Marsilya’da ‘Büyük Özgürlük Mitingi’

İmralı Adasında, 2 yılı aşkın süredir ağır tecrit altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için Fransa'nın Marsilya kentinde yaşayan Kürtler ve demokratik kamuoyu “Büyük Özgürlük Mitingi” gerçekleştirdi.

Marsilya Demokratik Kürt Toplum Merkezi (DKTM) çağrısıyla bir araya gelen binler, saat 13.00’da Canebiere Meydanı’nda toplandı. Burada toplanan kitlenin tamamı “Liberté Pour Ocalan” dövizleri ile kortejde yerini aldı. Ön tarafta ise şehit ve gerilla anneleri “Azadî Ji Bo Ocalan” “Liberte Pour Ocalan”, “Öcalan’a Özgürlük”, “Free Ocalan” yazılı çok dilli pankartla yürüyüşe başladı.
Kitle Canebiere Meydanı’ndan Avrupa Parlamentosu Marsilya Temsilciliği önüne kadar yürüyüşünü sürdürdü.

Burada planlanan miting ise bir dakikalık saygı duruşu ve 5 dakikalık oturma eylemi sonrası başladı. Marsilya DKTM adına yapılan konuşmada, Düsseldorf merkezli Avrupa ve dünyanın her yerinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yapılan eylemleri selamladı. -Bu tarihsel süreçte halkın, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın etrafında kenetlenilmesinin tarihsel önemde olduğu vurgulandı.

DKTM adına yapılan konuşma sonrasında ise KONGRA GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal söz aldı. Komplonun tarihsel süreci ve komployu boşa çıkarma mücadelesine değinerek konuşmasına başlayan Kartal, “Yapmak istedikleri komplo, tarihsel direnişimiz ve Önderliğin iradesi karşısında unutulmaz bir yenilgi almıştır” dedi.

‘KAYGILIYIZ’

İki yılı geçen tecrit sürecinde Kürt halkının kaygılı olduğunu dile getiren Kartal, şöyle devam etti; “Önder Apo, 2 yıldır ailesi dahil olmak üzere hiç kimseyle görüştürülmüyor. Bu konuda ciddi kaygılarımız var. Bunu açık söylememiz gerekiyor, Türk devletinin halkımıza yönelik vahşi ve katliamcı politikaları Önder Apo’ya yönelikte yürütülüyor. Bunu herkesin bilmesi gerekiyor. Biz hareket ve halk olarak Önder Apo’nun yaşamından ve sağlığından kaygılıyız.”

‘ABDULLAH ÖCALAN’DAN KORKUYORLAR’

Kartal şöyle devam etti: “Önder Apo’ya yönelik tecrit, Türk devletinin Kürt halkına yönelik yürüttüğü politikayla bağlantılıdır. Türk devleti, bu siyaseti sadece Bakurê Kurdistan’da değil dört parçada yürütüyor. Özgürlük hareketine bağlı olarak bu iradeyi kırmak istiyor. Bunun için de vahşi bir katliam yürütüyor. Siyasi ve demokratik yollarla seçilen bütün Kürt temsilciler, cezaevine atılmış. Ve böylesi bir ortamda Rojava şahsında Ortadoğu’da Kürtlerin lehine devam eden sürecin önüne geçmek istiyor. Türkiye, bütün dünyada olumlu olan Kürt ve özgürlük hareketin imajını sonlandırma peşinde. Bununla paralel olarak Önder Apo üzerinde tecridi ağırlaştırmak istiyor. Çünkü devlet Önder Apo’nun düşüncelerinden korkuyor. Süreç ne olursa olsun, Önder Apo, günün koşullarına göre proje ve plan geliştiriyor. Bazen bir sözü süreç üzerinde büyük etki yaratıyor."

‘ÖNDER APO SIRADAN BİRİ DEĞİLDİR’

Abdullah Öcalan’ın sıradan bir tutsak olmadığını vurgulayan KONGRA GEL Eşbaşkanı Kartal, "Sıradan bir tutsak olmadığı için Türk devleti kendi hukuku ve yasalarını bile Önder Apo’ya karşı uygulamıyor. Eğer normal bir tutuklu olsaydı avukatları ve ailesiyle görüşme olanağına sahip olurdu. Önder Apo için çıkartılan özel yasa ile İmralı'da tutuluyor. Önder Apo’ya yönelik tecridi de devlet Kürt halkına karşı psikolojik savaş olarak yürütüyor” dedi.

‘YEŞİL SOL EZBER BOZACAK

Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin ancak mücadele ile kırılacağını kaydeden Kartal, "Önder Apo’nun özgürlüğü direnişe bağlıdır. Halkımızın yürüteceği direniş ve mücadelenin yükseltilmesiyle, Önder Apo ile masaya oturmaya mecbur kalırlar. Bunu da 14 Mayıs’ta halkımız faşist şef Erdoğan’ı yollayıp, Yeşil Sol Parti’nin oylarını ikiye katladığında herkes görecektir. Bu sebeple halkımız bilmeli ki bu seçim sıradan bir seçim değildir. Bütün halkımız buna Önderlik ruhu ile yaklaşmalı, ev ev, sokak sokak Yeşil Sol için çalışmalıdır” diye konuştu.

‘GİDİŞATI DEĞİŞTİRME GÜCÜMÜZ VAR’

Kartal son olarak şunları kaydetti: “Türkiye’de siyaset yürüten her kesim, Kurdistan Özgürlük Mücadelesi ile bağlı olan demokrasi güçlerini görmek zorundadır. Bu temelde bizler hem toplumsal zihniyeti, hem de devlet sistemini değiştiren güç pozisyonundayız. Millet İttifakı da gelse onları zorlama, değiştirme, dönüştürme mücadelesi içerisinde olacağız. Bunlara kendimizi hazırlamalıyız. Bu değişim zorunluluğu içerisinde de mutlak suretle İmralı’ya başvurma, kapılarını açma zorunluluğu vardır. Bu devlet sistemi -partileri ayırmadan – imkânları olduğu sürece bugüne kadar yaptığı gibi Kürt sorunundaki bu politikalarını sürdürmek ister. Ama şimdi sürdüremiyor. Artık büyük bir tıkanma yaşıyor. Biz diyoruz ki; devletin geldiği bu noktada eski politikalarla kendisini sürdürebilme şansı yoktur. Yeşil Sol ile bütün bu gidişi değiştirme gücümüz vardır. Halkımız sığ tartışmalara kalmadan, partimizi esas alıp, Yeşil Sol’a omuz vermeli, var gücü ile çalışmalıdır.”
Konuşmalar sırasında sık sık “Bijî Serok Apo” sloganları atıldı.