TKP/ML ve MLKP’li direnişçilerden Strasbourg direnişine destek

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı Strasbourg’daki açlık grevi direnişi 68’inci gününde devam ederken, 1996 ve 2000 yıllarındaki cezaevleri direnişlerine katılan devrimci tutsaklar da destek ziyaretinde bulundu.

Fransa’nın Strasbourg şehrinde 14 eylemcinin kararlılıkla sürdürdüğü süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemine destek ziyaretleri dün akşam saatlerinde ve bugün de devam etti.

‘SÖMÜRGECİ POLİTİKALARIN BOŞA DÜŞÜRÜLMESİNDE ÖNEMLİ BİR DİRENİŞ’

Dün akşam saatlerinde 1996 ve 2000 yıllarındaki cezaevleri ölüm orucu direnişlerine katılan TKP/ML ve MLKP’li tutsaklar Strasbourg’daki açlık grevi eylemcilerini ziyaret etti. Grupta 2000 yılında 326 gün açlık grevinde yer alan MLKP davası tutsaklarından Tayfun Babiyan, aynı yıl 203 gün açlık grevinde olan İbrahim Bozay ile 1996’da 69 gün direnişte kalan Delil İldan yer aldı. Yine TKP/ML davası tutsaklarından ve 2000 yılında 205 gün açlık grevinde kalan Sait Oral Uyan da Strasbourg’daki direnişçilere destek verenler arasındaydı.

Eylemcilerle görüşen direnişçiler adına yapılan konuşmada tecride karşı direnişe destek vermek istendiği vurgulandı.

Cezaevlerinin yanı sıra birçok kentte ve Strasbourg’da süren açlık grevi eylemlerinin tarihsel önemde olduğunu vurgulayan MLKP’li eski tutsak Tayfun Babiyan, uluslararası komplo ile esir edilen Öcalan’a yönelik tecridin kırılmasına yönelik önemli bir eylem olduğunun altını çizdi.

Babiyan, açlık grevi direnişlerinin yaygınlığı ve yarattığı etkinin Türkiye’nin ve emperyalist sömürgeci politikaların boşa düşürülmesinde önemli rolü olacağının altını çizdi.

Devrimci eski tutsaklar, eylemin sahiplenilmesinin ehemmiyetine işaret ederken, eylemin zaferle taçlandırılmasının halklara yönelik soykırımcı politikaların boşa çıkarılmasında büyük katkısı olacağı dile getirildi.

‘TÜM EZİLEN ULUSLARA MESAJ NİTELİĞİ TAŞIYOR’

Ziyarette konuşan TKP/ML davasından eski tutsak ve açlık grevi direnişçisi Sait Oral Uyan ise, “Bu direnişin mesaj: Aslında beden hücre hücre eksilirken, Türkiye ve Kürdistan üzerine çöreklenen büyük hücreyi parçalama adına vurulmuş bir tokattır. O yüzden özellikle buradan tüm Kürt, Türk ve dünyanın tüm ezilen uluslarına mesaj niteliği taşıyan bu eylemi bir kez daha selamlıyorum” dedi.

‘GÜZELLİK ADINA NE VARSA BU DİRENİŞLERE BORÇLUYUZ’

Açlık grevi direnişçileri adına konuşan ve kendisi de uzun yıllar cezaevlerinde kalan siyasetçi Mustafa Sarıkaya ise, “1996 ve 2000 açlık grevlerinden gelen arkadaşlar, açlık grevlerinin ve direnişlerinin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Birlikte omuz omuza mücadele ettiğimiz arkadaşlardır” diyerek, ziyaretçileri selamladı.

Türkiye ve Kürdistan coğrafyasının direnişçi tarihine dikkat çeken Sarıkaya, “bu coğrafyada güzellik adına ne varsa hepsini bu direnişlere borçluyuz” dedi. “Hep direnişle kazandık, bu kez de direnişle kazanacağız” diyen Sarıkaya, direnişlerinin halklar üzerine çöreklenmiş faşizmi geriletme, faşizm duvarında delik açıp halklara nefes aldırma hedefi olduğunun altını çizdi.

Sarıkaya, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sözlerine atıfta bulunarak, kendisi kadar Türkiye ve Kürdistan’daki halkların yaşadığı tecride vurgu yaptı. Sarıkaya, halkların birlikteliğiyle tecridi kırma konusunda başarılı olacaklarına olan inancını da paylaştı.