’a uygulanan tecridin sona ermesi için bedenlerini ölüme yatırdıklarını belirtti.

Leyla Güven’in Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecride son verilmesi için başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi 52’nci gününe girerken, Strasbourg’da 15 Kürdistanlı 13 gündür açlık grevinde. Bu açlık grevlerine paralel olarak Hewlêr ve Galler’de de süresiz dönüşümsüz açlık grevleri yürütülüyor. Hewlêr’de Nasır Yağız’ın gerçekleştirdiği süresiz dönüşümsüz açlık grevi 39. gününe girerken, Strasbourg’daki grevle aynı gün açlık grevine başlayan İmam Şiş’in eylemi ise 13. günde.

BATMAN'DAN HEWLÊR'E

Batmanlı Nasır Yağız, 26 yaşında. Yurtsever bir ailenin çocuğu. Yaşamıyla Kürt kimliği, dili ve kültürü üzerinde uygulanan asimilasyon politikalarına karşı duran Nasır, 2014 yılından itibaren aktif olarak HDP Batman Gençlik Meclis Sözcülüğünü yaptı. 2016’da yaklaşık 7 ay Batman Cezaevi’nde kaldı. 2017-2018 yılları arasında 5 kez gözaltına alınıp serbest bırakılan Yağız hakkında Canlı Kalkan eylemleri ve özyönetim direnişi sürecinde katıldığı eylemler nedeniyle davalar açıldı. Polis baskısı ve yargı kıskacı nedeniyle Kürdistan’ın kuzeyinde kalma şansı kalmayan Yağız, Güney Kürdistan’da HDP Hewlêr Meclisi üyesi olarak siyasi çalışmalarına devam ediyor.

CANLI KALKAN EYLEMCİSİ

Kürt Halk Önderi Öcalan’ın tecritiyle devreye konulan savaş politikalarına karşı her zaman bir tutum içinde olan Yağız, 2015 sürecinde Batman’ın Sason ilçesine bağlı Kelhasan kırsalında Türk askeri ile HPG gerillaları arasında başlayan operasyonu durduran Canlı Kalkan eylemcileri arasında yerini almıştı. Yağız’ın arasında olduğu 87 Canlı Kalkan eylemcisi hakkında hazırlanan iddianamede, “Her ne kadar beyanlarda her iki tarafın kimsenin zarar görmemesi ve ölmemesi için olay yerine gittiklerini beyan etmişlerse de kolluk görevlilerin görevlerini yapmasını engellemiştir” ibaresi yapılan eylemi özetliyordu.

302’YE KARŞI ÖZYÖNETİM SAVUNMASI

Yağız’ın Canlı Kalkan eylemi dosyası özyönetim davalarıyla birleştirilerek, hakkında TCK 302.’den “Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya veya devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmak” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılandı. Dava savunmasında  özyönetimin halkların demokratik bir talebi olduğunu savunarak, “HDP Geçlik Meclisi olarak halkların alacağı bütün kararlarda yanında olacağız. Halkın kendisini yönetmesi en doğal haklarıdır. Bu doğru bir taleptir arkasındayım” diyerek mahkemeye adelet dersi verdi.

ŞİARIMIZ: DİRENİŞ ZAFERE GÖTÜRÜR

Yağız, tecritin ve savaşın çözüm olmadığını aksine çözümsüzlük yarattığını ilk günden beri canı pahasına savuyor. Bu felsefeyle, “Kararlılığımı mücadele kültürümüzden alıyorum tıpkı Mazlum Doğan arkadaşın belirttiği gibi ‘Teslimiyet ihanete, direniş zafere götürür’ şiarını esas alıyorum. En büyük beslenme kaynağımız hiç kuşkusuz Önder Öcalan’ın özgür insan felsefesidir” diyor.

VİCDANİ AYAĞA KALKIŞ KAZANACAK

Öcalan’a yönelik tecride son verilmesini isteyerek, Kürtlerin dünyanın dört bir yanında bu taleple başlattığı açlık grevlerini selamlayan Yağız şöyle devam etti: “Bu vicdani ayağa kalkış son süreçte yürürlüğe konulan tasfiye ve tecrit politikalarını boşa çıkaracak adımlardan biri olarak görüyorum. Seferberlik ruhuyla her yerde ayağa kalkarsak görkemli sonuç yaratacağımıza yürekten inanıyorum. Kürtlerin en temel insani taleplerini canları pahasına ortaya koyması en başta köleliğin reddiyesi ve özgürlük adına onurlu bir ölümün tercihi olarak görüyorum. Tıpkı Kemal Pir arkadaşın veciz tutumunda ifadesini bulan ve bize miras kalan şu sözü gibi ‘Biz yaşamı uğruna ölecek kadar çok seviyoruz.’ Apocu siyaset şerefli bir ölümde özgür bir dünya yaratma ideasını da kararlıca taşır.”

