NAV-DEM’den Türkiye’nin Almanya’daki casuslarına ilişkin açıklama
NAV-DEM, Türk devletinin Avrupa'da Kürt siyasetçileri hedef alan saldırı ve ajan faaliyetlerine karşı Almanya'yı göreve çağırdı.
NAV-DEM, Türk devletinin Avrupa'da Kürt siyasetçileri hedef alan saldırı ve ajan faaliyetlerine karşı Almanya'yı göreve çağırdı.
Almanya Demokratik Kürt Toplum Merkezi (NAV-DEM), Türk devletinin Avrupa'daki Kürt siyasetçilerine dönük saldırılarına ilişkin bugün yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, Almanya´da yaşayan Kürt siyasetçileri, aydınlar ve sivil toplum temsilcileri ile kadın hakları savunucularının Alman devletine rağmen Türkiye Cumhuriyeti’nin tehdidi ve baskısı altında yaşadığına dikkat çekildi.
Açıklamada, MİT ajanı Mehmet Fatih Sayan'ın yargılanmasına 7 Eylül'de Hamburg Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde başlanacağı ve Paris Katliamı'nda MİT'in rolü hatırlatıldı.
"Avrupa devletleri; kendi yurttaşı olan veya iltica hakkı tanıyarak koruma sözü verdiği Kürt siyasetçilerinin karşılaştığı tehdit ve baskıları önlemeyerek, soruşturmayarak, ciddi ve sorumlu davranmayarak Türk devletinin yönelimlerine açık hale getirmektedir" eleştirisinin yapıldığı açıklamada, Türkiye-Almanya'nın ilişkisine değinildi.
"Kürt siyasetçileri Türk İstihbaratının yönettiği infaz timlerinin tehdidi altındadırlar" uyarısının yapıldığı açıklamada, "Mehmet Fatih Sayan’ın tutuklanmasından sonra gelen bazı mesajlar, infaz timinin yaklaşımını ele vermektedir. Tehdidin artarak devam ettiği anlaşılmaktadır" diye belirtildi.
Kürt siyasetçilerine yönelik infaz girişimlerinin devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada, şöyle devam edildi:
"Almanya'da Temmuz 2017'de ikinci bir girişim de deşifre edilmiştir. Mustafa K. adında MİT'e çalışan bu şahıs da Hamburg şehrinde yaşamaktadır. Kürt siyasetçileri Zübeyir Aydar, Yüksel Koç, Sol Parti Hamburg Milletvekili Cansu Özdemir, eski HDP Milletvekili Sevahir Bayındır gibi isimleri hedef seçmiştir. Ayrıca bu kişinin Mehmet Fatih Sayan'la direkt ilişkide olduğu bizzat kendisi tarafından belirtilmektedir
Bu Türk ajanı 7 yıldır Hamburg’da bulunan Kürt Demokratik Toplum Merkezi ile ilişkilidir. İki yıl da derneğin yönetiminde yer almıştır. Anonim olarak ulaşan bir ses kaydından açığa çıkan bu kişi ile ilgili çok somut bilgiler Hamburg savcısına ve ilgili birimlere verilmiş olmasına rağmen şimdiye kadar herhangi bir tedbir alındığına dair bilgi tarafımıza ulaşmamıştır."
ALMANYA'DAN NE BEKLENİYOR?
NAV-DEM, taleplerini şöyle sıraladı:
"Almanya’da Türk istihbaratının muhaliflere karşı yürüttüğü çalışmalara ilişkin kamuoyu bilgilendirilmelidir.
Muhaliflere yönelik düzenlenen listeler ile ilgili muhatapları haberdar edilmelidir.
Türk MİT’inin etkin olduğu ve konumlandığı, karargah haline getirdiği mekanların, Türk Elçiliği, konsolosluklar, cami, dernek, vakıf, eğitim merkezi gibi kurumların bir an önce takip, inceleme, soruşturmaya tabi tutularak, gerekli hukuksal, yasal yaptırımlar uygulanmalı.
Büyükelçi-Konsolos, ‘memur’, ‘din adamı’ vb.konumunu yaşayan ama esas olarak görevleri Avrupa’da muhalifler hakkında istihbarat toplamak, eylem örgütlemek olan kişiler bir an önce sınır dışına çıkartılmalı.
Uzun süreden beri resmi makamlar tarafından izlenen ve açığa çıkartılan tetikçi/katil adayları bir an önce yakalanıp sorgulanmalı.
Paris Katliamı'nın gerçek failleri olan ve Türk devletine bağlı kişi ve kurumlar açığa çıkartılmalı. Bu konuda Almanya yeni bir tutum alarak gerçeğin ortaya çıkartılmasına katkı sunmalı.
Kürt siyasetçileri izlenmekten, denetim altına alınıp kriminalize edilmekten vazgeçilmeli. Türk devletinin yasa dışı faaliyetlerini bu durum üzerinden meşrulaştırmak istediği unutulmamalıdır.
Alman hükûmeti Kürt toplumu ile yasaklama-cezalandırma dışında farklı ve Kürtlerin de kimliğini, haklarını tanıyan gerçekçi ve demokratik yeni bir ilişkilenme geliştirmeli. Kürtlere yönelik politik-hukuki-insani tutumun Türk devletinin gölgesinden çıkarılması yapısal ve kalıcı bir çözümün kapısını aralayacaktır."