Koçali, Öcalan’ın demokrasi ve ortak yaşam felsefesini anlattı

CPT'nin İmralı adasına gitmesi talebiyle Strasbourg’da düzenlenen oturma eyleminde, Savaşa ve Diktatörlüğe Karşı Avrupa Barış Forumu üyesi gazeteci Filiz Koçali, Öcalan’ın fikirlerini değerlendirdi.

Strasbourg’da CPT ve AK önünde süren oturma eylemindeki bir panelde konuşan gazeteci Filiz Koçali, demokrasi, ortak yaşam, toplumsal kesimlerin iradesinin yansıması ve kadın-erkek eşitliğinin anlaşılabilmesi için Öcalan’ın savunmalarının özellikle kavranması gerektiğini söyledi.

İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) acilen İmralı adasına gitmesi talebiyle Strasbourg’da düzenlenen oturma eyleminde, Savaşa ve Diktatörlüğe Karşı Avrupa Barış Forumu üyesi gazeteci Filiz Koçali, Öcalan’ın fikirlerini değerlendirdi.

ÖCALAN ‘HERKES İŞİNİ DOĞRU YAPSIN’ İSTİYORDU

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlığı ve güvenliğine ilişkin konuşan Koçali, “Öcalan bizi hep uyarıyordu. ‘Katilim bir kaç metre ötemde olabilir’ diyordu” dedi.

Öcalan’ın sözlerine atıfta bulunan Koçali, ‘herkesin işini doğru dürüst yapması’ gerektiğine yönelik tavsiyelerine dikkat çekti.

Öcalan’ın savunmalarını hatırlatan Filiz Koçali, “Bize düşen ise bu savunmaların ruhunu anlayabilmek, kavrayabilmektir. Biz Sayın Öcalan kadar dünya ve dinler tarihini bilemiyoruz. O savunmaları kavramak kolay değil ama aslında çok hepimizin anlayabileceği bir şekilde sunuldu” diye konuştu.

Güney Kürdistan referandumuna değinen Koçali, referandumun ne kadar tepede alınmış bir karar olduğunun ortaya çıktığını, Öcalan’ın ise sürekli kendilerine ‘gidin görüşlerimi halkla tartışın’ dediğini hatırlattı. Koçali, bu tarzıyla asla ‘ben düşünüyorum, siz de gereğini yapın’ gibi bir tarzının olmadığının altını çizdi.

ROJAVA’DA SAVAŞ İÇİNDE BİR YAŞAM KURULMAYA ÇALIŞILIYOR

Güney’de bu yaşananlara karşılık Rojava ve Kuzey Suriye’nin genelindeki devrimsel gelişmelerin önemine değinen Filiz Koçali, olağanüstü çabalarla 3 bin noktada seçimlerin olduğunu söyledi.

Rojava ve Kuzey Suriye’de savaşın içinde bir yaşam inşa edilmeye çalışıldığını söyleyen Koçali, çoğulcu, kadın-erkek eşitliğine dayalı ve her mahallede meclislerin katılım sağladığı bu sistemin Güney referandumunun gölgesinde kaldığını kaydetti. Koçali, “Halkın kendi kaderini tayin hakkı iyi ama öte yandan ne kadar büyük bir gelişme var. Kerkük’te içimiz yandı ama bu Reqa zaferini gölgelememeli” derken, birçok halk ve inancın olduğu Reqa’da yaşananların bir modele dönüştürülmesi gerektiğini vurguladı. Koçali, savaş devam ederken kentin kurtarılan bölgelerinde sivil yönetimin hazırlanmış olmasının büyük bir başarı olduğunu söyledi.

MÜCADELENİN BAŞ UNSURU KADINLARDIR’

Kurulmaya çalışılan yaşamın diğer ulusal kurtuluş mücadelelerinden farklı olarak, özgürleştikten sonra halkın en ince ayrıntısına kadar nasıl eşit yaşayacağının öngörülerek planlandığını vurgulayan Koçali, özellikle kadın özgürlüğünün bu mücadeleyi farklı kıldığının altını çizdi.

Koçali, kadınların mücadelenin esas unsurları olduğu ve kadın özgürlüğü olmadan toplumun özgürleşemeyeceği gerçeğine işaret etti. Koçali, özellikle yönetimlerde eşitlik mücadelesinin eşbaşkanlık sistemiyle aşıldığını belirtti.

Bu eşitlik ilkesinin içselleştirilmesinin önemine dikkat çeken Filiz Koçali, buna ilişkin bazı gözlemlerini paylaştı. Koçali, “Gittiğimiz evlerde tam yemek saatinde erkeklerin telefonu çalıyor. Ya da bir işleri çıkıyor. Tabii bazen de sofraya yemek taşıyorlar. Çocuklar ise bu duruma ‘Baba, hevaller gelince sende bir değişiklik oluyor’ diyerek takılıyorlar” diye konuştu. Koçali, feodal özelliklerin aşılması ve kadınların ‘mücadele içindeki kadın’ ile ‘evdeki kadın’ şeklinde ayrıştırılmaması gerektiğini ve tüm bunların doğru anlaşılabilmesi için de Öcalan’ın savunmalarının iyi kavranması gerektiğini söyledi.

‘ÖCALAN DEMOKRASİNİN 5 YILDA BİR SEÇİM OLMADIĞINI KAVRATTI’

Öcalan’ın demokrasi anlayışına da değinen Filiz Koçali, demokrasinin 5 yılda bir seçime gidip oy kullanmak olarak sunulmasına tepki gösterdi.

“Sayın Öcalan ise bunun böyle olmadığını söyledi. Her bir toplumsal kesimin kendi iradesinin olduğunu kavrattı. Her seferinde ‘gidin bunu halkla tartışın’ demesi bundandır. Bu, halkın fikrinin ve isteminin açığa çıkması demektir. Bizim kurumlarımızda herkesin ve her kesimin temsili söz konusudur” şeklinde konuşan Koçali, kurumsallaşmanın bu anlamıyla önemli olduğunu ve birey ile toplumsal kesimlerin iradelerinin açığa çıkmasının araçları olduğunu ifade etti.

Halkların ve inançların birbirini anlayarak, tanıyarak ve kabul ederek ortak mücadelesine vurgu yapan Filiz Koçali, kendisinin de geçte olsa “Özgürleşeceksek Kürt halkıyla yan yana durmadan kazanma şansının olmadığını anladığını’ söyledi. Koçali, bu sayede gelişen direniş kültürüne atıfta bulunurken, “Jandarma eri önünde eğilen dedelerimizin yüzünü göklere kaldıran bir hareketiz” diye konuştu.

Koçali, son olarak, özgürlük hareketinin toplumsal bilincin gelişmesine yaptığı katkıya değindi.