CPT’YE MEKTUP: ÖLÜM ORUCUNA DÖNÜŞTÜRECEĞİM

İnsan hakları kuruluşlarına da çağrıda bulunman Yağız, bugün yapacağı basın açıklaması ardından CPT’ye de bir mektup gönderecek. Mektubunu öncesinde bizlerle paylaşan Yağız, şunları belirtiyor: “Bir halkın en temel haklarından yoksun bırakılması yine o halkın özgürlük ve demokrasi aktivistlerini kriminalize etmeniz ve Önderini ağır tecrit altında yalnız bırakmanız, görevlerinize sahip çıkmamanız beni canımı riske ederek inisiyatif almaya zorlamış bulunmaktadır. Bu yüzden yoldaşlarımla birlikte bedenimi açlığa yatırmış bulunmaktayım Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kırılmadan ve sizin aracılığınızla kendisinden haber almadan bu eylemimi süresiz ölüm orucu eylemine dönüştüreceğimi hür irademle belirtiyorum. Avrupa adalet ve hukuk mekanizmasının tarihsel misyonuna sahip çıkmasını ümit ediyorum. Bu kararım da sizin tecrit ve işkenceye destek sunan tavrınızın neden olduğunu bilmenizi isterim. Sizleri bu açlık grevlerini ölümler olmadan durdurmaya davet ediyorum ve insanlığın evrensel değerleriyle örtüşen görevlerinize sahip çıkmaya çağırıyorum.”

BİR ŞEY YAPMADAN DURAMAZDIM

Strasbourg’daki süresiz dönüşümsüz açlık greviyle aynı gün eylemine başlayan 32 yaşındaki İmam Şiş’in eylemi 13. gününde.

2005 yılından itibaren İngiltere’de yaşayan Şiş, 2013’den bu yana da Galler’de ikamet eden bir Elbistanlı. Uzun yıllar Kürt Alevi kimliğinden dolayı ağır baskı altında olan Şiş ailesi, 1999 yılında Balıkesir’e, ardından da İngiltere’ye göç etmiş. Kürdistan’da Kürt Alevilere yönelik katliam ve soykırım politikaların tanığı olan İmam Şiş’in ağabeyi Mehmet Şiş (Rohat Nurhak) 2016 yılında özgürlük mücadalesinde şehit düştü.

17 Aralık günü Strasbourg’da başlayan süresiz dönüşümsüz açlık greviyle eş zamanlı olarak Galler’in Newport kentinde açlık grevine başlayan İmam Şiş, bu eyleme neden başladığını şöyle açıklıyor: “Açlık grevine girmemin sebebi  Önderliğimizdir. Direnişin İngiltere, Rusya, Almanya, Kürdistan’a yayıldığını duyduğum zaman ben de bir şeylerin yapılması gerektiğini düşündüm. Bir Kürdün böylesi bir süreçte hiçbir şey yapmadan durmaması gerektiğine inandım. Gömülen Kürt gerçekliğini yeniden dirilten Önderliğimize yönelik saldırıyı kabul etmek ihanettir dedim! Siyasi irademe yapılan haksızlığı kendime yapılmış kabul ediyorum. Bu sebepten dolayı Strasbourg, Leyla Güven, PKK’li ve PJAK’lı tutsaklarla dayanışmak amacıyla bu eylemi başlatma kararı aldım.”

SON SEÇENEK VİCDAN!

İngiltere’de yapılan 14 günlük uyarı amaçlı dönüşümlü açlık grevi sürecinde tek başına eyleme girme kararı aldığını söyleyen Şiş, “Vicdanlar harekete geçti. Açlık grevleri son seçeneğimizdi. Önderliğimizle en temel görüşme hakkından bile mahrum bırakıldık. Bu hukuksuzluğu Türkiye’nin tek başına yaptığına inanmıyoruz. Dünyanın gözleri önünde rol ve misyonları belli olan kurumlar görevlerini yerine getirmiyor! Buna rağmen Türkiye’ye destek veriyorlar. Bunu sorguladık. İmralı politikasında Türkiye yalnız değildir” dedi.

HALKIMIZ ÖRGÜTLENMELİ

Direnişle tecritin kırılacağına inandığını vurgulayan Şiş, “Tüm sıkışmışlıklar direnişle atlatıldı. Bunu Önderlikten öğrendik. Direnişimizle bu politikaları kıracağız. Bu bilinç ve duygularla, bedeni ortaya koymanın büyük bir direniş olduğunu herkesin anlaması gerekiyor. Kararlıyız. Bedeli ne olursa olsun devam edeceğiz. Önümüzde başka yol ve seçenek kalmadı. İnsanlar bedenini ortaya koymuş, bunu anlamaları lazım. Ev ev dolaşıp herkesi örgütlemek gerekiyor. Tüm dernek ve meclisler olağan bir şekilde toplanıp yaşanan risklere karşı bu bilinci aşılamak lazım. Halkımız örgütlenmeli” diyerek konuştu.

ENTERNASYONAL DAYANIŞMA BÜYÜMELİ

Leyla Güven’in direnişini selamlayarak konuşmasına devam eden Şiş, “Beyninde tümör olan bir yoldaşımız. Artık görüşe çıkamıyor. Bir tane seçilmiş milletvekili dünyanın gözü önünde ölüme terk ediliyor! Dünyada kendisine demokrat ve ilerici görünenlerin desteğini yeterli görmüyorum. Eğer kendimize enternasyonal diyorsak Kürt halkıyla dayanışmalıyız. Leyla Güven’in durumu daha riskli bir duruma gelmeden taleplerini gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu konuda CPT ve AHİM’in görevlerini yerini getirip İmralı‘da tecrite son vermesi gerekiyor” ifadelerine kullandı.

Kaynak: Yeni Özgür Politika