Almanya’da yargı-hükümet hattında 'DAİŞ' krizi

QSD’nin denetimindeki Hol kampında tutulan Alman vatandaşı bir DAİŞ çete üyesinin eşi ve 3 çocuğunun getirilmesini karara bağlayan Berlin’deki üst mahkeme ve Dışişleri Bakanlığı arasında kriz yaşanıyor.

YPG/ QSD güçlerinin DAİŞ çetelerine operasyonlarda sağ yakaladığı Alman vatandaşlarına ilişkin Berlin yönetimi hala bir çözüm bulmuş değil. Geçtiğimiz Şubat ayında ABD Başkanı Donald Trump ve Rojava yönetiminin yaptığı “Vatandaşlarınızı alıp yargılayın” çağrısına rağmen Federal Alman Hükümeti, DAİŞ’e katılıp insanlık suçu işleyen vatandaşlarına ilgisiz davranıyor.

Rojava Kürdistanı ve Suriye’nin kuzeyindeki kamplarda tutulan DAİŞ’lilerin aileleri de Almanya tarafından kabul edilmiyordu. Ancak DAİŞ çete üyesinin eşi ve 3 çocuğunun durumunu ele alan Berlin’deki yerel bir mahkeme Temmuz ayının başında emsal niteliğinde bir karar almıştı. Vatandaşları oldukları ülke olan Almanya tarafından kabul edilmeyen ailenin başvurusunu inceleyen mahkeme, hükümetin aileyi Almanya’ya getirmesi gerektiğini bildirmişti.

KARAR GEREĞİ ALMANYA AİLEYİ QSD’DEN İSTEYECEK!

Aşağı Saksonya Eyaleti’nden olan aile Hesekê’nin 45 km doğusunda bulunan Hol kampında tutuluyor. Yerel mahkemenin ailenin getirilmesine ilişkin kararı üst mahkeme tarafından da karara bağlandı. Berlin-Brandenburg Eyalet İdari Mahkemesi kararında “Her devlet kendi vatandaşlarını kabul etmeli” görüşüne yer verdi.

Karar gereği Suriye Demokratik Güçleri (QSD) ile temasa geçip aileyi resmi olarak istemesi beklenen Dışişleri Bakanlığı, yerel mahkemenin kararını onaylayan üst mahkemeye tepki gösterdi. Bakanlık sadece üç çoğun getirileceğini ve DAİŞ’linin eşinin getirilmesine yönelik kararın iptal edilmesini istedi.

Alman basınında yer alan bilgilere göre Berlin-Brandenburg Eyalet İdari Mahkemesi Dışişleri Bakanlığı’na yeni bir yazı yazarak bütün aile üyelerinin getirilmesini talep etti. Yazıda “Almanya başka ülkelerinin vatandaşı olan radikal insanları sınır dışı ederken, vatandaşı olan radikalleri ise başka bir ülkede bırakıyor” şeklinde Merkel hükümetinin YPG/ QSD’nin elindeki Alman vatandaşı DAİŞ’lilere karşı sergilediği yaklaşımın eleştirildiği öğrenildi.

Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 200’den fazla Alman vatandaşının YPG/QSD’nin elinde bulunduğu belirtiliyor. Geçtiğimiz ay DAİŞ’li Almanların ülkeye getirilmelerine ilişkin konuşan İçişleri Bakanı Horst Seehofer bu konuda titiz bir çalışma yürüttüklerini söylemişti. Seehofer ve ekibine göre DAİŞ’liler Almanya’ya geldikten sonra ülke güvenliğini tehlikeye sokabilir.

Uluslararası yasalar gereği Almanya başka bir ülkenin cezaevinde tutulan vatandaşlarını ziyaret edip, onlarla ilgilenip hukuki ihtiyaçlarını giderebilir. Irak ve Güney Kürdistan’daki cezaevlerinde tutulan DAİŞ çete üyesi Alman vatandaşları “konsolosluk desteği” denilen bu ayrıcalıktan yararlanırken, Berlin yönetimi sırf Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi ile resmi temas kurmamak için YPG/QSD’nin elindeki kendi vatandaşlarının bu haklardan yararlanmasının önüne geçiyor.

2800’den fazla DAİŞ’li YPG’e bağlı özel birliklerin Suriye’nin kuzeyinde yaptığı operasyonlarda yakalanmıştı. Bunlardan 800’ün fazlası çoğu batılı ülkeler olmak üzere 46 değişik devletin vatandaşları. Şimdiye kadar sadece Fransa, Endonezya, Rusya, Fas ve Sudan YPG’nin sağ yakaladığı vatandaşlarını Rojava yönetiminden istemişti.