Fabrice Balanche, Le Figaro gazetesinde yer alan söyleşisinde Türk devletinin işgal saldırılarını değerlendirdi.

Balanche, “Türkiye'nin Suriye'deki ana hedefi, Ağustos 2016'da Moskova ile yakınlaşmasından bu yana artık Beşar Esad'ın düşmesi değil, Kürt özerklik projesini yok etmektir” dedi.

YPG’nin DAİŞ’e karşı savaşan Demokratik Suriye Güçleri’nin bel kemiğini oluşturduğunu kaydeden Balanche, “Onlar olmasaydı Kuzey-Doğu Suriye’nin kurtuluşu mümkün olmazdı” ifadelerini kullandı.

Balanche, “Türkiye 2018'de Kürt bölgesi Afrin'i (Efrîn) ve ardından 2019'da Rasulayn (Serêkaniyê) ve Tel Abyad'ı (Girê Spî) işgal ettiğinde Batı buna izin verdi. Bu iki saldırı, Rusya ile istişare halinde gerçekleşti. Rusya bunun karşılığında Beşar Esad rejimi için İdlib'deki isyancılar zararına toprak aldı” diye ifade etti.

‘ARAP VE İSLAMCI KUŞAĞI KURMAK İSTİYOR’

Balanche devamla şu yorumda bulundu:

“Erdoğan, Türkiye sınırının 30 km güneyinde bir güvenlik kemeri oluşturmak istiyor. Kuzeydoğuda bu, sadece YPG milislerinin değil, Kürt nüfusun da ortadan kaldırılması, yerine İdlib'den Arap nüfusun geçmesi anlamına geliyor. Aslında Erdoğan, Akdeniz'den Dicle'ye kadar Suriye'nin kuzeyinde bir Arap ve İslamcı kuşağı inşa etmek istiyor. Zaten kuzeybatıda, İdlib ile Cerablus arasında, Türk himayesi altındaki bir bölge olarak kurulmuş durumda. Türkiye, Suriye Kürtlerine ateş açmak ve aynı zamanda Türkiye'nin Libya'daki ve Azeri müttefikinin Karabağ Ermenilerine yönelik müdahalelerini desteklemek için oraya paralı askerler çekiyor. Erdoğan rejimi böylece, disiplinsizlikleri ve yağma zevkleriyle tanınan Osmanlı döneminin başıbuzuklarını yeniden oluşturdu. Türkiye ile birlikte ülkenin kuzey batısını kontrol eden Suriye Ulusal Ordusu’nun bunlar oluşturuyor. Afrin ve Rasulayn'daki Kürtlerden çalınan arazi ve binaların birincil yararlanıcıları onlar ve aileleri.”

KATLİAMCI VE YAĞMACILAR

Başıbozuklar, Osmanlı ordusunun paralı askerleriydi. Bunlar, esas olarak işgal edilen bölgelerde halkları terörize etmek için kullanılıyordu. Özellikle Balkanlarda aktif olarak kullanıldılar.  Bulgarlara yönelik Nisan 1876’daki zulmün boyutları dünya genelinde yankı yarattı.  Bu zulüm, 1877-1878 Rus-Osmanlı savaşının da tetikleyicisi olarak değerlendiriliyor. Başıbozuklar nisan 1909’da Adana’da 30 bin Ermeni’nin katledilmesinde de JönTürkler tarafından kullanılmıştı.