Referanduma sunulan metinde “burka” kelimesi kullanılmasa da, referanduma öncülük eden milliyetçi parti Demokratik Birlik’in asıl hedefinde burka (yüz kısmı kafesli çarşaf) vardı.

Pazar günü yapılan referandumda yüzün kamusal alanda kapatılmasına “evet” diyenlerin oranı yüzde 51.2 olarak kayda geçti. 26 kantonun 18’i bu girişimi desteklerken, seçimlere katılım oranı yüzde 50,8 oldu. Diğer bir ifadeyle 1 milyon 426 bin 992 kişi yasaktan yana, 1 milyon 259 bin 621 kişi ise yasağa karşı oy kullandı.

La Tribune de Geneve gazetesi “İsviçre sokaklarında artık burka görmek istemiyor” diye yazarken, Le Temps gazetesi “Halk burkaya hayır diyor” dedi.

La Tirbune gazetesi referandumda “evet” oyu çıkmasını beş nedene dayandırırken, özellikle burkanın “şok edici” ve “savunulması imkansız” bir kıyafet olduğuna dikkat çekti.

Le Temps gazetesine konuşan Neuchatel üniversitesinden profesör ve Federal Göçmen Komisyonu Başkanı Etienne Piguet, “İslam korkusu bu sonucu açıklamak için yeterli değil. Feminist motivasyonlar, bu girişime evet kadar hayır demeye de götürdü” diyor. Bununla birlikte İsviçre toplumunda İslam tartışmasız bir şekilde tartışmaların merkezinde yer alıyor.

İsviçre Merkezi İslam Konseyi, “İslamofobi bundan böyle Anayasa’ya kaydoldu” diyerek tepki gösterdi.  BBC Cenevre muhabiri “Bu sonuç İsviçrelilerin aşırlıkçı hale geldiği anlamına mı geliyor?” diye sorarken, “Belki de hayır” diye ekliyor. BBC, burka yasağının çok az bir farkla geçmesini buna gerekçe olarak gösteriyor.

Feministler ise bu konuda ikiye bölündü. Bir kısım feminist burka ve nikabı baskı araçları olarak görmekle birlikte, kadınların neyi giyip neyi giymeyeceğinin bir yasa ile belirlenmesine karşı çıkıyor.

2009’da yeni minarelerin inşa edilmesini yasaklayan girişim daha geniş bir çoğunlukla kabul edilmişti.

Burkayı yasaklayan son referandumdan sonra, milletvekillerinin bir yasa yazımı ve uygulaması için iki yılı var. Bu çerçevede, en fazla 9 bin euroya varan cezalar gelebilir.