Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı Fransa’nın Strasbourg şehrindeki süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi, 137’inci gününde. Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi üyesi siyasetçi, gazeteci ve avukatların da aralarında olduğu 14 kişinin sürdürdüğü açlık grevi, eylemcilerde kalıcı sağlık sorunlarının başgöstermesine rağmen kararlılıkla devam ediyor.

Açlık grevi eylemcilerini her gün Avrupa’nın farklı ülkelerinden Kürt yurtseverleri ile kurum temsilcileri de ziyaret etmeye devam ediyor.

Bugün eylemcileri ziyaret edenler arasında Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCDK-E) Eşbaşkanı Fatoş Göksungur da bulunuyordu. KCDK-E’nin diğer eşbaşkanı Yüksel Koç ise, 137 gündür süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde yer alıyor.

GÖKSUNGUR: TÜM HALKLARI HEDEF ALIYOR

Kendisi için de zor bir süreç olduğunu söyleyen Göksungur, sadece cezaevlerinde 7 bin tutsağın bedenlerini açlığa yatırdığını hatırlattı. Kurum olarak eşbaşkan düzeyinde açlık grevine katılındığını söyleyen Göksungur, kendisinin önerisine rağmen Eşbaşkan Yüksel Koç’un açlık grevine katıldığı bilgisini verdi.

Açlık grevcilerinin seslerinin duyurulabilmesi için daha fazla çaba içerisinde olunmasını isteyen KCDK-E Eşbaşkanı Fatoş Göksungur, tecridin sadece Öcalan şahsında bir kişi üzerinde uygulanan bir tecrit olarak görülmemesi gerektiğini vurguladı.

Tecrit politikasının tüm halklara yönelik bir baskı ve sindirme politikasının parçası olduğuna dikkat çeken Göksungur, buna karşı başta Kürtler olmak üzere tüm halkların direnişi arttırması gereğine işaret etti.

Hem kitlesel eylemler hem de kurumlar nezdindeki diplomatik çalışmaların belirli bir düzeye ulaştığını kaydeden Göksungur, direnişin Latin Amerika’ya kadar birçok yerde ses getirdiğini ifade etti. Göksungur, Türkiyeli sol-sosyalist hareketlerin de tecridin bir an önce kalkması için mücadelede yer aldığını söyledi.

“BU DURUMA ALIŞMAYACAĞIZ VE TECRİDİ KIRACAĞIZ”

Halka duyarlılık çağrısı yapan KCDK-E Eşbaşkanı Fatoş Göksungur, “Arkadaşlarımız bedenlerini ölüme yatırdığında, bir günlüğüne bile olsa kendimizi onların yerine koyalım. Neler hissedeceklerini ve bu eylemin ne anlama geldiğini anlamaları açısından önemli. O empatiyi kurmadan bizlerin onları anlamamız biraz zordur” dedi.

Göksungur son olarak, tecride karşı mücadelenin uzun soluklu olduğunu söylerken, “Bizler bu duruma alışmayacağız ve tecridi kıracağız” diye ekledi.