DEM Parti Milletvekili Ali Bozan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş hakkında verdiği son ihlal kararının sadece bireysel bir başvuruya değil, Türkiye’deki siyasal atmosferin geleceğine dair kritik bir dönüm noktasına işaret ettiğine vurgu yaptı.
Bozan, AİHM kararının kapsamının sadece Demirtaş’ın tutukluluk durumuyla sınır bir karar olmadığını belirterek, Kobanê Kumpas Davası süreci ve HDP’li siyasetçilere yönelik siyasi baskılara ilişkin çarpıcı tespitler içerdiğine işaret etti. Bozan, “Bu, salt bir bireysel ihlal kararı değil. Bu karar, Demirtaş’la birlikte yargılanan tüm HDP’li siyasetçiler açısından hayati bir önemi sahip. Kararın uygulanmasının artık kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunu söyledi” dedi.
AİHM’in Demirtaş’ın ikinci tutukluluğuna ilişkin yaptığı değerlendirmede yalnızca tutuklamayı değil, bu sürecin siyasi faaliyetleri baskı altına amacı taşıdığını da ortaya koyduğunu ifade eden Bozan, bu tespitin Kobanê Davası’nda yargılanan diğer siyasetçiler için de emsal teşkil edecek nitelikte olduğunun altını çizdi.
Bozan, “AİHM yalnızca kişisel özgürlük ihlalinden değil, kolektif bir siyasal baskıdan söz ediyor. Bu nedenle karar, tüm HDP’li siyasetçilerin yargılandığı davalar açısından doğrudan bağlayıcı olmalı. Bu kararı göz ardı etmek, hukuken ve siyasal açıdan telafisi zor bir güven kaybına yol açıyor” diye konuştu.
Türkiye’nin Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne sunduğu Eylem Planı’nda ‘umut hakkı’na ilişkin değişlik yapmayacağı yönündeki kararını da eleştiren Bozan, AİHM’in geçmiş kararlarında bu duruma işaret ettiğini ve Türkiye’ye bu konuda yasal düzenleme çağrısı yaptığını hatırlattı.
Bozan, “Yeni çözüm süreci tartışmaları çerçevesinde umut hakkı kritik bir yere oturuyor. Bu noktada Türkiye’nin siyasi iradesi test ediliyor” dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “Gündemimizde umut hakkına dair bir şey yok” yönündeki açıklamalarını eleştiren Bozan, şunları söyledi:
“Eğer gerçekten bir çözüm süreci hedefleniyorsa, bu tür açıklamalar o ruhu zedeleyen niteliktedir. AİHM kararlarının gereği yerine getirilmeden gerçek bir demokratikleşme sürecinden söz edilemez. Bu noktada, yasal düzenlemeler gerekmeden tahliyeler yapılabilir. Umut hakkı gibi temel meseleler görmezden gelinemez.
Umut hakkı için yasal düzenleme gerekiyorsa Meclis tatili bile ertelenmelidir. Bu mesele ertelenemez. Eğer yeni dönemin ruhu ciddiye alınacaksa, Meclis vakit kaybetmeden çalışmalı. Hem Kobanê Kumpas Davası hem umut hakkı meselesi sadece hukuki değil, siyasal barış için de bir test niteliğindedir.”
DEM Parti olarak yeni sürecin inşası için Türkiye’nin dört bir yanında halk toplantılarını düzenlediklerini söyleyen Ali Bozan, bu toplantılarda halkın en çok dile getirdiği konulardan bir tanesinin iktidarın somut adım atmamasının olduğunu belirterek, “Toplum yeni döneme güvenmek istiyor ama bu güvenin tesisi için önce adaletin tesisi gerekiyor” dedi.