AfD, 23 Şubat'ta yapılan son genel seçimlerde oyların %20’sinden fazlasını alarak tarihî bir başarı elde etmişti. 

Parti, karara tepki göstererek bunun “Alman demokrasisine ağır bir darbe” olduğunu savundu ve siyasi saiklerle alındığını ileri sürdü. 

Parti liderleri Alice Weidel ve Tino Chrupalla, yargı yoluna başvuracaklarını belirtti.

Anayasayı Koruma Dairesi yaptığı açıklamada, AfD’nin ideolojisinin “toplumun bazı kesimlerini aşağılayarak insan onurunu zedelediğini” ve bu yaklaşımın “demokratik anayasal düzenle bağdaşmadığını” belirtti.

Bu sınıflandırma, Alman devleti adına partiyi yakından izleme, haberleşmeleri takip etme ve daha geniş güvenlik önlemleri alma yetkisi veriyor. Karar, Almanya’da AfD’nin tamamen yasaklanması yönündeki tartışmaları yeniden gündeme taşıyabilir.

Daha önce partinin gençlik kolları ile doğu eyaletlerindeki bazı bölgesel yapıları da aşırı sağcı olarak tanımlanmıştı. İstihbarat servisi, partinin göçmen ve Müslüman karşıtı tutumunun “önyargı, korku ve nefreti beslediğini” vurguladı.