Eylül 2015’te ailesiyle Avrupa’ya doğru yola çıkan ve cansız bedeni Bodrum açıklarında bulunan Rojava Kürdistanlı küçük çocuk Alan Kurdi mülteci çocukların sembolü haline gelmişti. Sea-Eye isimli Alman yardım kuruluşu ise Akdeniz’de görev yapan kurtarma gemisinin ‘Alan Kurdi’ değiştirerek son bir yıl içinde İtalyan hükümetinin baskılarına rağmen birçok mülteciyi boğulmaktan kurtarmıştı.

‘Alan Kurdi’ gemisi Avrupa’da binlerce insanın ölümüne neden olan koronavirüsü salgınına rağmen bir süredir Akdeniz’de görev yapıyordu. Son olarak geçtiğimiz Pazartesi günü Libya açıklarında mahsur kalan 150 mülteci ‘Alan Kurdi’ tarafından kurtarıldı. Gemidekilerin yardım talebine ise İtalyan sahil güvenlik birimleri yanıt vermediği belirtiliyor.

Ancak geminin faaliyetlerinin durdurulması için İtalyan’ın İçişleri Bakanı Luciana Lamorgese’nin 31 Mart’ta Alman mevkidaşı Horst Seehofer ile görüştüğü ortaya çıktı. Ülkesinin korana salgınından dolayı ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu bildiren Lamorgese, sivil toplum kuruluşlarının Akdeniz’deki faaliyetlerinin son bulmasını talep etti.

Bunun üzerine Alman İçişleri Bakanlığı’nın söz konusu STK’lere İtalya’nın talebi doğrultusunda Akdeniz’de hiçbir mültecinin kurtarılmamasını istediği öğrenildi. ‘Alan Kurdi’ gemisinin sahibi Sea-Eye’nin yanı sıra Lifeline, Sea-Watch ve “SOS Mediterranee” projesini yürüten Sınır Tanımayan Doktorlar Birliği’ne gönderilen mektuba “Neues Deutschland” gazetesi ulaştı.

TALEP İTALYA VE MALTA GELMİŞ!

İçişleri Bakanlığı’nın Göçmen Bölümü’nden sorumlu yetkili Ulrich Weinbrenner’in imzasızını taşıyan mektupta İtalya ve Malta hükümetlerinin Akdeniz’den kimsenin kurtarılmamasını talep ettiği hatırlatılarak “Sizden bu talebe derhal uymanızı istiyoruz” vurgusu öne çıktı.

Alman hükümetinin bu tavrına STK’ler ve Sol Parti Milletvekili Michel Brandt tepki gösterdi. “Neues Deutschland” gazetesine konuşan Brandt, hükümetin STK’lerden kimseyi kurtarmamasını talep edeceğine yardım gemileri için güvenli bir liman bulmasını istedi. Sea-Eye kuruluşun yöneticisi Gorden Isler ise “İnsanların denizde boğulmaması için biz bu kuruluşu kurduk, bunu sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

İtalya, Malta, Yunanistan ve İspanya’nın ölümle yüz yüze olan mültecilere yardım edilmemişi yönünde aldığı kararı ardından son yıllarda Akdeniz’de boğulan mülteci sayısında ciddi bir artış aldı. Birleşmiş Milletler Göç Ajansı (IOM)’nin verilerine göre sadece bu yılın ilk üç ayında 241 kaçak göçmen Akdeniz’de boğularak can verdi. 2014’te sadece 46 mültecinin Akdeniz’de bu rakam 2017’de ise 806’ya, 2018’de 522’ye, 2019’da ise 418’e yükseldi.