Strasbourg direnişi: Herkes ‘tecridi nasıl yıkarız?’ diye sormalı

Strasbourg’da bugün 75’inci gününü geride bırakan tecride karşı açlık grevi direnişine destek veren Mannheim DKTM yöneticilerine konuşan eylemci Koç, “Herkes kendi kendisine, ‘biz bu tecridi nasıl yıkarız?’ diye sormalıdır” diyerek, halka çağrı yaptı.

AKP-MHP faşizminin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde uyguladığı ağırlaştırılmış tecride karşı Fransa’nın Strasbourg şehrinde sürdürülen süresiz-dönüşümsüz açlık grevi, 75’inci gününü geride bıraktı.

Dün aralarında PYD Atina temsilciliği danışmanı avukat Stratos Nikoloudis’in olduğu onlarca kişinin destek ziyaretinde bulunduğu açlık grevi ziyaretini Mannheim’daki Demokratik Kürt Toplum Merkezi yöneticileri de ziyaret etti.

Ziyaret sırasında Mannheim DKTM adına konuşan bir yetkili, tecride karşı başlatılan ve Türkiye ile Kürdistan’daki tüm cezaevlerine yayılan açlık grevi direnişinin kutsal olduğunu vurguladı. Öcalan’a yönelik tecridin kabul edilemeyeceğini söyleyen yetkili, ağır bedeller gerektiren bir eylemde olunduğunun altını çizdi.

Açlık grevi direnişleri ve bu direnişlerin halk tarafından her alandaki eylemliliklerle büyütülmesinin tecride karşı zaferi getireceğini dile getiren Mannheim DKTM yetkilisi, Kürt halkının zafere inandığını sözlerine ekledi.

‘BİZE BİRŞEY OLURSA SORUMLUSU ERDOĞAN KADAR AK VE CPT’DİR’

DKTM yetkilileri ve yurtseverlerin desteğinin önemli olduğunu söyleyen eylemcilerden KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç ise, kendilerinin İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ve Avrupa Konseyi’nin (AK) rollerini oynamaması nedeniyle bugün açlık grevi direnişlerinin olduğunu hatırlattı. Tecride karşı cezaevleri dahil binlerce kişinin eyleme geçtiğine dikkat çeken Koç, “Biz eyleme başladığımız zamanda söylemiştik: ‘Eğer bize birşey olursa bunun sorumlusu sadece Erdoğan veya Türk devleti olmayacaktır; bir şehadet yaşanırsa Avrupa Konseyi de sorumludur’ demiştik. Çünkü onlar görevlerini yerine getirmiyorlar. Cizre’de, Sur’daki katliamlarda; Efrin’deki işgalde sessiz kalmaları Erdoğan’la ortak oldukları anlamına geliyordu” diye eleştirdi.

‘HERKES ‘BİZ BU TECRİDİ NASIL KIRABİLİRİZ’ DİYE SORMALI

“Bedeli ne olursa olsun tecridi kıracağımız sözü vermiştik” diyen Koç, ‘onursuz bir yaşamın’ zaten ölüm anlamına geldiğinin altını çizdi.

Tüm kesimlerin kendilerine ‘ne olacak?’ şeklinde soru yönelttiğini söyleyen Koç, “Herkes, ‘biz bu tecridi nasıl yıkarız?’ diye sormalıdır” diye konuştu.

‘SADECE ÜZÜLMEK BAŞARIYA GÖTÜRMEZ’

Halkın kendileri için kaygılanmasını ve üzülmesini anlayışla karşıladıklarını belirten Yüksel Koç, “Ancak bu yöntem yanlıştır. Sadece evinde kalarak, sadece üzülerek sonuç alamayız. Gücümüz vardır. Avrupa’daki gücümüzü biliyorum. Nasılki Kobanê’yi özgürleştirme hamlesine katkıda bulunduysak, bugün de tecridi yerle bir etmekte başarılı olabiliriz” diye konuştu.

Kürt halkı ve dostlarına çağrı yapan Koç, kendileri için kaygılanan halkın yapacağı tek şeyin eylemliliklerle direnişi büyütmek için harekete geçmek olduğuna vurgu yaptı.

Koç, başta Almanya’nın Köln şehrinde yarın yapılacak büyük yürüyüş ve miting olmak üzere tecride karşı direniş hamlelerine katılım çağrısı da yaptı.